Anketsizlik...

Güneyde yayın yapan, aşırı sağcı DİKO partisinin yayın organı Simerini dün bir anket yayınlamış.

Bizim resmi haber ajansımız TAK, eksik olmasın hemen çevirip haber yapmış; bugün tüm gazetelerde okuyacaksınız...

Nasıl bir anket bu?

Aslında durup değerlendirme yapılacak bir anket değil…

Niye?

Zira içindeki verilere bakacak olursak, saçma sapan şeyler olduğunu görürüz de ondan.

Ayrıca benim buradan yazmam, bu saçma anketi yeniden 'üretme' olur ama yine de birkaç kısmına bakalım…

Misal, şu soru;

Mustafa Akıncı'nın Kıbrıslı Türklerin liderliğinde olmasıyla çözümün daha kolay olduğuna inanıyor musunuz?

Cevap: "Yüzde 52,7 Evet, yüzde 41,3 Hayır, yüzde 6 Bilmiyorum-Cevap vermek istemiyorum. Sistemli şekilde, Mustafa Akıncı'nın varlığının müzakerelere çok yardımcı olduğunun işlenmesine karşın vatandaşlardan 5'te 2'si farklı görüşte. Akıncı DİSİ seçmeninin yüzde 65'inin, AKEL seçmeninin yüzde 54'ünün, EDEK ve Ekologlar seçmeninin yüzde 45'inin ve EURO.Ko'nun yüzde 43'ünün ve DİKO'nun yüzde 39'unun desteğini alıyor. ELAM hariç diğer partilere oy veren veya sandığı boykot edenlerin yüzde 40'ından fazlası da bu görüşü benimsiyor."

Bir de şu soruya bakalım;

"Başkan Anastasiadis'in Kıbrıs sorunundaki icraatlarına katılıyor musunuz?"

Cevap;

"Yüzde 51,3 Evet, yüzde 33.9 Hayır, yüzde 14,8 Bilmiyorum-Cevap vermek istemiyorum. Anastasiadis'in icraatlarına DİSİ'lilerin yüzde 74'ü, AKEL'lilerin yüzde 60'ı onay veriyor. En az onay verenler ELAM'lıların yüzde 5'i, Ekologların yüzde 27'si, DİKO'luların yüzde 31'i. EDEK seçmenleri üçe ayrılmış durumda. Yüzde 39'u Anastasiadis'in icraatlarına katılıyor, yüzde 34'ü karşı çıkıyor, yüzde 27'si bu konuda konuşmuyor."

Vay be…

İki soru cümle olarak aynı değil ama anlam olarak aynı.

Bu durumda, DİKO, EDEK, EURO.KO gibi hayatlarını 'Türk düşmanlığı' üzerinden geçiren partilerin tümü de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'ya, kendi liderleri Nikos Anastasiadis'ten daha çok destek veriyor.

Olabilir mi böyle bir şey?

Bu ankete göre olur.

Simerini Gazetesinin resmi anketçi şirketi olan LS Prime Market Research and Consulting Ltd'in yaptığı bu çalışmada yok yok…

Sorular mükemmel dizayn edilmiş…

"Bütün yerleşiklerin Kıbrıs'ta kalacağı bir çözümü kabul eder misiniz?
Yüzde 90,5 Hayır, yüzde 7,1 Evet, yüzde 2,4 Bilmiyorum-Cevap Vermek İstemiyorum…"

Rum çözüm karşıtlarının, bizim Türk çözüm karşıtlarına nefis şekilde attığı bu gol pasının bugün manşetlerde muhtemelen göreceğiniz şekli şu;

"Rumların %90'ı bütün Türkiyeliler gitsin diyor…"

Sorunun başındaki 'bütün' kelimesi ortadan kalkacağı için şekil bu…

Hele şu soru-cevapta birden fazla manşet var…

"Sizce Türk tarafının hangi faaliyeti en iyi Güven Yaratıcı Önlem Olur?

"Yüzde 35,5 işgal bölgelerindeki bütün yıkılmış kilise ve mezarlıkların tamiri, yüzde 29,4 Beşparmaklardaki bayrağın sökülmesi, yüzde 13,9 Bilmiyorum-Cevap Vermek İstemiyorum, yüzde 13,7 Başka barikatlar açılması, yüzde 7,5 Dillirga'daki Kokkina (Erenköy) cebinin iadesi."

Buradan çıkabilecek muhtemel manşetler şunlar;

"Rumlar bayrağımıza nefret kustu…"

"Şimdi de Erenköy'ü istediler…"

Neyse arkadaşlar, daha da yazmak istemem…

Yalnız şu noktaya değinmek isterim;

Dün sosyal medya üzerinden konuyu tartışırken sevgili abimiz Cenk Diler de, CTP Milletvekili arkadaşımız Armağan Candan da aynı şeye vurgu yaptılar;

Kuzeyde niye anket yapılmıyor?

Malumunuzdur, bizim seçim dönemlerinde nefis anketler yapılır…

Bu anketlerden pek azı seçim sonuçlarının 'yakınına' isabet eder.

Bakınız 'yakınına' diyorum zira yine malumunuzdur, bizim buralarda sonuç 10 puan yanlış bile çıksa başarı olarak lanse edilir.

Dolayısıyla, daha evvel de yazıp çizdiğim gibi, ülkemizdeki çökmüş siyasi yapı gibi anket sisteminin güvenirliği de çökmüştür.

Halbuki, gerek algı yönetimi, gerekse de insanların genel kanısı gibi olgular için anketler çok ama çok önemlidir.

Amerika da bu konu çok ciddi olarak ele alınan bir mevhumdur mesela…

Öyle 1-2 puandan çok bir yanıma bile, anketi yapan şirketin güvenini yerle bir etmeye yeterlidir.

Sonuç olarak, başta müzakereleri sürdürenler olmak üzere, genel olarak tüm siyaset çevrelerinin anketlere 'olmayan' bu güveni yeniden tahsis edecek formülü bulmalarının zamanı çoktan gelmiştir...