Libya, Pakistan, Maraş, ölene kadar arkadaş...

Yayın Tarihi: 28/10/20 12:50
okuma süresi: 7 dak.

Çiçeği burnunda Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, seçim döneminde sıkça yaptığı gibi yine Türkiye medyasına konuşmuş ve önümüzdeki 5 yıl için yol haritasının ne olacağını anlatmış.

Kendisi seçim döneminde Kıbrıslı Türk seçmenden çok Türkiye kamuoyu üzerinden oy devşirme peşinde olduğu için, durup da yol haritasını biz gariban Kıbrıs Türk basınına anlatmasını bekleyemezdik, nitekim gidip Milliyet'e anlatmış.

Anlatmış da neler anlatmış, gelin onlara bakalım.

Mesela seçim döneminde sık sık 'sonsuza kadar yaşatacağız',  'dünyaya tanıtacağız' dediği KKTC devleti ile ilgili bu kez "5 yılda dünyaya tanıtma söz veremem" diyen Cumhurbaşkanı Tatar, bu noktada -sıkı durun- müthiş bir plan ortaya koyarak, Libya ve Pakistan'ı resmi olarak ziyaret etmek için yardım isteyeceğini söylemiş.

Tüm seçim dönemi boyunca, sanki de çözüm istermiş algısı üzerinden sık sık "Kaybedecek bir 5 yılımız daha yok" diyen Cumhurbaşkanının, önümüzde duran ve bu kafayla gidilecekse kayıp olacağının şimdiden kesin olduğu 5 yılımız için planı işte bu arkadaşlar.

Ama dikkat ederseniz, 'ziyaret edeceğim' dememiş, 'ziyaret etmek için yardım isteyeceğim' demiş.

Peki kimden yardım isteyecekmiş?

Benim anladığım kadarıyla Türkiye'den isteyecek, başka kim olabilir ki?

Ancak söz konusu 'resmi' ziyaretlerin yapılması için kendisinin resmen tanınan bir devletin resmi Cumhurbaşkanı olması gereğini herhalde düşünmemiş olsa gerek, bu müthiş planın en baştan ölü doğduğunu söyleyebiliriz.

Elbette, Sayın Cumhurbaşkanı söz konusu yerlere tatil amaçlı ziyaretlerde bulunabilir, buna bir engel yoktur ancak işin resmi boyutu da yoktur.

Fakat benim söz konusu açıklamalarla ilgili esas dikkat çekmek isteğim nokta kendisine bir anlamda seçimi kazandıran Kapalı Maraş adımı ile ilgili kısmıdır.

Hatırlarsınız, seçim dönemi boyunca Maraş'la ilgili defalarca ve çelişik açıklamalar yapan Cumurbaşkanı, önce kenti Las Vegas yapma planı kurmuş, ardından TMK üzerinden geri iade söylemini geliştirip bunu insanlık adına yapacağını belirtmiş, arada birçok kez 'Maraş, Osmanlı toprağıdır, Vakıf malıdır, vermeyiz' demiş ve nihayetinde plaj açılımı müdahalesi ile birlikte konu şimdilik nihayetine ermişti.

Bugünkü Milliyet Gazetesindeki Maraş ile ilgili açıklamaları ise aynen şöyle: "Maraş’ın sahil şeridi açıldı. Sivil statüye geçilmesi için bakanlar kurulu kararı gerekiyor. Kesin bir şey yokken sivil statüye geçilmesinden yana değilim. Şu an asker bölgenin güvenliğini sağlıyor, statü değişikliği ile bu mümkün olmayacak. En önemli karar açılışın yapılmasıydı ve açtık. Maraş’ın KKTC’ye katkısı turizm olacak.”

Duydunuz mu arkadaşlar?

Kendisi 'kesin bir şey yokken' Maraş'ın açılmasından yana değilmiş. Ayrıca sivil statüye geçmesinden yana da değilmiş zira bölgenin güvenliğini asker sağlıyormuş.

Sanki de kent açılınca orada bulunan askeri birlikler buhar olup uçacak ve kent sınırlarını beklemeyecek!

Vallahi ne diyeyim bilemiyorum...

Arada 'açılması için Bakanlar Kurulu kararı lazım' diye de buyurmuş.

Sanki Maraş açılımı yüzünden hükümeti bozan kendisi değilmiş gibi...

Sanki o bozulan hükümetin istifasını gidip Cumhurbaşkanına vermeyen ve demokratik teamülleri ayaklar altına alan kendisi değilmiş gibi…

Sanki partisine yeni genel başkan seçilmesi için bekleyen, ülkeyi 3 haftadır resmi olarak hükümetsiz bırakmakta direten başkasıymış gibi…

Gerçekten pes demek istiyorum ancak diyemiyorum çünkü Sayın Cumhurbaşkanı açıklamalarının devamında müzakere sürecinin bir anlamı olmadığından, Maraş’ın müzakerelerde elimizi güçlendiremeyeceğini de belirtmiş.

Las Vegas planından buralara geri dönüş…

Neydi olacağı...

Aslına bakarsanız bütün bir seçim süreci boyunca "Maraş'ı açacağız" diyen Ersin Bey'in göreve geldiği daha ilk günden bu ulvi amaçtan tornistan etmesi pek de şaşırtıcı değildir. Çünkü Maraş, uluslararası bir konudur ve iç siyasete konu edilemeyecek kadar çetrefilli bir iştir.

Haliyle, Ersin Bey'in, Maraş açılımı üzerinden yürüttüğü, hatta bir seçim programında 'Mağusa sıkışmıştır, Maraş'ın açılması ile birlikte bu sıkışıklık giderilecektir' diye anlattığı ganimet dağıtma üzerine kurulu seçim vaadi ilk günden fos çıkmıştır.

Bu noktada, kendisine inanıp, "Maraş'ı açacak, bize de tapu dağıtacak" deyip oy veren seçmenleri için üzgünüm.

İşiniz olmayacak...

Son olarak, Sayın Cumhurbaşkanı açıklamalarında 'Rumlara bir karış toprak vermeyeceklerinin' altını çizerken, BM parametrelerinin de gökten zembille inmediğine, değişmesi gerektiğine kanaat getirmiş.

Sayın Cumhurbaşkanının tüm röportajı boyunca dişe dokunur tek cümlesi olan 'BM parametreleri gökten zembille inmedi' noktası çok doğrudur.

Çünkü o parametreler Kıbrıslı Türklerin 50 küsür yıldır müzakere masalarında mücadele edip, didinip elde ettiği kazanımlardır.

İşte bizim de sahip çıkmak zorunda olduğumuz, her yerde savunacağımız ve dünyanın kabul edip bizi haklı gördüğü, bir Türk tezi olan federasyon formülü tam olarak orada yazmaktadır.

Çünkü Sayın Cumhurbaşkanının önümüzdeki 5 yıl için yeni bir şeymiş gibi sunduğu ancak eski köhne ve başarısızlığa mahkum yolda Kıbrıs Türk halkı için bir tek şey kesindir: Çözüm istemeyen taraf olup, bir kez daha suçlu sandalyesine oturtulacağı gerçeği...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.