KKTC hazine bonosu... Çalışır basarız...

Yayın Tarihi: 01/06/20 15:09
okuma süresi: 6 dak.

Başbakan Ersin Tatar, KKTC'nin içinde bulunduğu batık ekonomik durumdan çıkmak için devlet tahvili ve bonosu satmanın da bir yol olduğunu söylemiş.

Hasan Hastürer'e konuşan Başbakan Tatar, 'Tahvil veya hazine bonosu bir alternatif olabilir mi?' sorusunda istinaden "Tabii olabilir. Merkez Bankasıyla onu da konuştuk. Ama şu an için hükümet piyasadan borçlanırsa daha cazip olur,  faizi daha düşük olur noktasına geldik. Piyasalar da bunu sever" diye cevap vermiş.

Devamında Hasan Abi, 'Tahvil veya bononun yurt dışında pazarlanması söz konusu olur mu?' diye konuyu  daha da açınca heyecanlanan Başbakan Tatar buna istinaden de "Tahvil bizim kefaletimizi taşıyan zamanı geldiğinde geri ödenecek bir belgedir. Bunu yurt dışında yaşayan Kıbrıslı Türkler de alabilir. Başka yatırımcılar da alabilir. Bizim buradaki bu likiditeye sahip bankalar da alabilir. Almazlarsa ve paralarını Merkez Bankasına plase ederler daha düşük faiz alırlar. Böyle bir enstrümanı da geliştirmek için çalışıyoruz. Zaman ne olacağını gösterecek" diye cevap vermiş.

Yani anlayacağınız varsa dünya tarafından herhangi bir tanınmışlığı olmayan, bütçesi sürekli açık veren, iç ve dış borçlarının toplamı bütçesinin 3 katı olan ve bu bütçenin yüzde 80'lik kısmını kamu personel giderlerine ayrılan, kısacası yatırım açısından sıfır güvenilirliği bulunan KKTC devleti, tahvil ve hazine bonosu çıkartmak için çalışma yapıyormuş.

Duy da inanma diyeceğim ama söz konusu röportajın medyaya dağıtılan fotoğraflarında çok şık bir dantel işlemenin örttüğü sürahi eşliğinde konuşan Başbakanımız böyle diyor.

Kendi merkez bankasının başına atama dahi yapamayan Başbakanımız, uluslararası ticaret yapma enstrümanı olmayan KKTC devletinin olmayan hazine müsteşarlığıyla, yukarıda saydığım hususları geçtim, tahvil ve bono satıp biz ölümlüleri düze çıkamayı düşünüyormuş.

Tahvil ya da bono dediğiniz şey, devletin çıkardığı bir çeşit yatırım enstrümanıdır. Vadesi genelde bir yıldan kısa süreli olur ve bu sürecin sonunda yatırımcı hem ana parasını hem de faizini alır. Bu bağlamda yatırımcılar açısından oldukça popüler bir şeydir.

En son geçtiğimiz hafta 9.kez batan Arjantin de işte bu hazine bonosu meselesine girmiş ve geldiği noktada söz verdiği gibi yatırımcıların bırakın ana parasını, faizini bile ödeyememiştir.

Bu noktada "bizim adımız KKTC, batmak bizim işimiz" ya da "zaten bu beytambal ada tarih boyunca 7 kez battı çıktı, varsın gene batalım" diyerek bu bono işi normal şartlarda kulağa hoş gelebilir.

Ancak devlet olmaktan öte bir alt yönetim olan, hatta bunun açık ifadesi AİHM kararlarında yazan KKTC için hayatımda duyduğum en olmayacak duaya amin deme projesi sanırım budur diye düşünüyorum.

Ama gene da hayalperest Başbakanımız ve ekonomik akıl veren ekibinin bu duasının bir an için gerçek olduğunu düşünelim.

Yani KKTC devleti, aniden merkez bankasının başına birini atasın ve o birisi de bu hazine bonosu işini hayata geçirsin.

Hür dünya ile hiçbir bağı olmayan, besleme ekonomisi ile yola devam eden KKTC devleti diyelim ki bu bonolara genel geçer dünya oranı sayılan yüzde 5 civarında bir faiz de belirlesin.

Bu durumda örneğin 100.000 TL'lik hazine bonosu alan bir yatırımcı, vade sonunda 105.000 TL'sini oturduğu yerde ana para-faiz ile alacak demektir.

Ürettiği patatesi Türkiye'ye bile satamayan, turizm ve eğitim giderlerini özele kaptıran KKTC devleti zaten üretimden kopuk, uluslararası finans ve piyasalardan kopuk bir haldeyken, bu bonoları yatırımcılara neyin karşılığında sunacaktır?

Altın madeni?

Petrol yatağı?

Dünyanın dikkatını çeken parlak bir ekonomik gelişme?

Bulduğumuz bir mucize?

Ne karşılığı?

Öte yandan bu bonoları hangi uluslararası piyasada nasıl ve ne şekilde sunacaktır?

Bir kör kuyudan farksız olan KKTC Maliyesi, içine atılan her şeyi büyük bir hızla emip tükettiğine göre, böyle işlere kalkışmayı olmayacak hayalden öte son derece tehlikeli de buluyorum.

Düşünün bonoları sattık, parası ile kamuyu ödedik, yandaşlara ihale çektik, har vurup harman savurduk ve ödeme günü geldi çattı.

Alimallah donumuza kadar alırlar...

Dolayısıyla Amerikan Federal Rezervinin sürekli yaptığı ve Amerikan Devletini kefalet altına alarak piyasaya aktardığı ve kısaca kapitalist düzenin 'para yaratma mekanizması' olarak adlandırılan bu yatırım aracının KKTC devleti için anlamı, Amerika ile aynı değildir.

Ama yine de boş verin…

Rauf Denktaş'ın ölüm yıl dönümlerinde ve KKTC'nin kuruluş günlerinde viral olan BM'deki hitap videosunu izleyin.

Ve gidip onlara söyleyin: 'Burada bağımsız bir devlet vardır…'

Ne de olsa dilin kemiği yoktur…

İcabında çalışır bono da basarız, tahvil de…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.