Korkutucu salgın...

Yayın Tarihi: 27/01/20 07:00
okuma süresi: 6 dak.

2020 yılı ne dünyaya ne de Kıbrıs'a pek hayırlı gelmedi.

Kıbrıs ile ilgili kısmını atlayarak devam edecek olursak, dünyada depremler, İran-ABD gerginliği, Avustralya yangını, iklim değişikliği tartışmaları derken son günlerde de Çin virüsü ile uğraşıyoruz.

Ben de bugün sizlere adına Wuhan Virüsü denilen ve tip olarak bir 'corona virüs' olan bu yeni bela ile ilgili güvenilir kaynaklardan derlediğim son durumları yazmak istiyorum.

Bir kere sevgili okuyucularımdan ricam, bu salgın ile ilgili sosyal medyada dönen bir takım video, açıklama, görüntü ve iddialara körü körüne inanmamalarıdır.

Sosyal medya üzerinde yoğun bir bilgi kirliliğine neden olan bu salgın ile ilgili tavsiyem haberleri dünyanın önde gelen, Reuters, BBC, DW, AFP gibi güvenilir kaynaklarından takip etmesi yönünde olacaktır.

Çünkü diğer şekillerde, ortaya atılan iddialar ve daha bir sürü teyide muhtaç bilgi, paniği ve korkuyu artırmaktan başka bir şeye yol açmayacaktır.

Resmi rakamlara göre şu ana kadar karantinaya alınan 10 Çin kentinde (55 milyon nüfus) 2000'den fazla kişiye bulaşan ve son rakamlara göre 56 can alan bu salgın ilk olarak Ağustos 2019'da Çin'de görülmüş.

Toplamda 13 ülkeye de yayılan ve bir iddiaya göre laboratuvar üretimi biyolojik silah olduğu söylenen virüsün kaynağı olarak Çin'de çok meşhur olan yarasa çorbası, dolayısı ile yarasa olarak gösterilmekte. Ancak her iki konuda da herhangi bir resmi açıklama yok.

Bir başka iddia ise, virüsün yine Çin'de çok sevilen bir tür yılan yemeğinden yani yılandan yayıldığı iddiası var ki bu da doğrulanmış değil.

2003 yılında meydana gelen SARS salgınındaki virüsün benzeri ama daha tehlikelisi olarak kabul edilen Wuhan Virüsü'nün çok daha hızlı yayıldığı ve daha etkili olduğu konusunda ise uzmanlar hemfikir.

Ancak daha korkuncu, virüsün, insandan insana geçmesi ile birlikte, insan bünyesindeki ilgili ilgisiz tüm virüsleri tetiklediği ve onları da mutantlaştırıp aktif hale getirerek 12 saat gibi kısa bir sürede ölümcül etkiler doğurduğu yönünde iddialar olması.

Öte yandan, Dünya Sağlık Örgütü (WHO)'nun son yaptığı açıklamalarda, virüsün öldürme oranının yüzde 3-4 arası olması, iyi bir veri gibi dursa da, virüsün daha kuluçka döneminde bulaştığının tespit edilmesi son derece korkutucu.

Böylesi bir durum, hastalık belirtisi göstermeyen ama bünyesinde virüs bulunan bir kişinin bunu aynı odada ya da mekanda bulunması halinde en az 14 kişiye bulaştırması anlamına geliyor. Bazı uzmanlar bu bulaşma sayısının daha fazla olabileceğini söylüyorlar.

Yine uzmanlar, 1918-1920 yılları arasında 18 ay gibi kısa bir sürede 50 ile 100 milyon insanı öldüren İspanyol gribinin de aynı özellikleri, yani daha kuluçka sürecinde yayıldığını da vurguluyorlar. 

Bunun dışında, Çin hükümetinin otokratik yapısı, virüsle ilgili bir çok iddianın ortaya atılması akıllara Çernobil faciası ve zamanın Sovyet hükümetinin olayı gizleme çabalarını getiriyor.

Birçoğumuzun geçen yıla damga vuran Çernobil dizisini izlediğini varsayıp detaya girmeden, Rusların o olayın feci etkilerini nasıl gizlemeye çalıştıklarını hatırlarsınız.

Yine aynı ideoloji, yani komünizm ile yönetilen Çin ile ilgili de aynı iddialar

öne sürülüyor.

Bu ürpertici iddialardan bazıları ülkede 25 milyon kişinin enfekte olduğunu, ölü sayısının ise 100 bini bulduğu şeklindeki korkunç rakamları ortaya atıyor.

Virüsün geçen hafta böyle gündemde değilken bu satırları yazdığım Pazar akşamı saatlerinde dünyanın birinci gündem maddesi olması, bazı verilerin en azından 'geç verildiği' savını doğrular nitelikte duruyor.

Nitekim, Çin Devlet Başkanı Xi'nin yaptığı açıklamada 'grave' ifadesini kullanarak “ Çok ciddi bir durumla karşı karşıyayız ” demesi, işlerin gerçekten de kontrolden çıkması anlamına gelebilir.

İngilizcede ölüm döşeğinde yatanlar için kullanılan 'grave' kelimesini kullanan Çin liderinin bu açıklamasından beri endişelerim artmış durumda.

Peki, bizim durumumuz ne olur?

Vallahi arkadaşlar, salgın yüzünden 6 günde hastane inşa edip rekor kıran Çinliler bile bu virüsle başa çıkamazken, bizim hiç şansımız olmaz diye düşünüyorum.

Yine de yetkililerin böylesi bir durumda sınır kapatma, karantina altına alma gibi gerekli önlemleri düşünmeye başlamasını salık vermek doğru olur.

Umarım salgın en kısa sürede kontrol altına alınır, daha fazla can kaybı yaşanmaz...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları