Hamza Bey'in eşsiz gülüşü...

Yayın Tarihi: 16/12/20 11:57
okuma süresi: 5 dak.

Yeni Başbakanımız Hamza Ersan Saner'in en çok beğendiğim özelliği o eşsiz gülüşüdür.

Gerçekten de Hamza Bey, gerek mecliste olsun, gerek bakanlık yaptığı kurumların önüne gelen sinirli sendikacılarla görüşmelerde olsun, gerekse de çıktığı TV programlarında olsun, sinirlerini tamamen aldırdığı için yüzünden hiç eksik etmediği gülüşü ile değişik bir siyasetçi profili ortaya koymaktadır.

Bunun yanında düzgün diksiyonu, ondan önceki Başbakan Ersin Tatar'ın benden bile daha hızlı konuşarak sarfettiği ifadelerinin tam tersine çok daha akıcı ve sonunda muhakkak hemen herkese sevgi, saygı gönderdiği açıklamalarıyla en azından benim gönlümü çalmış durumdadır.

Böylesi tatlı gülüşü olan, hemen hiç sinirlenmeyen Hamza Bey'in sevgili oğlu ile benim sevgili kızımın aynı okulda, aynı sınıflarda okuması ve arkadaş olması da ayrıca hoşuma gidiyor diye de eklemeliyim.

Öte yandan Hamza Bey'in yıllardır tam bir asker gibi sürdürdüğü UBP'liliğinden de şüphem yoktur.

Dün yaptığı ve Sam Amca'ya "ABD, ayağını denk al" diyerek ayar veren, aynen kabinesinde bulunan ve bir keresinde "gerekirse Amerikan gemilerini bombalarız" diyen Tahsin Abi gibi, Hamza Bey'in cesaretinden de hiç kuşkum yoktur.

Ancak bütün bu olumlu durumlara rağmen Hamza Bey'in yıllardır sürdürdüğü siyasetine ya da son zamanlarda partisinde devam eden dizayn operasyonlarına 'demokratik süreç' demesine tav olduğum anlamı çıkarılmasın.

Bu yıl içinde yaşadığımız cumhurbaşkanlığı seçim sürecinde yaşanan pervasız müdahalelere, Kıbrıs Türk halkının iradesine karşı yapılan operasyona diğer tüm UBP'li yoldaşları gibi kucak açan Hamza Bey'in, bugün ilahların kendi lehine yaptığı müdahaleye ses çıkarmasını beklemek elbette mümkün değildir.

Geçtiğimiz hafta bir gün içinde birkaç TV programına çıkan ve kendisine karşı yapılan müdahaleyi tamamen deşifre eden Faiz Sucuoğlu'nun açıklamaları, UBP içinde yapılan operasyonun açık bir emaresi olarak karşımızda durmaktadır.

Fakat dün bir düğün salonunda topladığı parti meclisinin ivedi kurultay kararı sonrası basının önüne çıkan Hamza Bey, partisinin ne kadar demokratik bir süreç yaşayarak bugünlere geldiğini bir güzel anlatmasına şaşmamak lazımdır.

Toplantının başında basına dağıtılan fotoğraflarda, arkasında bulunan panodaki melek kanatları arasından gülücükler saçan ve başbakan olmanın o müthiş hazzı ile oldukça bahtiyar görünen Hamza Bey'in toplantı sonrası yaptığı açıklamalardaki ifadelerin bu motivasyonla olduğunu düşünmek olasıdır.

Açıklaması sırasında "5 Kasım günü başkanlık yarışından çekilen adaylar" diye konuşan Hamza Bey'in kalkıp da "evine gidilen, çekil denilen ve başkanlık yarışından çektirilen adaylar" demesi tabii ki mümkün değildir.

Yine Hamza Bey'in "partimiz çok demokratik bir süreç geçirdi ve bügünlere geldi" şeklindeki ifadeleri de "partimize olmadık müdahale yapıldı. Bunlar demokratik durumlar değildir" demesini beklemek de mümkün değildir.

Ama işte benim kahrolası iyimserliğim bana bu satırları yazdırmakta ve bu soruları sordurmaktadır.

Sorularımın cevaplarını bir kenara bırakacak ve dün yaptığı açıklamalara bakacak olursak, Hamza Bey'in çok da rahat olduğunu söylemek güçtür.

Pazar günü yine bir düğün salonunda toplanacak ve kendisini hem resmen parti başkanı hem de başbakan yapacak o büyülü anın çok yakında olmasının coşkusu bir yana, UBP gibi kaynayan bir kazandan her an sıçraması muhtemel kızgın yağların, Hamza Bey'in canını acıtması çok olasıdır.

Bu, gün gelir parti içinden basına sızdırılan acı bir haber, gün gelir mecliste kritik bir oylamada arkadan bıçaklanmak ya da olası bir seçimde sandıkta bırakılmak gibi birçok tehlikeli olasılığın olduğu bir bilinmezlik deryasıdır.

Dolayısıyla UBP başkanı olmak kolay iş değildir.

Tartışmalı ve adaletsiz bir şekilde UBP başkanı olmak ise neredeyse imkansız bir görevdir.

İyi saatte olsun, Derviş Bey'in 2015 seçimlerinde başına gelenler aklımızdadır.

Ondan ötesi, nur içinde yatsın, rahmetli İrsen Bey'in 2013 seçimlerinde başına gelenler de aklımızdadır.

Ama yine de sıkıntı yoktur…

Yeter ki Hamza Bey'in yüzündeki o eşsiz gülümseme sönmesin...

Sonuçta ne demiş şair?

"Gülen gözler ışıldar,

Gülen yüzler güzel bakar,

Hayata mutluluk fısıldar,

Örter kinleri, yakar…"

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları