KKTC'nin Twitter ile imtihanı...

Yayın Tarihi: 03/07/20 12:02
okuma süresi: 8 dak.

Mecliste Jetgiller skandalı ile zor günler geçiren UBP-HP hükümetine, o çıkmazdan kurtulmak için güzel bir can simidi olan, konunun gündemden düşmesine bir nefes veren 'Bilişim Yasası' ile ilgili endişeler ve tartışmalar sürüyor.

Fikir özgürlüğünü küfür özgürlüğü sananlardan tutun da yasa ile ilgili eleştirilerden 'mağduriyet' çıkarıp oy devşirmeye uğraşanlara kadar geniş bir ölçekte tartışılan mevzu ile ilgili duruşum değişmiş değil.

Bu yasa kötü niyetli kişilerin direktifiyle, yeterince şüphe duyan 'soruşturma memurları' düzeyinde fikir ve ifade özgürlüğüne halel getirecek bir silaha dönüşebilir.

Bu makalede yasa içinde gördüğüm bazı gizli ajandaları ortaya koymaya çalışacağım.

Özellikle de 'konunun sosyal medya ile alakası yoktur, manipülasyon yapılıyor' diyenlerin aksine, konunun bu 'gizli' kalmış yönüne bakmak istiyorum.

Efendim, yasanın terimlerinin tefsir edilmesi kısmında şöyle bir tanımlama vardır: "“Yer sağlayıcı”, hizmet ve içerikleri barındıran sistemleri sağlayan veya işleten gerçek veya tüzel kişiler anlatır."

Kimdir bu yer sağlayıcı? Serverler.

Peki bu serverler üzerinde neler var?

Facebook, Twitter, Youtube, Instagram ve diğer tüm bildiğiniz paylaşım platformları.

Elbette bütün bu yukarıda saydığım tüzel kişiler içinde de bizler, yani kullanıcılar varız.

İlgili güzide yasanın 17. maddesi ise bu 'yer sağlayıcıların' yükümlülükleri toplam 4 fıkra ile tanımlanmış durumdadır.

4. fıkra ise aynen şöyle demektedir:

"Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde ikamet etmeyen yer sağlayıcı, Kurum tarafından bu Yasanın 20’nci, 21’inci ve 22’nci maddelerine göre kendisine yapılacak bildirimlerin iletilmesi ve kendisiyle iletişimin sağlanması amacıyla Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinde ikamet eden yetkilisinin veya vekilinin iletişim bilgilerini Kuruma bildirmekle yükümlüdür."

Yani, KKTC'de ikamet etmeyen Facebook, Twitter, Instagram gibi platformlar ya KKTC'yi tanıyacak, bilecek ya da KKTC'de ikamet eden bir yetkilisini devlete bildirmek zorundadırlar.

Yasanın 7 kısmı "Erişimin Engellenmesi Kararı ve Yerine Getirilmesi ile İçeriğin Yayından Kaldırılmasına İlişkin Kuralları" konusu düzenlemiştir ve yukarıda 4. fıkrada anlatılan 20, 21 ve 22. maddeler bu kısımla ilgilidir.

Bu durumda, söz konusu yer sağlayıcılar üzerinde, herhangi bir kişi, kuruluş ya da devlet aleyhinde oluşacak bir durum, söz konusu maddeler tahtında atanacak olan 'soruşturma memurunun' 'kuvvetli şüphe' görmesiyle birlikte mahkemeden karar alınması ile birlikte 'erişime kapatılabilecektir' ya da 'içerik kaldırılabilecektir' demektedir.

Ancak bu dediğimiz şeyin olması için yasanın yürürlüğe girmesinin ardından 18 ay geçmesi gerekmektedir.

Peki neden?

Çünkü yine aynı yasanın 9. kısmında tanımlanan geçici ve son kurallarının 3. maddesinin 1. fıkrası, yukarıda bahsettiğim 17. maddenin 4. fıkrasını, 'yer sağlayıcıların' sorumluluklarını yerine getirmesi için verilen 18 aylık bir süre tahtında ertelenmiştir. Yani ilgili 'yer sağlayıcıların' KKTC devletine yasal bildirimde bulunması için 18 ayları vardır.

Aynı şekilde, sanatçıların yıllardır beklediği ancak bir türlü yapılmayan 'telif hakkı' ile ilgili yasa yerine, bu yasaya konulan ve 'sanatçı dostuyuz' yalanını yayan "Fikri Haklar ve Yazılım ve Veri Tabanı Üzerindeki Haklarla İlgili Kurallarını" da 3 yıl ertelemektedir.   

Ne güzel bir yasa yapılmış.

Ancak buna girmeden, tekrardan yasanın 17. maddesinin 4. fıkrasına dönelim ve konuyu son günlerde Türkiye'de yaşanan 'tüm sosyal medya platformlarını kapatalım' şeklinde tehlikeli bir hal alan olgu üzerinden irdeleyelim.

Söz konusu durumla ilgili teklifin hazırlık çalışmalarında bulunan AK Partili bir yetkiliye göre, yapılan çalışmanın esasını “hukuki muhataplık” oluşturuyor.

TC basınında yer alan habere göre, yetkili, “Bunları yasaklayıcı düzenlemeler, kapatma olarak görmemek gerek. En temel konu hukuken muhataplık konusu. Şimdi Ekşi Sözlük’te bir şikayet olduğunda hukuki süreç işletilerek sorun görülen paylaşımın kaldırılması mümkün. Çünkü muhatap var, hızlıca yaptırım uygulanabiliyor. Ancak Twitter gibi sosyal medya platformlarında bunu yapamıyorsunuz. Şikayet edilen bir içeriğin engellenmesini, kaldırılmasını talep etmek çok zor. Engelleme istemek bir hak ama bunun için önce kim olduğunu bilmeniz gerek. Twitter size bilgi vermiyor, sizi muhatap kabul etmiyor. En temel sorun bu” değerlendirmesinde bulunuyor.

Düşünün, koskoca Türkiye Cumhuriyeti'ni muhatap almayan Twitter'den beklentimiz, bu güzide yasanın 17.maddesinde yazıldığı üzere, dünyada hiçbir tanınmışlığı olmayan KKTC devletini tanıması ya da bir temsilci atamasıdır.

Böyle bir şey olmayacağı konusunda herhalde hemfikiriz.

İyi de diyelim ki yasa yürürlüğe girdi, aradan da 18 ay geçti ve bir gün birileri sosyal medya üzerinden 'şüpheli' bir paylaşım yaptı. Birileri de bu paylaşımdan rahatsız olarak polise gitti ve olaya bir soruşturma memuru atandı. Yasa ile öngörülen 24 saatlik sürede, soruşturma memuru mahkemeye yeterli delili sundu, mahkeme de yasanın 17. maddesinin 4. fıkrasında tanımlanan kurum ya da onun temsilcisi nerede diye sordu.

Ortada bir muhatap ya da temsilci olmayacağı aşikardır.

E peki ilgili 'yer sağlayıcı' ile muhatap bulunup, 'şu içeriği kaldırın' denilemeyeceğine göre, ne yapılacak?

Bilmem, toptan kapatma olur mu acaba?

Dünyada, Türkiye de dahil, böyle kapatmaların yaşandığını biliyoruz.

KKTC'nin neyi eksik?

İcabında o da kapatır, biz de 'iyi niyet' taşlarının bir kez daha cehenneme giden yolu döşediğini görür, ağlarız…

İlk defamız değil ne de olsa…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.