Hükümetin kapılarla ilgili niyeti iyi değil...

Yayın Tarihi: 02/06/20 15:04
okuma süresi: 6 dak.

Güney Kıbrıs'ta çalışan emekciler bugün bir eylem düzenleyerek, sınır kapılarının hemen açılması için hükümeti göreve çağırmış.

Aslına bakarsanız, hükümeti eylem yerine çağıran ama buna muvaffak olamayan emekciler, ardından da 'hükümet istifa' sloganı atarak dağılmışlar. Eylem sonrası yaptıkları açıklamaya bakılırsa, Perşembe günü tekrardan meclis önüne gelecekler ve o kutsal mekanda bu kez çadır da kuracaklar.

Muhtemelen Perşembe günü yapılacak olan eylemde, mecliste bulunan vekillerimizin bir çoğu, ülkemizde son dönemin en geçerli akçesi olan halk dalkavukluğu ilkeleri gereği olaraktan tek tek veya gruplar halinde meclisin gancellisine yürüyecek ve dostlar alış verişte görsün tipinde eylemcilerle görüşecektir diye düşünüyorum.

Ancak benim ne düşündüğümün bir önemi yoktur...

Önemli olan şey Güney Kıbrıs'ta çalışan ve muhtemelen tehlike altına giren işleri ile ilgili endişe duyan bu insanların geleceğinin ne olacağıdır.

Görünüşe bakılırsa, hükümetin bu konuyu yılan hikayesine çevirmek gibi bir gayreti vardır.

Çünkü, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in iki tarafın liderlerine gönderdiği ve kapıları açmak için bir yol haritasında anlaşın şeklindeki çağrısı ile birlikte başlayan temaslarda ortaya atılan 8 Haziran tarihini sırf siyasi nedenlerden dolayı geciktirme niyetinde olduğu görülmektedir.

Hükümet ve onun gölgesinde fevkalbeşer cabalar gösteren kimi basının dillendirdiği 'yetki bendedir' kavgasına bakacak olursak bu niyeti okuyabilmemiz mümkündür.

Nitekim dün akşam bir TV programında konuyla ilgili sorulara cevap veren Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay'ın ilgili ifadeleri tam olarak şöyledir:

"Hiç kimse kesin tarih verecek durumda değil. Bütün bu kapanma veya açılmalar konusunda kesin tarihler veremeyiz. Fakat kendimize şimdilik 1 Temmuz’u taslak tarihi olarak belirledik. 1 Temmuz'a kadar diğer ülkeleri takip edeceğiz. Karantina sürecinden kesinlikle vazgeçmeyeceğiz. Güney Kıbrıs ile kapıların normalleşmesi konusunda da 1 Temmuz ile paralel gidilecektir. Yanlış yapmamak konusunda kararlıyız. Verdiğimiz emeği ve bir çuval inciri berbat etmemek için dikkatli kararlar vermeye devam edeceğiz.”

Kudret Hoca ve hükümet ortaklarının 1 Temmuz tarihini kendilerine taslak olarak aldığını ve Cumhurbaşkanı ile 'yetki' yarıştırma kavgası niyetinde olduğunun anlaşıldığı bu kısmi muğlak ifadelere bakılırsa, kapılarla ilgili daha çok kavgalar verileceğini anlamak mümkündür.

Ayrıca yine bu ifadelere bakacak olursak, Türkiye ile ne zaman başlayacağı belli olmayan hava-deniz ulaşımı ile ilgili de muğlaklık bulunduğunu, elimizde sadece Hoca'nın "bütün bu kapanma ve açılma" ifadesi olduğunu söyleyebiliriz.

Bu bağlamda 1 Temmuz tarihinin, eğer okuduklarımızı doğru anladıysak, tüm sınır kapılarının-ve uçuşların-açılması için düşünülen tarih olduğunu iddia etmek, bu sürecin namütenahi olmayacağını düşünmek olasıdır.

Ancak, laf kalabalığı yapma konusunda gittikçe zeyrekleşen Kudret Hoca ve ortakları, eğer taslak diye ortaya koydukları tarihten önce deniz-hava kapılarını açar da kara kapılarını bir vesile ile kapalı tutmaya devam ederlerse çok büyük bir isyan ile karşılaşacakları uyarısını kendilerine yapmak bir basın mensubu olarak görevimdir.

Hele de, dün bir araya gelen İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesinin toplantısı sonrası Rum basınına yansıyan ifadelere bakacak olursak ve Rum tarafının kuzeydeki tablodan 'tatminkar' olduğu aşağı yukarı belliyken, böylesi bir maceraya girmek zaten zor günler geçiren toplum için ziyadesiyle gereksiz ve kısır bir tartışmayı da beraberinde getirir.

Öte yandan, kendi düşüncemi de burada ifade etmem gerekirse, sınır ya da uçuşların açılması için en başta gereken şey ilgili tarafların kendi epidemiyolojik tablolarını şeffaf bir şekilde paylaşılması ve ardından da sıkı iş birliği ile bu işlerin nihayetine erdirilmesidir. Anladığımız kadarıyla dün bu gerçekleşmiş, muhtemelen ilerleyen günlerde tekrar edilecek olan toplantıda son karar alınacaktır.

Dolayısıyla siyaset susmalı, bilimin dili konuşmalıdır.

Olmadı, derdinizi Arasta eşrafından, Mağusa Suriçi eşrafına, oradan avro yolu gözleyen benzinciler ile müşteri bekleyen 5 yıldızlı kumarhane oteli patronlarına münasip bir dille anlatırsınız artık…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.