İyi polis, kötü polis...

Yayın Tarihi: 27/02/20 07:00
okuma süresi: 7 dak.

Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, dün yaptığı açıklama kendisi hakkında 'karalama' kampanyası yürütenlere cevap vermiş. Sosyal medyada yazılanlara bakarsak adı CTP ile özdeşleşmiş olan 2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat ve Eski Meclis Başkanı Sibel Siber'in oynadığı bu 'kötü polis' rolleri artık iyice tepki çeker hale geldi ama anladığımız bu iş seçime kadar devam edecek.

Bu arada, 'iyi polis' rolünde hayatına mutlu mesut devam eden CTP Başkanı Tufan Erhürman'ın bu karalamalarla ilgili herhangi bir açıklaması olacak değildir. Gerçi dün bir ara, bir programda "Talat, CTP adına konuşamaz" filan diyecek oldu ama, biliyoruz ki, ne kendisi ne de başka biri bunun böyle olmadığını biliyor.

Diyeceğim, Cumhurbaşkanı Akıncı dün biraz da zoraki şekilde hakkındaki açıklamalara cevap vermiş.

Cumhurbaşkanı, Sibel Hanım'a  'papatya falı açmayı bırakıp' aday olması yönünde gayet yerinde bir tavsiye verirken, beş yıla yakın meclis başkanlığı döneminde bir tek kez bile aklına getirmediği 'örtülü ödeneği', Cumhurbaşkanı maaşı niteleyecek kadar ileri gitmesini de 'yalan' olarak değerlendirmiş.

"Benim adıma her ay 150 bin TL’lik çek çıktığını iddia etti. Benim şahsi hesabıma sanki böyle bir para yatıyormuş algısı yaratıyor. Meclis Başkanlığı, Başbakanlık yapmış birinin bunların olmayacağını bilmesi gerekir. Devletin bir hesabı var ve Maliye’den oraya yatır. Nasıl kullanılacağı da bütçede belirtilmiştir. Bu tartışılabilir, ancak yalansız tartışılsın. Kaldı ki Sayın Siber 5 yıl Meclis’teydi, Başbakanlık yaptı, bu ödeneğin kaldırılması için niye öneride bulunmadı?” diye bu durumu açıklayan Cumhurbaşkanının, adaylığını açıkladığı gece anlattığı 'bir anısını' da yeri geldiği için hatırlatalım.

2015 seçim kampanyasında bu örtülü ödenek işini konu eden, seçimin heyecanı içinde "maksatını aşan" bazı vaatlerde bulunduğu açık açık söyleyen Cumhurbaşkanı Akıncı, seçildiği günden iki hafta kadar sonra ziyarete gelen 2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'ın kendisine nasıl da "örtülüyü kullanmasını" salık verdiğini o gece anlatmıştı.

Sayın Talat, o geceden beri bu açıklamaya cevap verip tersini söylemediğine göre verilen bilgide herhangi bir sıkıntı yoktur diye düşünmemiz gayet doğaldır.

Yine Sayın Talat, pek tabii ki doğaldır, eski makam sahibi olarak, gidip yeni başkana çeşitli tavsiyeler verebilir, bundan doğal bir şey olamaz ama neden "örtülüyü kullan" diye özellikle salık verir?

Cumhurbaşkanı Akıncı o günlerde dediğini yapıp bu ödeneğin geçmişini açıklamaya kalksaydı, eski başkanlar döneminde ne harcamalar yapıldığını öğrenecektik diye olabilir mi mesela? Kaldı ki, yasal değişiklik yapılmadan, yani meclis devreye girmeden, Cumhurbaşkanı bunu nasıl yapardı, o da ayrı.

Son günlerde bu konuyu hayat memat meselesi haline getiren, sürekli gündemde tutan Sibel Hanım'ın o günlerde oturduğu Meclis Başkanlığı makamında bu konuyla ilgili 'kılını bile kıpırdatmaması' belki de bu 'açıklanması' çekincesi yüzdendir, kim bilir?

Öte yandan Meclis Başkanı olarak hadi kendisi yapmadı diyelim, en azından mensubu olduğu partisinin vekillerine böyle bir tavsiye veremez miydi? Veya dediği gibi kendisine 'kameralar önünde söz veren' Akıncı'ya bu sözünü hatırlatamaz mıyıdı?

Tabii ki yapabilirdi ama, ne böyle bir niyet ne de böyle bir gündem vardı, haliyle buna hiç gerek yoktu.

Bunlar dışında, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın açıklamasında cevap verdiği ikinci 'kötü polis' meselesine de bakalım.

Cumhurbaşkanı diyor ki "(Kırım konusu ile ilgili) Bunları söyledim diye yer yerinden oynadı, yapılmadık hakaret, söylenmedik laf kalmadı. Ancak Sayın Talat bunlara tek bir söz dahi etmedi. Bunca haksızlık karşısında sözün yok muydu? Ama unutulmasın, bu halk her şeyi görür. Sayın Talat'ın kendi partisinin adayı olabilir. Her kişinin de aday olma hakkı var ve buna saygı duyuyoruz. Ancak kendi adayını desteklemek için illa ki Cumhurbaşkanını karalamak zorunda değilsin.”

Hayrola? Acaba neden bizzat 5 yıl görev yaptığı o makama son derece çirkin saldırılar yapılırken çıkıp tek kelime etme zahmetinde bulunmadı? Meşgul muydu? Yoksa olanları duymadı mı?

Tüh, doğru ya, ne de olsa Akıncı "kavga çıkarıp oy konsolide etmek ister" değil mi?

Gerçekten sınırsız bir 'akıl tutulması' yaşanıyor, ama kurulan mizansen güzel.

Tufan Hocam diyar diyar gezip "kimseyle kavga etmeyeceğim" diyecek, "cepheleşme yaratmayacağım" diyecek, kendisine sorulan "2.tura Akıncı ile Arıklı kalsa kime oy verirdiniz" sorusuna bile "biz kalacağız" diye ortaya karışık model cevap verip 'ne barışçıl ve sempatik adam' algısı yaratacak, ama öte yandan taraftarları 'kötü polislere' karşı tepki gösterenlere tehditle parmak sallayarak "bu işin 2.turu da var haaa" diyecek öyle mi?

Hocam herkesi kucaklayan 'iyi polis' olacak ama Sayın Talat, Sayın Siber ve diğer CTP'li büyüklerimiz yürüyüp durup Cumhurbaşkanı Akıncı'ya "laf çakacak", bu mu?

Eğer buysa, buyurun devam edin arkadaşlar.

Yalnız unutmayın: Halep oradaysa, arşın da buradadır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları