“Baba, yoldaki lambalar neden yanmaz?”

Yayın Tarihi: 22/11/22 09:00
okuma süresi: 5 dak.

Cumartesi gecesi oğlumla aile ziyaretinden dönüyoruz. Karava-Girne yönünde kapkaranlık çevre yolunda ilerlerken birden oğlum sordu, “Baba, bu lambalar neden yanmaz ama? Niye bu yol zifiri karanlık?”

O an düşüncelere dalmış kendi kendimle konuştuğum için gafil avlandım ve soruya “Bu mesele çok derin bir mesele babam. Öyle kolay kolay anlatmam mümkün değil” diye biraz da üstünkörü cevap verdim.  

Oğlum şaşırdı ve şöyle devam etti: “Yahu dalga mı geçersiniz? Basit bir lambayı yakabilmenin nesi derin? Böyle şey mi olur? Madem yakmayacaklar, bu direkleri neden diktiler, süs diye mi?”

Hadi bakalım, her şeyi görerek öğrenen, resmen uzay teknolojisi havuzunda doğan Z kuşağına dur da anlat bakalım, bu lambalar neden yanmaz?

Öyle ya, memleketimizde pek bir bol olan hamaset çevreleri sabah akşam “KKTC güçlü bir şekilde yoluna devam ediyor, bölgede bir güç haline geldik, geleceğimiz parlak” diye konuşup konuşup duruyor ama onların öve öve bitiremediği devlet kendi yollarını aydınlatmaktan bile aciz bir durumda.

O değil de karanlık olan sadece Girne Çevre Yolu mu? Değil tabii. Tüm ada genelinde var olan ve hiçbir türlü çözülmeyen bu yol aydınlatma meselesi özünde, KKTC’nin kim kime dum duma yapısını anlamak benim için zor değil ama oğlum için bu durum bambaşka bir dünya.

Malumunuz, 25 Aralık’ta yerel seçimlerimiz var. Kıbrıs Postası olarak 21.yaşımızı kutladığımız şu günlerde gerek ben gerekse de diğer programcı arkadaşlarımız adayları ağırlıyoruz.

Gerek görevde olsun, gerek olmasın gelen tüm adaylara izleyicilerden gelen sorular arasında karanlık yol meselesi en üstlerde. Adaylar da napsın bir şekilde bu sorunu çözecekleri yönünde formüller ortaya koyup, bir şeyler anlatıyorlar.

Tabii ben bunları bir masal gibi dinliyorum çünkü bu ülkenin kocaman bir ‘çözülmeyen sorunlar bataklığı’ olduğunu düşünüyorum. Yani bu adayların pek azının seçildiği takdirde kendine ait bölgeleri aydınlatabileceğini, gerisinin cek-cak vaadi üzerinden konuştuğunu biliyorum. Yalan mı? Elbette ki değil.  

Geçen 21 yıllık süre içinde Kıbrıs Postası’nın haber arşivlerine baksanız, bu sorunlarla ilgili binlerce haber ve binlerce vaat görürsünüz. Fakat herhangi bir sonuç göremezsiniz.

Hiçbir şey yapmadan, gününü gün edip, ay sonu maaşı cebe atanların cenneti olan KKTC, her bakımından karanlıklar vaat eden bir yapıdır ve bu yapıdan aydınlıklar asla çıkmaz.

Dolayısıyla Z kuşağı, 20 yaşında genç bir adama karanlık yolların neden karanlık olduğunu anlatmak mantık çerçevesinde mümkün değildir.

Ne yani şimdi durup ona yıllarca Karayolları Dairesi ile Kıb-Tek’in bu konu yüzünden mahkemelik olmak da dahil kavga ettiğini, tam çözüme ulaşma noktasına gelmişken hükümetin değişip konuyla ilgili yeniden sil baştan yapıldığını anlatsam inanır mı?

Bir ara büyük umutlarla tüm aydınlatma direklerinin güneş enerjisi gibi ilerici bir bilinçle yeniden yapılandırmaya çalışıldığını ancak yine değişen hükümetler yüzünden projelerin bitirilemediğini ve atıl kaldığını anlatsam bana gülmez mi?

Veya bir devletin kendi yollarını bile yapmaktan alıkonulduğunu, o çevre yolunu yapan şirketin Türkiye’den geldiğini, yapım aşamasında maddi sıkıntı yaşadığı için defalarca işi bıraktığını, sonrasında bin tane çile çekilerek o yolun anca bitirilebildiğini söylesem bana ne der?

Bir devlet kendi yolunu yapmaktan aciz mi diye sormaz mı?

Dediğim gibi Z kuşağı-ki bu seçimlerde herhangi bir adayın ya da genel siyasetçi figürünün hiçbir şekilde ulaşabildiği bir kesim olduğunu düşünmüyorum-hayatı çok pratik düşünen bir kafa yapısına sahiptir. Basitçe bir bilgisayar oyunu gibi düşündükleri dünyayı ve onun üzerinde sürdürdüğümüz hayatı pratik çözümlerle kurgulamaktadırlar. Bu kafa yapısının insanlığı nereye götüreceği konusunda çeşitli tartışmalar olabilir ama benim düşüncem geleceğin çok daha işlevsel ve sadeleştirilmiş bir dünyaya varacağı yönündedir.

Şimdi gel de bu kafa yapısına yolun nasıl ve neden karanlık olduğunu anlat? Hem de yıllardır karanlık olduğunu…

Anlatamazsın, anlatamazlar, kimse başaramaz.

O yüzden başa dönecek olursak bu ülkenin ya da adına ne derseniz deyin, bu yapının, oğlum ve oğlum gibi binlerce çocuğumuza verecek zerre bir şeyi yoktur.

Bilakis, onlardan alacağı, sömüreceği, bitireceği kocaman bir hayatları vardır.  

Bu bağlamda çocuklarımızın bu ülke içindeki geleceği aynen ışıksız yolları gibi karanlıktır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları