Kaygan zeminler...

Yayın Tarihi: 08/01/20 07:00
okuma süresi: 6 dak.

Artık iyice belli oldu…2020 Nisan seçimlerine kadar çok çılgın günlere gebe bir gündemimiz olacak.

Zaten her an her şeyin olabileceği, her türlü entrikanın çevirebileceği bir coğrafya olduğumuz malum bir durumdu ama dün gelen bir haber gerçekten çok şaşırtıcı oldu.

Efendim, geçtiğimiz Eylül ayında büyük bir gürültü ile dokunulmazlığı kaldırılan, ardından da İstanbul'a giden ve açıkça 'benim vekilliğimi iptal edin gelmeyeceğim' diye haber gönderen eski Başbakan Hüseyin Özgürgün, Demokrat Parti ile birlikte Anayasa Mahkemesi’ne başvurup söz konusu kararla ilgili 'ara emri' istemiş.

Hangi DP ile? Söz konusu dokunulmazlık oylamasında 'çekimser' kalan DP ile…

O günden mi planlanmış bu adım? Bilemiyorum ama öyle görünüyor.

Öte yandan kararın duruşması yarın görülecek ki bu da Cuma günü hakkındaki iddialardan ötürü mahkemeye çağırılan Özgürgün'ün, eğer Perşembe günü yürütme durursa, o mahkemeye gitmesine gerek olmadığı anlamına geliyor.

Yani, uzun lafın kısası ara emri çıkması demek, meclisin komite kurup, sonra da 41 adet elin kalkması ile kaldırdığı dokunulmazlık kararının askıya alınması demek oluyor.

Yasal olarak durum bu ama böylesi bir ara emrinin alınmasının yaratacağı siyasi depremin boyutu ne olacak?

Neredeyse bütün siyasi hayatını Özgürgün'ün yargılanması üzerine kuran ve UBP'ye hükümet için bunu birden fazla kez şart koşan HP ne der mesela?

'Yasalar karşısında boynumuz kıldan ince mi' der?

Yoksa potansiyel olarak aynı oy havuzundan beslendiği ve 2020 Nisan'ındaki rakibi olan Başbakan Ersin Tatar'ın partisinin böylesi bir sorunla karşılaşmasına bıyık altından güler mi?

Çok değil, 2-3 ay önce bu konular gündemde iken, televizyonlardan bir kaç kez "Sarı ineği isterseniz mandıranızı boşaltırız" diyen UBP önde gelenlerinin sözlerini hatırlatmak gerekir diye düşünüyorum. Mandıra-sarı inek metaforu diye bir şey var sonuçta…

Haliyle, tabiri caiz diye yazıyorum ama Eylül ayında büyük tantana ile alınan o "sarı inek", belli ki gittiği yerde pek rahat durmamış, kendine kurt bir ortak da bularak geri dönmüştür.

Adı Serdar Denktaş olan o kurt politikacı, kuşku yok ki, Ocak ayının ortası gibi açıklamayı düşündüğü adaylığı ile ilgili bir takım sarsıcı adımlar peşindedir.

Öte yandan kim ne derse desin, KKTC siyaseti içindeki "DNA şifrelerini" en iyi bilen siyasetçi olan Denktaş, elbette ki onun şifrelerini değiştirme konusunda da son derece mahirdir.

Bu bağlamda, biraz da affına sığınarak tabir etmem gerekirse 'zaten içine doğduğu devletin içinde' bir takım dengesel değişiklikler olacaksa, orada her zaman Denktaş'ı aramak ve görmek mümkündür.

Bir defada beş bakanlık tutmak gibi dahiyane bir formülü başka kim bulabilirdi ki zaten?

Dolayısıyla Özgürgün'ün, Denktaş ile attığı bu adım, bence en çok Ersin Tatar'ı çok rahatsız etmiştir.

Zira aynen Kudret Bey gibi, Serdar Bey de, Ersin Bey'in havuzundan oy devşirmeye çalışmakta, bu noktada içeriden dışarıdan kendisine taraftar aramaktadır.

Parti içindeki liderliği seçildiği günden beri zaten sorunlu olan Başbakanın o liderliği kurultayda bir şeklide mağlup ettiği rakibinin bu 'ortaklı' hamlesi ile biraz daha sorunlu hale gelebilir.

Dahası, Özgürgün'ün o ateşli günlerde "Özersay'ın poliste adamları var, hakkımdaki iddiaları gazetelere yaydılar" şeklindeki ifadelerini, "Buna UBP içinde alet olanlar da var" şeklindeki suçlamalarını unutmuş değiliz.

Aslında konu şu ki, UBP-HP hükümeti hem fiilen hem de düşünce boyutunda zaten bitmiştir ve Ersin Bey'in sadece başbakanlığının değil, parti içindeki başkanlığının altındaki zemin de kaymaktadır.

Bu seçimin en önemli ve belirleyici yapısı ne kadar inkâr edilse de UBP olduğuna göre, böylesi kaygan bir ortamda her şeyi beklemek mümkün görülmektedir.

Yani UBP içindeki devinimin sonucu bu seçim için belirleyici bir unsur olacaktır.

Bu bağlamda ilerleyen günler daha çok şeye gebedir, heyecanla izlemeye devam ediyoruz…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları