Heyecanlı parti...

Yayın Tarihi: 07/07/20 16:20
okuma süresi: 6 dak.

Memleketin en büyük partisi UBP'de kazanlar bir kez daha kaynıyor.

Son MYK toplantısında yaşanan tartışma, Başbakan'a karşı iyice ayyuka çıkan muhalefet ve nihayetinde onun Cumhurbaşkanlığı adaylığından el çektirilmesini isteyen parti içi-dışı birtakım mihraklar, uygulamaya konulan çok taraflı senaryoyu iyice belirginleştirmiştir.

Meclisi Covid-19'u bahane ederek yaz tatiline sokmayan ve toplanacak her meclis oturumunda Başbakanı hedef tahtası haline getirecek olan adımı hükümet ortaklarıyla atanlar, elbette ki aynı meclis oturumlarında kükreyecek olan muhalefeti haber yönünden beslemeyi hiç ihmal etmeyeceklerdir.

Nitekim bu türden bir  'beslemenin' özel jet olayı ile birlikte nasıl yapıldığı çok açık ortaya çıkmıştır.

Öte yandan bir diğer yıpratma şekli de en büyük siyasi rakibin adayını yüceltme şeklinde sürdürülmektedir.

Son günlerde dillendirilen ve sürekli bir şekilde ana muhalefet partisi liderini göklere çıkaran kimi çevrelerin hedefi pek tabii ki Başbakanın kendisidir, diğerinin seçilmesi değildir.

Her tarafa yayılan ve "oyumu o iyi konuşan çocuğa vereceğim" şeklinde yeşertilen bu söylentilerin amacı "Başbakanın başarısızlığı yüzünden parti oy kaybetmektedir, en yakın rakibimizin başkanı da göklere çıkmaktadır" argümanı üzerinden elbette ki yine Başbakanı yıpratmaktır.

İşin komik yanı, neredeyse bütün UBP'lilerin CTP'li adaya oy vereceği şeklindeki bu şaiyaya, yine bizzat CTP'lilerin inanması ve seçimi kazanacakları sanrısına kapılmalarıdır.

Sanrı lafına kızanlara hemen 7 Ocak 2018 seçimlerini hatırlatmakta fayda görmekteyim.

Çünkü hatırlanacağı üzere, o günlerin kahramanı UBP Genel Başkanı ve onun yine aynı şekillerde basına sızdırılan banka hesaplarıydı.

Ve yine "iyi konuşan dürüst çocuklar" taktiği üzerinden parti içinde birtakım operasyonlar döndürülmüş ancak "iyi konuşan dürüst prenslere" karşı "yakışıklı ve karanlık prens" arasında geçen o mücadelenin kazananı 15 puan farkla karanlıklar prensi olmuştu.

Dolayısıyla Kıbrıs siyasetinin kitabını yazan, gerektiğinde kendi öz evlatlarını kazanlara atıp kaynatmaktan hiç çekinmeyen, kendi başkanını sandıkta bırakan, acımasız ve intikam almakta uzman bir parti olan UBP'nin, en yakın rakibini saraya yollayacak birtakım tezler üzerinde çalıştığına sadece egosu şişkin elit solcu takımı inanır.

Ancak bütün bu olanlar arasında en dikkat çekici tutuma sahip olan topluluk, temiz toplum masalıyla halkı uyutup buralara gelen HP'dir.

Öyle görülüyor ki, dörtlü hükümeti bozma ve UBP ile hükümet kurma karşılığında Cumhurbaşkanlığı çatı adayı olacağını zanneden ancak yine UBP içindeki birtakım çevrelerin oyununa gelen Başbakan Yardımcısı, kendisine karşı yapılan bu mizansenin intikamını almaya çalışmaktadır.

Koalisyon içinde adeta Truva Atı olma modelini sürdüren HP'nin tüm bu olanlardan sonra bir daha sandıktan çıkacağını düşünmek en basitinden 'naiflik' olacaktır.

Çünkü intikam alınacak parti vardır, alınamayacak parti vardır. İkinci yazdığımın Kıbrıs siyasi literatüründe karşılığı UBP'dir ve UBP'ye karşı işlenen hiçbir suç şimdiye kadar cezasız kalmamıştır.

Haliyle özellikle Covid-19 süreci içinde UBP'nin reflekslerini çok iyi hesaplayan, gerektiğinde 3-5 gün ortadan kaybolup, Başbakanın iyice zora girmesinin ardından 'kurtarıcı mesih' edasıyla ortaya çıkmalardan tutun da, Sağlık Bakanı-Başbakan ekseninde dönen yalan yanlış açıklamaları düzeltme gibi şeylerle puan toplamaya çalışan Başbakan Yardımcısı ne yazık ki o çok istediği çatı adaylığından oldukça uzaktadır. Makalenin en başında bahsettiğim senaryo gerçekleşse, Başbakan yarıştan çekilse bile bu ihtimal çok uzaktadır.

Çünkü UBP'nin reflekslerini hesaplamak ile UBP'nin doğasını anlamak aynı şey değildir.

Bu bakımdan, UBP içindeki kazanları kaynatanların her ne olursa olsun maçın 90. dakika oynandığını bilecek yetkinlikte olduğunu söylemek mümkündür.

Lafın kısası, seçime kadar köprülerin altından akacak olan suyun hala daha hatırı sayılır miktarlarda olduğunu söylemek gerekmektedir.

Akacak olan su yanında, kaynayacak çok kazan ve verilecek çok kurban da vardır.

Bu minvalde, UBP için bu ülkenin 'siyasi olarak en dinamik partisidir' demek hiç de yanlış değildir.

Her ne kadar en ufak bir siyasi benzerliğimiz olmasa da, UBP'nin bu yönünü takdir ettiğimi sözlerime eklemek isterim.

En azından muhteviyatında 'kol kırılır yen içinde kalır' bağnazlığı ve sıkıcılığı olmayan UBP'nin siyasi dinamizm açısından çok daha heyecan vadettiği muhakkaktır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.