EkoFin

Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ
sukruumarbeyli@hotmail.com
Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ

Ve faizler tekrar yükseldi...

Yayın Tarihi: 28/12/20 06:30
okuma süresi: 5 dak.

Evet, Türkiye Merkez bankası politika faizini 200 baz puan yükseltti. Politika faizi %15’den %17’ye yükseldi. Sıkılaştırma politikaları devam ediyor. Para arzı azaltılıyor, talepleri azaltmak ve tasarrufa yönlendirme hedefleri devam ediyor. Faizlerin yükselmesi paranın fiyatını artırıyor ve üretimi düşürüyor. Ekonomik büyümede ters orantılı olarak devam ediyor; ama diğer taraftan ithal mallardaki girdi maliyetleri düştüğünden dolayı üretilen malların fiyatları daha düşük ve uygun oluyor. Bundan dolayı da enflasyon düşüyor. Ekonominin tanımı kıt kaynakların etkin kullanılmasıdır. Bir tarafı düzeltirken, diğer taraf bozulur. Terazi mantığı ile dengede tutmak için büyük çaba ve kararlar gerekmektedir. Faizler yükselince diğer taraftan bakıldığında diğer bir artı ise yabancı yatırımcıların yurt içine getirdiği sıcak para döviz girişleridir. Yapılan dolaylı ve doğrudan yatırımlar ile ülkede dövizlerin artmasından dolayı TL değer kazanırken döviz kurlarında ise gerilemeler meydana gelir. Bu gerilemeler ile ülkenin dış borçları da azalmakta olup büyük avantaj sağlamaktadır. Yapılan yatırımlar istihdam ve GSYIH’ya da etki eder. Dünya negatif faizde ve Avrupa sıfır faizde, İngiltere ve Amerika sıfır dolaylarında iken Türkiye ve gelişen ülkelerdeki faizler dış yatırımcılar için bayağı ilgi çekici oluyor. Enerji için ödenen yüksek bedellerden dolayı yüksek bir cari açık oluşmaktadır. Bu paralar ülkede kalsa cari açık oluşmaz ve cari fazla verilir o zaman döviz ihtiyacı da kalmaz ve fazla para ile yurt dışındaki ülkelere yatırımlar yapılarak çok güzel işler yapılabilir.

Şu anki pozisyona göre bakıldığı zaman faiz artırımı kaçınılmaz bir durumdu. Vatandaşlar mevduatlarını genellikle dövizde tutuyor ve TL tutmalarına teşvik etmek için faizlerin artması da diğer bir yönden bu pozisyonda doğru adımdı. Bir sistem var ve siz bu sistemin içerisinde olduğunuz sürece buna uymak zorundasınız. Dünyadaki düzen borçlanma üzerine kurulu ve bundan dolayı şu an için yapılacak adımlar maalesef bu şekilde atılmak zorundadır.

Tabi ki faizler bir silah ama tek başına yeterli değildir. Bütçe açıkları, cari açıkları, faiz, enflasyon, cds primleri, dış borçlar, ülke notları, döviz rezervleri, dış yatırımcılar, jeopolitik riskler, işsizlik oranları, vs. gibi etkenler söz konusudur. Tüm bunlar beraber hareket eder ve gelişmekte olan ülkeler içinde büyük önem taşımaktadır. Faiz artırımından dolayı cds primleri de 500 iken 300 seviyelerine düşerek olumlu tepki vermiştir. Faizlerdeki artışlar geçici olarak zaman kazandırmaktadır. Sermaye girişleri de sıcak para girişleri de kısa zamanda avantaj sağlarken, uzun zamanda cari dengeyi sağlamalıyız ki dengeyi tutturalım. Eğer ülkeye yeterince döviz girdisi olmaz ise ülke döviz alım ve satım işlemlerinde döviz için karşılanacak bu işlemlerin parasını bulmakta zorlanmaktadır. Faiz artışları borç maliyetlerini artırır ve finansman dengesini de bozarak ayni zamanda sorunlarda oluşturmaktadır. Sosyal ve siyasal çerçevede yapısal reformlar yapılması, demokrasi, hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı gibi süreçler ile de güven vermek hem ülkedeki vatandaşlara hem de yurtdışındaki yatırımcılar için de büyük önem taşımaktadır. Faiz artışlarının sürekli olarak yapılmasını durdurabilmek başka türlü söz konusu olamayacaktır.

Genel olarak Türkiye’de enflasyon %14 seviyesi üzerinde seyrederken, politika faizi %17 son karara göre revize edilmiş ama gecelik fonlama %18.50’ye ve geç likidite penceresi %21.50 faizleri ile yenilenmiş durumdadır. Bu döngüler ekonomik konjonktüre bağlı olarak değişmekledir. Yapılan politikalar ile bunları düzenlemek çok önemlidir. Bir an önce cari fazla verecek şekilde bir sistem kurmak için düğmeye basmalıyız ki bunun sırrı üretimdedir. Üretmeliyiz ki fabrikalar da kurulsun, istihdam da artsın ve dış ülkelere de yatırım yapacak seviyelere gelerek döviz ihtiyacımız için sürekli faizler ile uğraşmak zorunda kalmayalım.


Bu makalede yer alan fikirler yazara aittir ve Kıbrıs Postası’nın editöryal politikasını yansıtmayabilir.
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Yrd. Doç. Dr. Şükrü UMARBEYLİ yazıları