Tek yol federasyon...

Yayın Tarihi: 13/06/20 11:48
okuma süresi: 7 dak.

Rum tarafında yapılan ve son 10 yılı kapsayan bir araştırmanın sonucuna göre, 2020 Mart ayı itibarıyla, Kıbrıs'ta iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayanan bir federal çözümü onaylayanların oranı yüzde 76 olarak tespit edilmiş.

2010 yılından beridir Kıbrıs Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmanın sonucuna göre, Mart ayı itibarıyla Rumların yüzde 38'lik kısmı federal çözümü destekliyor. Bunun yanında 'federal çözüm ilk tercihim değil ama kabul/tolere ederim' diyenlerin oranı da yüzde 38 olarak çıkmış.

Aynı araştırmaya göre 24 Nisan 2004'te yapılan Annan Planı Referandumunda 'federasyona hayır' diyenlerin oranı ise yüzde 76'dan, yüzde 24'e düşmüş.

Ancak federasyona destek seyri, bu 10 yıllık zaman diliminde pek çok iniş ve çıkış yaşamış.

Buna göre, 2010 yılında Kıbrıslı Türkler kendilerine federal çözüm karşıtı Derviş Eroğlu'nu lider olarak seçtiklerinde, Rumların federal çözüme olan desteği/tolere etmesi de en geri noktalara inmiş. (yüzde 48.8)

Bu rakam Temmuz 2017'de Crans Montana'da çözümün kıyısından dönüldüğünde, yüzde 30 destekliyorum, yüzde 43.8 'ilk tercihim değil ama kabul ederim' şeklinde yüzde 73.8'lere çıkmış.

Yine 2010 yılında Eroğlu seçildiğinde yüzde 50+ olan federasyon karşıtlığı, Crans Montana'da yüzde 25'e inmiş.

2018'de federasyona evet/tolere ederim diyenlerin oranı yüzde 58.3'lere gerilerken, aynı dönemde 41.7'lik bir ret cephesi oluşmuş.

2019 yılında tekrardan yükselişe giren federasyona evet ya da tolere ederim diyenlerin oranı 2020 yılında tarihin en yüksek rakamlarına ulaşarak yüzde 76'ya gelmiş.

Yani anlayacağınız, tarihin garip bir cilvesi olarak, Annan referandumunda ortaya çıkan evet-hayır oranı olan 76-24, aradan geçen 16 yılın ardından ters yüz olmuş durumdadır.

Bu, yarın sabah bir referandum yapılsa, Rum tarafından evet çıkacağı anlamına gelmektedir.

Peki bizim taraftan?

Elimizde çok güvenilir bir araştırma yoktur.

Ancak 2004 referandumunda ortaya çıkan yüzde 65'lik iradenin, 2015'te federasyonu destekleyen ve bu desteğin karşılığını bizi çözümün kıyısına taşıyarak veren Mustafa Akıncı'nın aldığı yüzde 62'lik oranlara baktığımızda, çözüm iradesinin en az bu rakamda olduğunu söylemek mümkündür.

En az diyorum çünkü bu son yaşadığımız ve daha uzun süre yaşamaya devam edeceğimiz pandemi sürecinde, federal çözümün ne kadar elzem olduğu ve bizim ne kadar çaresiz bir yapı içinde yaşadığımız bir kez daha ortaya çıktığına göre, ben iddia ediyorum ki, bugün bir çözüm referandumu yapılsa bu rakam rahatlıkla yüzde 70+ olur.

Toplumumuzun büyük kısmı 2017'de kaçan çözüm fırsatının ne kadar yıkıcı olduğunu aradan geçen 3 yıl içinde çok daha iyi anlamıştır.

Keşke siyasi duruşlarını güya federal çözüm üzerine inşaa eden siyasi partilerimiz de bunu daha iyi anlasa da 'çözüm olana dek ayakları üzerinde duran yapı' masalından vazgeçip direk hedefe kilitlense diyorum.

Eğer Crans Montana'dan bir çözümle dönseydik, bugün salgın için yapılması gereken pandemi hastanesi çoktan yapılırdı.

Kargacık burgacık dalga geçen bir rapor yerine ciddi bir epidemiyolojik raporumuz olurdu.

Türkiye'den para dilenmek için bakanlıklarımıza kayyum atanmasına izin verme yerine, AB'den gelecek olan mali yardımla, insanca, dik durarak hayatımızı sürdürebilirdik.

İnsanlarımız çaresiz kalıp, sektörlerinin açılması için gidip meclis önünde bilimsel gerçekler aleyhinde gösteri yapmazdı.

Yapmazlardı çünkü kendilerine bakan, el uzatan, yardım eden bir devlet olurdu.

Eğer 6 Temmuz 2017 gecesi, son yemek başarılı olsaydı, bugün dalga geçercesine pandemi rakamları ortaya koyup, sonra da gidip Dünya Sağlık Örgütü'nün kapısında 'bizi de alın' diye beyhude bir şekilde yalvarmazdık çünkü zaten üyesi olmuş olurduk.

Tek onun değil, AB'nin de, BM'nin de, UNESCO'nun da, FIFA ve UEFA ve daha nice uluslararası kurumların da üyesi olurduk.

Dünyalı olurduk, uluslararası toplum içindeki yerimizi alır, başı dik, onurlu bir geleceğe güvenle bakardık.

Ama bunun yerine baktığımız şey, hisarüstünden andilla kurarak seyrettiğimiz Rum tarafı oldu.

Federal çözüm, her iki tarafın da kabul ettiği, içinde yaşamayı arzu ettiği, Kıbrıs adası için en ideal çözüm modelidir.

Bir Türk tezi olan federal çözümden başka bir çözüm modeli yoktur.

Diğer tüm modeller bağımlılık, beslemelik ve nihayetinde yok oluşu beraberinde getirecek olan modellerdir.

Federal çözüm, Kıbrıslı Türkler için son derece kritik önemdedir ve kurtuluşun tek reçetesidir.

İşte tam bu yüzden federasyona dört elle sarılmalı, çözüm istencimizi bir kez daha tüm dünyaya haykırmalıyız…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.