Ne uğruna?

Doğru ve yanlışla ilgili tek bir yargı kalmamıs, yok!

Kimin mantığı, kimin aklı oldugu belli degil!

Altta kalanın canının çıktığı, kuralsız ve ölçüsüz bir açgözlülükler dizisi. 

Baska ne var?

"Paketler" ile uygulanması gereken adımlar, başkalarınin verdiği “hükümler” var...

Bir de kendi aklını yönlendirme hakkı kalmayan "dejenereler"! 

 

Biz kimiz peki, neyiz?

Özgür düşünceye sahip bağımsız varlıklar mıyız?

Hani egemen eşit iki devletli çözüm deniyor ya, biz o iki egemen eşit devletten birinin egemen vatandaşları mıyız?

Yoksa kendi fikirleri olmayan ve başkalarının fikirleri tarafından yönetilen “beceriksizler” miyiz? 

 

Ülke sorunlar yumağı, ve yumak giderek daha da büyüyor...

Çözümden kaçarak, dünyadan giderek uzaklaşarak, üretimden koparak ve taşıma suyla buraya kadarmış... 

"Ümmet" yaratmakla sorunlar çözülecek mi?

"Oldu-bitti"lerle sorunlar çozülecek mi?

Alın yazısıymış gibi, birileri tarafından yönetilip, manipüle edilmekle sorunlar çözülecek mi?! 

 

Pandemiden günümüze yaşananlara bir bakın nolursunuz...

Hele de seçimlerden bu yana yaşananlara akıl sır ermiyor...

Nereden bakarsanız bakın siyasete yapılan "orantılı" bir müdahale değil!

 

Sağlıklı bir siyasi model, mutlak hakimiyeti gerektirmez...

Demek istediğim o ki, sağlıklı bir siyasi modelde, güç paylaşılmalıdır...

Gücü, toplumun ihtiyaçlarını tanıma ve giderme yeteneği doğrultusunda paylaşırsınız. 

 

Ama maalasef kırk yıldır otoritesiyle ülkeyi yönetenler,

gücü kendilerine olan yakınlıklarına göre, yakınlarındaki diğerlerine de kazandırdılar...

Orta Çağdaki krallar gibi!

KKTC’de güç sahibi yapılanlar ise, 

KKTC'yi bir orta çağ belâgati ile yönettiler çoğunlukla... 

Neticede sıradanlık ve vasatlık, herseyi ve herkesi yeyip yuttu...

 

Allah aşkına bu dokuyu siyasallaştırmak "kazan-kazan" modeli midir?

İlerlemenin yolu birini yerinden kaldırıp, yerine bir diğerini koyma, "adam yeme" değildir!

Ne uğruna oluyor peki tüm bunlar?