Bu “kafa”, kafa değil!

Yayın Tarihi: 11/07/22 07:00
okuma süresi: 3 dak.

"Geçmiş" içimizde bir şeyler bırakıp da gitmiştir mutlaka!

Suyun buharlaşması gibi...

Aslında varlığını devam ettirir, ama biz onu görmeden yaşarız...

Gelecek ise hiç gelmez, ancak biz ona doğru ilerleriz...

Bu ilerleme esnasında "yeni", eskiyi lağveder ve düzen bozulur. 

Düzensizliğin içinden ise "yeni" bir düzen doğar…

Kısacası, zaman entropinin, yani bir sistemdeki rastgelelik ve düzensizliğin (kaos) taşıyıcısıdır.

Zaman içinde geçmişte kalan "kalıp", yaşamın yenilenmesi için "kurban" edilir ve "yeniden doğuş" gerçekleşir!

Zaman içerisinde tüm ülkeler, olağandışı dönemler yaşar...

Neticede bürokratik yapılar ve ortam bozulur, günün sonunda ise yeni düzenler kurulur!

Ülkemizde olduğu gibi, mali derinliğin sağlanamadığı, kimileri için "birilerinin düğmeye basmış" bulunduğu bir kriz durumunda, teşhisin doğru yapılması kadar, tedavinin gerekliliğine inanç da, krizin aşılması için bir zorunluluktur.

Aynı kurallara uymak, itaat etmek, aynı kalıplar ve aynı değerlere sahip olabilmek, uyumlu bir işbirliğine dayanır.

Muhatap olduğunuz kesimlerle, belli bir hikaye veya ütopya hakkında işbirliği yapmayı, göreceli gerçekliğin üzerine koyarsanız, bu sizi oldukça güçlü yapar!

Peki bu neden yapılmıyor? Çünkü, bu toplumu "yok" saymak, "istismar şampiyonu" çevreler için, uzun yıllar "çözüm" gibi görünmüştür...

Oysaki, yeni "menüyü" kullanacak olanların, bu yeni menüyü tercih eder duruma gelmesi asıl gerekli olandır.

Bilindiği üzere, zaman ilerledikçe, KKTC denilen bu "kurmaca gerçeklik", giderek çok daha güçlendi ve bugün deneyimlemekte olduğumuz birçok yeni sorunu yarattı ve yaratmaya da devam ediyor...

Neden mi? Çünkü, KKTC'yi bir uyum ve iş birliği platformundan bir "Yap-İşlet-Devret (YİD)" modeli “devlet kurumuna” dönüştürdüler...

Zamanla, kurum ve kuruluşlarıyla, telif haklarını da Türkiye'ye devrettiler...

Kullanım şartları ise, Kıbrıs'tan sorumlu olarak atanan şahsın, iki dudağı arasına sıkıştı... 

Neticede, iş birliği yapmak yerine, vesayet, kendimiz dışında bir "kafa" örgütledi... Ve bu "kafa", giderek toplumu iki zıt kutba ayırdı...

Var olan, ve yeni yeni ortaya çıkan bütün sorunları, birbirine bağlı, bütünlüklü ve bir kördüğüm haline getirdi!

Şimdi sizlere soruyorum:

“1983’den bugüne “ne değişti?”

Bunun cevabı, KKTC’nin şu an içinde bulunduğu durumdur... "Ne değişmesi gerekirdi?"nin ölçüsü ise Dünya’dır.

Biz bu "kafa" yapısı içerinde, kendi kültürel ve evrensel prensiplerimiz çerçevesinde, kendi projelerimizin hangisini üretebildik?

Neden üretemedik? Çünkü, "başka alternatif yok" diyen bu kafa, topluma öğrenilmiş çaresizliği aşılamıştır... Bu "kafa", mevcut tabloyu iyiye götüren bir kafa değil...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Prof. Dr. Mehmet ÇAĞLAR yazıları