İnsanın evrimine karşı virüsün evrimi...

Yayın Tarihi: 29/03/20 16:48
okuma süresi: 10 dak.

İstanbul Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Çağatay Tarhan, korona virüsünün sürekli mutasyonlar geçirdiğini söyleyerek "Almanya’da, Fransa’da gördüğümüz mutasyonlar en başta Çin’deki virüslerde yoktu," diyor.

Duvar Gazetesi'nden Orbay Soydan'a konuşan Tarhan, "Grip virüsü için de virüs değiştikçe aşılar yenileniyor ama bundan kimse korkmuyor ve bu hayatımızın bir parçası. Korona virüsü için de aynı durumun geçerli olma ihtimali yüksektir," ifadelerini de kullanıyor.

Virüs hakkında binlerce komplo teorisinin üretildiği ve fenası, bunlara inanılıp işin ciddiyetine varma konusunda komplikasyonlar yaratan bilgi kirliliği arasında Tarhan Hoca'nın söyleşisi okumaya değer niteliktedir.

Çünkü hep gözardı edilmeye çalışılan, yerine dogmatik bilgiler konulan evrim sürecinin bu süreçte ne anlama geldiğini çok nitelikli şekilde anlatmaktadır.

Mesela hocanın "Evrimi anlamayan toplumlar korona virüsüyle mücadelede başarılı olabilir mi?" şeklindeki soruya verdiği cevap ve yaptığı şu kritik tespit, duyduğu her şeye inananlara gönderilen bir mesaj olarak dikkat çekiyor:

"Olabilir ama evrimi anlayan toplumların kaydettiği ilerlemelerin ürünlerini ithal ederek olabilir. Karşımızda bir bilinmeyen var, bu filmlerde, kitaplarda gördüğümüz gibi insanlığı tehdit eden yabancı bir unsur sanki… Belirsizliklerle dolu, ne yapacağı kestirilemiyor. Bu da elbette korkuya ve paniğe zemin yaratıyor. Fakat bu korkuya mahal vermemenin yolu korku kaynağı üzerinde kontrol kurmak ve bunun için önemli olan şey de karşımızdaki organizmanın kapasitesini, nasıl değişebileceğini anlayabilmek ve ne gibi biyolojik özelliklere sahip olabileceğine hâkim olmak. Bunun için de hiç olmazsa genel bir biyoloji bilgisine ihtiyaç var."

Öyle ya, son dönemde sürekli geriye doğru giden eğitimde, temel bilgiler vasfında ilk okulda öğrendiğimiz şeylerin bile artık bilinememesi, haliyle konular üzerinde bilgi sahibi olunmadan 'fikir' sahibi olunmasını da beraberinde getirmekte, böylece herkes uzman doktor ve biyolog kesilmektedir.

Bu durumda her bilginin sosyal medya üzerinden ani ve seri olarak yayılması, hem de temel biyolojiden bir haber kişiler ve gazeteciler tarafından bunun yapılması ortaya kaos ortamından başka hiçbir şey çıkarmamaktadır.

Öte yandan Tarhan Hoca'nın, evrim teorisi öğretisinin ortadan kaldırılmak istenmesi, yerine dogmatik dini öğretilerin getirilmesi çabalarını yerle bir eden şu tespiti de kritiktir:

"Aslında hepimiz evrimsel süreçleri, şimdi bu virüste özelinde de olduğu gibi, günlük hayatımızda da deneyimleriz fakat bu açıklayıcı bir bilimsel teori olarak önümüze geldiğinde anlamayı pek istemiyoruz."

Hal böyle olunca da, olaya bu açıdan bakmak yerine, komplo teorilerine inanmak ve kolaycılığa kaçmaktan başka yol kalmıyor. "Basit bir griptir, geçer" ya da "Amerika ile Çin arasındaki biyolojik savaştır" veya "bu işi kapitalist ilaç şirketleri yaptı. Herkesi hasta edip, sonra da ilacı piyasaya sürüp milyarlaca dolar kazanacaklardır" diye ortada dönen bu komplolar, insanlar üzerinde rehavete yol açmakta, sonuç olarak salgın artarak yayılmaktadır.

Ancak bunları bir kenara bırakarak Tarhan Hoca'nın şu harika tespitine kulak vermekte büyük fayda görmekteyim:

"Genel olarak canlı organizmalar için geçerli olan evrimleşme süreçleri virüsler için de geçerli. Herhangi bir popülasyonun evrimleşmesi için kalıtılır nitelikteki pek çok özellik bakımından çeşitlilik söz konusu olmalı. Bu çeşitlilik o popülasyon için bir tür cephanelik görevi görür.

