Brexit: Yeni Mavi - Beyaz kardeşliği

“Esir Kraliçenin” son soytarısı “Türk Johnson” risk aldı ve tarihi zafer kazandı...

Kurumsal demokrasinin yerle bir olduğu Brexit zırvalıklarına son nokta kondu…

İngiltere 2020 Christmas bayramını nihayet AB’den çıkmış olarak geçirebilecek…

Şimdi 1935’lerden bu yana“efsane” İşçi Partisi’nin uğradığı çarpıcı hezimet sonrası Avam Kamarası’nda Muhafazakârlar ülkeyi rahat bir çoğunlukla yönetecek.

Zaten adı üstünde: “Her Majesty's Government”.

**

Yoğun propaganda ile Brüksel-ci gençler bile üç yılda Brexit’e döndü ama

2016’dan beri işi sürüncemede bırakarak İngilizleri bataklık Ada’larında ekonomik yıkıma “sürükleyenler” usanır zannetmeyin.

“Bir yıl içinde AB ile ticaretin yürütülmesi konusunda bir anlaşmaya varılamaması” kartına muhakkak oynayacaklardır.

Konunun bir de İskoçya tarafı var: “Bağımsızlık” yanlısı Ulusal Parti sandalye sayısını 35'ten 48'e çıkardı.

Yeni bir bağımsızlık referandumu için Johnson'ı zorlayabilirler.

**

Yalnızca 847 gündür Parlamento önünde "Brexit'i durdurun" diye bağıran yaşlı adam eylemlerine son vererek nem içinde çürümüş ve sigortadan para bekleyen “sönmüş ocağına” dönmedi…

50’ler Süveyş krizi ile Küreselcilerin kara ve deniz hâkimiyetini Amerika lehine tescillemesi ile “asıl aktörlüğü” hayal kırıklığıyla elden çıkaran “kanlı Kraliyet” ailesi de ferahladı böylece...

Kolay mı?

“Kocamış” II. Elizabeth, hâlâ Napolyon Savaşları’ndan kalan borç faizlerini aynı şebekeye ödemeye devam ediyor…

**

İşe başından beri taraf kesilen Amerika da rahatladı Britanya’daki sonuçlarla…

Tıpkı vaktiyle “dünya gerçekleri” karşısında kibirli renksiz benzi daha da atan İngilizlere olduğu gibi- aynı şoku- şimdi “Çin’e devirle” Amerika yaşıyor…

“Mavi” kan Kraliçe ve emperyalist “Beyaz” Amerikalılar…

Yani dünün halef-selefi…

Bugünün “satılmışlıkta” ortakları…

Boşuna dövünmüyor Trump…

Özel kanunlarla idare edilen City of London’un içini boşaltanlar şimdi New York’u da terk ederek Pekin’e çoktan bavulu taşıdığı için ne diyor “King” Trump: “Küreselciler bize para kaybettirmeye çalışıyor”…

Ancak nafile…

Dünyayı “ateşe” verseler bile maalesef bu mücadeleyi son tahlilde kazanamazlar. Sadece geciktirebilirler…

Maalesef, diyoruz çünkü mücadeleye giriştikleri “Küreselciler” insanlık için bunlardan da daha büyük bir tehdit.

**

BBC’yi takip eden İngilizler bir süre kamu harcamaları, göçte puan sistemi, serbest ticaret anlaşmaları gibi konularla uğraştıktan sonra Amerika ile “ekonomik” ilişkilerini, azil-mazil derken yeniden seçileceği muhakkak olan Trump’la düzenleyecekler…

Böylece Avrupa kıtasında ve siyaseten AB çevresinde Rusya, Türkiye ve Birleşik Krallık’tan oluşan bir dış çember oluşmuş olacak…

Önümüzdeki dönemde AB’nin Avrupa’da dış komşularını oluşturan bu üç ülke ile ilişkilerini nasıl düzenleyip yoluna sokacağı asıl kritik mesele…

Brexit’in Avrupa ve Kuzey Atlantik bölgesinde doğuracağı yeni dengeler ile “emperyalistler” ile “küreselciler” yeniden masaya oturup aralarında bir süreliğine olmak kaydıyla “bir yolunu” muhakkak bulacaklardır.

Sonra da ver elini Bill Gates’in 96’da ‘Dijital Sinir Sistemi ile Düşünce Hızında Çalışmak’ isimli kitabında bahsettiği ‘Lojistik şehirler’ ile “Bir Kuşak Yol”la Dünyanın yeni merkezi Çin’e…

**

Yeni yüzyılı, “asıl çete” Küreselcilerin Tek Dünya Devleti ve Hükümeti, tek alfabe (mümkünse emoji), tek din (mümkünse transhumanizm), dijital dünya, dijital para, Dördüncü Sanayi Devrimi gibi kavramları belirleyecek…

City Of London sermayesi, IMF’yi devre dışı bırakmak üzere olan Asya Yatırım Bankası üzerinden - girdiğimiz yeni yılda - 68 ülkede toplam 10 trilyon doları bulan yatırım yapacak.

Bir ara BM’yi de fesh edip Çin ile pek çok ülkenin askeri anlaşmalar yapması sağlanarak eninde sonunda ‘Bir Kuşak, Bir Yol Projesi’ hayata geçecek.

İngiliz-Amerikan görünümlü Çin ve İngiltere’yi bundan sonra sıkça aynı fotoğraf içinde göreceğiz.

**

Gelmekte olan dünyadan haberin yoksa eğer, bazılarımız gibi Kıbrıs’ta çözümü, AB ülküsünü, Federal Gazı ve Almanlarla Kıbrıs sorununu konuşmaya falan çalışırsın…

Kendini hâlâ “Tavistokçu” Vamık Volkan referansıyla Bill Clinton’un veda resepsiyonunda sanırsın…

“Soros” yaşar sanırsın…