B planı: Külliye

Genellikle, insanlık tarihindeki büyük başarılar, uyumlu hareket etmeye dayalıdır.

Hikayelerin, mitlerin önemi burada yatar…

Meselâ ABD, İsviçre ve son olarak da AB, coğrafi bir bölge içinde yaşayan toplumların, uyum içinde iş birliği yapabildikleri, çok etkili ve gelişmiş birer iş birliği yapılarıdır...
Neden?
Çünkü o coğrafyalarda yaşayan herkes ABD, İsviçre ve AB denilen aynı hayâl ürününe ve ütopyaya inandığı için…

Aynı kurallara uymak, itaat etmek, aynı kalıplar ve aynı değerlere sahip olabilmek, uyumlu bir iş birliğine dayanır.
Aynı şey dinsel ve politik alanda da doğrudur.
Siz, muhatap olduğunuz kesimlerle, belli bir hikâye veya ütopya hakkında işbirliği yapmayı göreceli gerçekliğin üzerine koyarsanız, bu sizi oldukça güçlü yapar.
Örneğin, cuma namazına katılmak, kılmak ve ibadet edebilmek için, milyonlarca insan bir araya gelir, çünkü hepsi Allah, yaradılış, cennet ve cehennem hakkında aynı inançlara ve hikâyeye sahip olup inanmışlardır.

Şimdi biz bugün kendi içinde bulunduğumuz duruma bir göz atalım.
Toplum, "ısmarlama iktisad" denen bir yöntem ile "soyulmuş"!..
Kurumları işlevsizleştirilmiş...
Kurumların içleri boşaltılmış, ortadan kaldırılmış...
Sermayesi el değiştirmiş…
İnsanları göç ettirilmiş… 
Dıştan inanılmaz göçler almış, demografik yapı kontrolden çıkmış… 
Mahkemelerde 250 bine yakın banka/icar davası birikmiş!
Tam bir sürklâse...

Sanki doğal afet durumu!..

"Muhtaç" ve "mecbur" bir varlık halindeyiz...
"Hiç"lenmekteyiz!
Fakat çok “şanslıyız” ki  “hükümetimizin” elinde bu başarısızlık karşısında bir

"B Plânı" var:
Külliye yapmak!

Bu “B plânıyla” muhafazakârlığımız, bizi kulluk ettiğimiz gücün bir parçası haline getirecek, böylece kendimizi güçlü hissedeceğiz!..
Nasıl mı?
Bir taraftan "kumarhanelere (casinolara) ve sözde gece kulüpleri olarak lânse edilen genelevlere" “kültür turu” düzenlerken, öbür taraftan camiler, külliyeler, imam hatip liseleri ve ilâhiyat fakülteleri inşa eden, aynı değerlere sahip olan, yüksek uyumlu vatandaşlar olarak!..

Ancak, bizim yolumuz, ne kumarhane, ne külliye!
Bizim yolumuz, öncelikle toplumun sorunlarına parmak basmak,
bu sorunları açığa çıkarmak,
anlamak ve anlatmak...
Dolayısıyla, "hakikati" ortaya koyabilmek ve savunmaktır!..

Kaybediyoruz düşüncesini zihinlerimizden de eylemlerimizden atarak,

vazgeçmiyoruz şiharı ile ülkemize sahip çıkma mücadelesini,

birlik ve dayanışma içerisinde yükselterek...