Nejat Konuk’tan Sucuoğlu’na ‘vesayet’ nedir?

Yayın Tarihi: 06/05/22 08:30
okuma süresi: 4 dak.

1964’te merhum Rauf Raif Denktaş ile birlikte Larnaka yerine şimdiki Bafra adlı köyün yakınlarında Kıbrıs'a çıkmışlardı…

1976'da Kıbrıs Türk Federe Devleti'nin ilk başbakanı oldu.

1976-1978 yılları arasında I. Konuk Hükûmeti'nde başbakanlık yaptı.

Nejat Konuk’tan bahsediyoruz.

Daha sonra partisi Ulusal Birlik Partisi'nden istifa ederek bir grup arkadaşıyla birlikte sosyal demokrat çizgide olan Demokratik Halk Partisi'ni (DHP) kurdu.

DHP 1981'de yapılan seçimlerde diğer muhalefet partileri Cumhuriyetçi Türk Partisi (CTP) ve Toplumcu Kurtuluş Partisi (TKP) ile beraber seçim sonrası hükûmet kurmak için anlaştı, ancak parti genel başkanlığından istifa ederek bağımsız milletvekili oldu ve üçlü hükûmet kurulamadı.

Daha sonra uzun bir hükûmet bunalımının ardından UBP-TBP-DHP üçlü koalisyonu kuruldu.

1982'de Kıbrıs Türk Federe Meclisi'nin Başkanı seçildi Konuk…

6 Aralık 1983’te oluşan Kurucu Meclis'in üyeliğini de yaptı.

13 Aralık 1983'ten 19 Temmuz 1985'e kadar görevde bulunan KKTC Kurucu Hükûmeti'nde başbakanlık yaptı.

Daha sonra aktif siyasette yer almadı.

Nejat Konuk 1 Ocak 2015’te dünya hayatına veda etti…

**

Nejat Konuk, iktidarının biçimselliğini anlatan, buna tepki gösteren “epik” bir istifaya imza atmıştır.

Göreve gelişinin üzerinden iki yıl geçmeden istifa eden Konuk, bunun nedenlerini şöyle anlatır;  

“Genel başkan ve başbakan olarak kâğıt üzerinde geniş yetkilerimin olduğu doğrudur ancak bu yetkilerin kullanılmasında daha ilk günden bu yana sürekli olarak vesayet altında tutulmam ve yetkilerimin ipotek alınma istemleri gönlümde beklediğim ve istediğim başarıyı sağlamamı engellemiştir…”

Nejat Konuk bu açıklamalarına kendisinden sonra gelecek Başbakan için iki anlamlı dilek ve öğüt de ekler;

 “Temenni ederim; Anayasanın kendisine vermiş olduğu yetkiler üzerine ipotek konulmasına izin vermesin. Bu konuda yapılan girişimleri kesinlikle önleyebilecek çareleri arayıp bulsun”.

İkinci dileği ilkinden acıdır;

Benim çektiğim azabı dilerim ki yeni başbakan çekmiş olmaz...”

**

Ancak İkinci başbakan Osman Örek Denktaşca başbakan ve parti başkanlığına getirilişinin üzerinden bir yıl bile geçmeden görevlerinden ve partisinden istifa edecektir.

Üçüncü Başbakan Mustafa Çağatay’ın da durumu özünde öncekilerden farklı değildi.

**

KKTC’de İlk üç başbakanın istifa etmeleri ya da siyaseti bırakmaları seçmen tercihi ya da parti yetkili organları değildi…

Kurucu cumhurbaşkanı ile yaşadıkları anlaşmazlıklar ve UBP içerisinde tetikte bekleyen koltuk sevdalılarının oyunları idi.

Esasa, günümüze gelirsek;

Artık baba Denktaş yok!

Türkiye’nin “temsilcileri” var..

Faiz Bey’in bu temsilciler ve temsil ettikleri ile anlaşamayacağı, yani “uyumlu çalışamayacağı” artık gün yüzüne çıktı…

Dolayısıyla bir sonraki başbakan kim olursa olsun aslında “neyin değişeceğini”, bugüne değin yaşananlar nedeniyle öngöremiyoruz.

KKTC'de başbakan ve genel başkan olmak -ama her halükarda- ateşten gömlek!

Son seçilmiş başbakanın -ki bizce de ciddi, hatta vahim denebilecek hataları yanında mavi boncuk siyasetinin de bir timsali olarak- tüm bunlar karşısında yapacak bir şeyi yok!

Ancak kendisinden sonra da bu ülke, yani KKTC... Yani bazılarına göre Ada’nın kuzeyi -fark etmez- “seçilmiş bir başbakana” sahip olmak istiyorsa eğer, Faiz Sucuoğlu Nejat Konuk gibi hem UBP Genel Başkanlığı’ndan hem de milletvekilliğinden “onurlu ve tarihe geçecek” bir istifayla imza atabilir…

Bu şansı, “mimlenmiş” kendi şahsiyeti, devleti kurmakla övünen partisi ve KKTC hatta Türkiye için kullanmasını naçizane tavsiye ederiz…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.