Çevresel değişimler söz konusu olup da popülasyonun başı derde girdiğinde ya da yeni bir duruma uyarlanması gerektiğinde işte bu çeşitlilik içinden yeni duruma daha iyi uyanlar seçilir. Baştaki çeşitliliği yaratansa işte mutasyonlardır.

SARS-Cov-2 özelinde, diyelim bugün Almanya’da, Fransa’da gördüğümüz mutasyonlar en başta Çin’deki virüslerde yoktu.

Virüs yayıldıkça, her çoğaldığında çoğaltıcı enzimleri hata yapar ve işte mutasyonlar ortaya çıkar.

Bu mutasyonlara sahip bireylerin kimi yok olur, kiminde herhangi bir değişiklik gözlemlenmez ama kimileri bulaşma konusunda daha başarılı olur. Yıllarca mutasyonların organizmaya yeni bir özellikle kazandırmayacağına dair safsataları duyduk ama işte geçirdiği mutasyonla hücrelere daha iyi tutunma özelliği gösteren virüsler karşımızda."

Yani durum şudur: İnsan evrimine karşılık virüsün evrimi.

Bu da şu demektir: İnsanlık aşıyı bulsa bile bu daha da kötü bir hale evrilmesi ihtimali bulunan virüs karşısında etkili olamayabilir.

O zaman yol nedir?

Satranç oyununun en kadim ve etkili felsefelerinden birisi 'en iyi savunma saldırıdır' şeklinde olanıdır.

Aktif satranç oyunculuğum boyunca felsefem hep bu yönde oldu. Bu yüzden bazen yüzde yüz kazandığım oyunları kaybettiğim oldu ama genelde başarı sağladığımı söylemem mümkündür.

Öte yandan Almanların efsane komutanı, Çöl Tilkisi Erwin Rommel, kendisine kat ve kat üstün İngiliz kuvvetlerini korkutmak için ne yapardı biliyor musunuz?

Gücünü olduğundan daha büyük göstermek ancak bir tilkinin aklına gelecek kurnazlıklar...

Mesela onlarca kamyonun içine yerleştirdiği uçak pervanelerini aynı anda çalıştırarak, yoğun toz bulutu yaratmayı ve bunu gören İngilizlerin 'çok büyük kuvvetler üzerimize geliyor' diyerek paniğe girip çok muharebeyi kaybetmesini sağlamak buna örnektir.

Dünya Savaşı Z (World War Zombie) filmine baktığımızda, ki izlemeyenlerin de bu dönemde izlediğini düşünüyorum, orada salgını nasıl durdurdular?

Virüse oyun çekerek. Nasıl yaptılar? Tedavisi bilinen, aşısı olan ölümcül hastalıkları vücuda enjekte ederek.

Dolayısıyla yapılması gereken ve evrimin bize öğrettiği şey, virüsün evrimine karşılık insanlık evriminin kendini korumak için savunmadan çok saldırıyı düşünmesidir.

Yoksa oturup el yıkayarak ya da aşının bulunmasını bekleyerek zaman geçirirsek, inanın bana, bu virüs mucize eseri kendiliğinde ortadan kaybolmazsa, insanlık normal seyrine çok zor dönecektir.

Bu noktada Çağatay Tarhan Hoca'nın şu sözlerine kulak kabartmak bence önemlidir:

"Virüsün mutasyon geçirme hızının aşı bulma sürecinden daha hızlı olduğunu söyleyebilecek hiçbir veri yok elimizde.

Bu önümüzde teorik potansiyel bir tehdit olarak duruyor fakat bunun en kesin cevabını aşıyı bulduktan sonra alacağız.

Grip virüsü için de virüs değiştikçe aşılar yenileniyor ama bundan kimse korkmuyor ve bu hayatımızın bir parçası.

Korona virüsü için de aynı durumun geçerli olma ihtimali yüksektir. Etkili bir aşı bulunduktan sonra o aşının da etkili varyasyonları bulunur, yeter ki o aşamaya gelebilelim."

Son olarak da şu kısmı eklemek lazımdır diye düşünüyorum:

"Komplo teorilerine prim vermeyen, büyük resimlerden, büyük güçlerin oyunlarından bahsetmeyen, kamu çıkarına, halk sağlığına, şeffaflığa önem veren ve bilimsel çalışmalara atıf yapan pek çok kurum, hekim, sağlık çalışanı ve bilim insanları var.

Bilimsel bakıştan hiç ayrılmadan onlara kulak vermek şu dönemde en iyisi olacaktır."

Unutmayın, yalanlara inanırsak, gerçekleri asla bulamayız…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları