Siz bir statükocusunuz!

Yayın Tarihi: 02/10/20 13:15
okuma süresi: 7 dak.

Memleketimizde son dönemlerde yeni bir moda gelişti.

İçinde yaşadığımız kasvetli statükonun kollarında yaşayıp, ona zeval gelmemesi için türlü laf cambazlığı yapanların geliştirdiği bu yeni modaya göre, mesela federal çözüm istediğinizi söylerseniz size "statükocusun" diye saldırırlar.

Bizzat içinde yaşadığımız, her bakımdan çorak statükonun kökünden değişmesi için yıllardır uğraşan ve dünya platformlarında büyük kazanımlar elde eden Kıbrıslı Türklerin o kazanımlarına göz diken bu alengirli anlayışa göre, öylesi bir istek statükoculukla ile eş anlamlıdır.

Niye?

Çünkü statükonun konforlu kollarında, içinde yaşadığı topluma üstten bakan, onu güdülecek bir sürü olarak gören ve hep bir yalancıktan kurtarıcı mesih vaat edenlerin, uzun yıllardır çeşitli ambalajlara koyduğu bu kısır döngü devam etmelidir de ondan.

Çünkü uluslararası hukuktan uzak, her türlü aşağılamaya maruz, iradesi ayaklar altında alınan bu toplumun içinde yaşadığı bu hisseli harikalar kumpanyası devam etmelidir de ondan. 

Aman sakın yanlış anlamayın, bu hisseler toplumun tümün elinde değil, sadece bir takım zümrelerin ve siyasi elitlerin elindedir. 

Dolayısıyla, topluma hiçbir yeni vaadi olmayanların yapabileceği tek şey, ellerinde bolca bulunan bayat yemekleri tekrar tekrar soslayıp yine bu toplumun önüne koymak ve türlü türlü manipülasyonlarla toplumu bu yemeği tekrar tekrar yemeye zorlamaktan başka bir şey değildir.

Bu bağlamda, Cumhurbaşkanlığı seçimi ile aynı gün önümüze konulan ve adına anayasa değişikliği denilen husus da aynen o bayat yemeğin yeniden soslanmış halinden başka bir şey değildir.

Haliyle, kabus gibi üzerimize çöken statükonun temel taşları ile mücadele eden onurlu kesimlerin bu yeni ve içi çeşit bin türlü popülizmle dolu bayat yemeğe itiraz etmesi kaçınılmazdır.

Tabii konformist statükocuların bu noktada allı pullu laflarla üzerinize geleceği, ortaya koyduğunuz muhalefete saldıracağı ve bir takım güç odaklarına şirin görünmeye girişeceği muhakkaktır.

Nitekim, bu anayasa değişikliği ile ilgili ortaya konulan tartışmalarda da yaşananlar aynen bu yönde gelişmektedir.

Bildiğiniz gibi, KKTC Anayasası, içinde bulunan Geçici 10.madde ile birlikte aslında görünmez bir el tarafından askıda tutulmaktadır.

Tüm dünyanın bizi bir alt yönetim olarak görmesi durumuna büyük katkı veren bu garabetin ortadan kaldırılması, gerek siyasi gerekse de psikolojik açıdan elzemken, kalkıp da aynı anayasayı güzelleme çalışmalarına destek vermezseniz, yandınız arkadaşlar.

Siz bir statükocusunuz!

Hatta kendini bilmez bir takım meslektaşlarımızın da yazdığı üzere, "bir avuç her şeye karşı çıkan aydın" ya da "değişime karşı olan entel dantel takımı" olursunuz, kimsecikler de anlamaz.

Halbuki, söyleyecek söz ve bilgi konusunda çeşitli kısırlıklar yaşayan bu arkadaşlarımızdan öte, ortaya hem siyasi bir duruş hem de hukuksal boyut koyarsınız ama nafiledir.

İşin içine siyasi duruş koyarsınız çünkü yıllar yılı ambalajlı paketleri ile gelip, hem 10.maddeyi hem de polisin sivile bağlanacağı sözünü verenlerin bu sözlerini defalarca yerine getiremediğini bilirsiniz.

İşin içine siyasi duruş koyarsınız, açıkça Anayasanın askından alınmasını savunursunuz ama size kalkıp Anayasa dersi verirler ve yeni soslu bayat yemeği yemenizi isterler.

Ama yemezseniz yandınız!

İlla ki statükocusunuz çünkü bu güzide kardeşlerimiz ve sırça köşklerde oturan siyasetçi büyüklerinin demokrasicilik oyununa destek vermek yerine, 'hayır' diyerek işe çomak sokmanıza asla tahammül edilemez.

Neymiş?

Yargıç sayısı artırılacakmış ve böylece büyük zorluklar altında devam eden yargı sistemimiz kurtulacakmış.

Bu noktada da işin içine hukuksal duruş koyup altını doldurup öyle konuşursunuz ama dediğim gibi nafiledir çünkü bu arkadaşlarımızın siyasetten anlamadığı kadar hukuktan da anlamadığı sarihtir.

O yüzden yargının üzerine kabus gibi çöken, insanlarımızı birer köle haline getiren, aileleri dağıtan, adaletin geç kalmasına neden olan ve tümü de envai çeşit 'dost bildiğimiz' hükümetler tarafından başımıza örülen bir takım fecaat yasalarda tadilat yapıp sistemi rahatlatmak yerine, daha fazla yargıç ve daha fazla dava vaat eden değişikliğe evet demeniz istenir.

Demezseniz yandınız!

Siz bir statükocusunuz!

Sabah akşam "ayakları üzerinde duran sistem" ya da "kamudaki giderleri azaltalım" diye konuşurken bir harman yer isteyen kimi egosu tavan kurtarıcı mesihler, sırça köşklerinin balkonlarından sarkarak haykırırlar: "bunlar statükoyu savunan bir avuç marjinallerdir!"

Sadece güce tapan, popülizm hastalığına yakalanan ve halkı güdülecek bir gürüh gibi gören bu kafalara geçit vermeye devam ettiğimiz sürece kaybetmeye mahkum olacağımız çok aşikardır.

Öte yandan, maaş ödemekte zaten zorlanan, sürekli bunun üzerinden besleme suçlamasına mağdur kalan bu topluma, gereksiz yere yeni yargıç istihdamı yapıp, kamu maliyesinin daha da zora sokulmasından hiç bahsetmiyorum.

Ama zaten bahsedersiniz yandınız arkadaşlar…

Siz bir statükocusunuz!

Oh be!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları