Aslında 'taş' yoktur...

Yayın Tarihi: 24/11/20 15:01
okuma süresi: 7 dak.

CTP PM'si dün akşam yapılan toplantısında Genel Başkan Tufan Erhürman'a hükümet kurma konusunda yetki vermiş.

O da bugün çeşitli ziyaretler yaparak hükümeti kurup kurmayacağını belirleyecekmiş.

Hatta ben bu satırları yazarken, ilk randevusunu aldığı UBP ile yaptığı bana göre tamamen 'farazi' olan toplantı bitmiş HP'ye geçilmişti.

Başı belli olmayan, kurultayını bile yapamayan, içinde büyük kavgalar yaşanan bir parti ile hükümet konuşmak 'farazi' olmaktan öte gitmez diye öyle diyorum.

Şimdi diyeceksiniz ki, 'teamül gereği' önce UBP ile konuşulması gerekiyordu.

Doğrudur, parlamenter demokrasilerde kurulacak bir koalisyon hükümeti varsa, bunu en büyük grubu olan partiden en küçük grubu olan partiye doğru yaparsınız.

Ancak UBP gibi demokratik teamüllere hiç uymayan, 6 Ekim günü davullu zurnalı, göbek atarak ayrıldığı koalisyonun sona ermesinin gereği olarak ertesi günü gidip istifasını bile vermeyen bir parti olan HP ile teamül gereği görüşmek ne demektir?

Bu arada aynen ortağı UBP'nin hiç sallamadığı o teamüller gibi, hükümetten ayrıldıktan sonra gidip istifasını bile vermeyen, sonra sinip kalan, duruma göre mensube alan bir HP ile ne görüşeceksiniz?

Bana göre hiç ama belli ki çoğunluğa göre çok şey...

Öte yandan, adına sosyal medya kanaat önderi denilen kimi kişilerin, eskinin dörtlü hükümetinin tekrardan kurulması için yaptığı propaganda da takdire şayan nitelikte devam ediyor.

15 ay süren ilk dörtlü denemesinde tabiri caizse taş taş üstüne koymayan, Türkiye ile iyi ilişkisi olduğu söylenen ve sevilen insan olmasına rağmen tek kuruş para alamayan, ondan daha önemlisi çözüm için kılını kıpırdatmayan bir hükümet ile onun olası başbakanı neden kurtarıcı mesih olarak tekrardan sunulmaya çalışılıyor anlamak hiç kolay değildir.

Ama belli ki bu işi kolay görüp öyle anlayanlar vardır.

Zira benim edindiğim bilgiler, CTP içerisindeki kimi kliklerin sadece dörtlü ya da üçlü formülü değil, direkt olarak ikili hükümet üzerinden UBP ile anlaşılmasını isteyen bir tutum içerisinde olduğudur.

Onların penceresinden bakıldığında, evet, kesinlikle, madem hükümet kurmaya karar verildi, neden başka partileri de işin içine katıp pastayı küçülteyim?

HP ile hükümet kurmanın, UBP ile hükümet kurmaktan ne farkı vardır?

'Gözünün içine baktığın' ama samimiyet göremediğin o gözlerin ertesi gün sizi arkadan bıçaklayıp çekip gittiğini ne çabuk unuttunuz?

Üstelik, 4 milyara yaklaşan bütçe açığı, ondan ötesi hâlâ daha meclise sevk edilmeyen yeni bütçe taslağı, döviz krizi, covid derken çivisi çıkan memlekette, UBP gibi bir partiyi neden muhalefette bırakıp başıma bela edeyim ki?

Dolayısıyla, CTP içindeki hükümet kurma sevdalılarının tutumunu bu anlamda anlamak mümkündür.

Fakat işin diğer boyutuna bakınca, CTP, ülkeyi enkaza çeviren, irademizi yerle bir ettiren, bizi tamamen silikleştiren mevcut koalisyon dururken neden 'elini taşın altına koyup' idealist takılan arkadaşlarımızın arzusu yönünde bir hükümet kursun?

İdealist derken, memleketin gerçeklerinden uzak, buraları Norveç belleyen, 'dörtlü kurulsun da düzelelim' anlayışında olanları kastediyorum.

Çünkü bu memleketin bu düzende, bu besleme haliyle hiç ama hiç düzeleceği yoktur.

Bu yüzden de bu memleketi bu hale kim getirdiyse düzeltmek için de onlar uğraşsın diye değerlendiriyorum.

Tam da bu noktada CTP'nin enkaz devralmak gibi bir lüksü yoktur.

Ve CTP'nin tarihsel sorumluluğu çerçevesinde kendi öz eleştirisini yapıp, bu ülkenin gerçek anlamda düze çıkması için gireceği kavga bellidir.

O kavganın adı federal çözüm kavgasıdır, 'kendi ayakları üzerinde duran bir sistem' kavgası değil.

İkinci yazdığım şey eşyanın tabiatına terstir çünkü bir başka ülkenin alt yönetiminin kendi ayakları üzerinde durması gibi bir durum söz konusu olamaz.

Eğer kendi ayakları üzerinde durması istense, o alt yönetim, zaten kendiliğinden normal yönetim haline döner, kimseye de ne ekonomik ne de başka bir anlamda bağımlılığı kalmazdı.

Bu gerçeği anlamak için 40 yılda kurulan 40 hükümete ve bilerek yaratılan siyasi istikrarsızlığa bakmak yeterlidir.

Ama maalesef CTP yönetimi bunun farkında olarak ya da olmayarak çok yanlış işler yapmaktadır.

Bu denklemde parti yönetimine 'hükümet kurma' görevi bahşeden Parti Meclisi de bu yanlışa ortaktır.

Hükümet kurmaktan size ne?

Enkaz devralmaktan size ne?

Elini taşına altına koymak ne demek?

Konulacak taş mı var?

Yoktur.

Ve emin olun, böylesi sığ popülizme boğulmuş bir CTP'nin en nihayetinde, velev ki bir gün gerçek anlamda bir 'taş' bulunsa bile altına koyacak eli kalmayacaktır.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.