Neye şaşıralım?

Yayın Tarihi: 16/12/22 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Pazar akşamı HP Genel Başkanı Kudret Özersay’ın ortaya attığı ve Başbakan makamındaki Ünal Üstel’in yaklaşık 15 saat sonra yalanladığı ülkedeki trafiğin soldan sağa alınacağı yönündeki haber ülkenin geldiği durumun genel resmi bir kez daha tüm çıplaklığıyla ortaya çıkmıştır.  

Mesela hükümetin nasıl tel tel döküldüğünü, bakanların ya da yetkililerin nasıl birbirlerinden kopuk olduğunu bu olayla bir kez daha anladık. Düşünün, böylesi bir haber İngiltere’de çıksın ve bir muhalefet lideri bu iddiayı ortaya koysun. En fazla 30 dakika içinde hükümetten tepki gelirdi ama bizde kimsenin umurunda olmadı. O da yetmedi, iddianın ortaya atılmasının ardından konunun ilgili bakanı ertesi sabah TV’ye çıkıp “e bir çalışma başlattık ama ciddi değil” şeklinde konuştu. Bu da tabii bir nevi ‘doğrulama’ olarak anlaşıldı, iş daha da karıştı. En nihayetinde Başbakan olan kişi çıkıp “böyle bir şey yoktur” şeklinde bir açıklamayla durumu sonlandırdı.

Peki o 15 saatte ne oldu?

Ülke kamuoyu çatır çatır hem sosyal medya üzerinden hem de ertesi gün çıkan gazete haberleri üzerinden bu belirsiz haberi enine boyuna tartıştı. Haliyle zaman zaman çok düzeysiz yerlere giden bu tartışmalarda komplo teorileri havada uçuştu.

Trafiğin soldan sağa alınması elbette ki adanın kuzeyinin yakın gelecekte ana karaya yani Türkiye’ye bağlanacağı yönünde algılandı. Denilen o ki ‘ilahlar nabız yokluyormuş.’

Fakat konu buysa eğer bence zahmet etmesinler. Zira bugün ani bir karar alınsa ve “Türkiye’ye bağlandık” dense olacak olanları ben size kısaca söyleyeyim.

Önce 24 saat özellikle de sosyal medya üzerinden büyük bir öfke patlaması yaşanacak. Milli davacılarla onların Rumcu diye adlandırdıkları kesimler bir birine girecek. Küfürlerin, hamasetin ve içi boş kahramanlığın haddi hesabı olmayacak.  

Ardından 2-3 gün sonra web TV’lerdeki son derece bilgili yorumcularımız “Neydi olacağı? Doğa boşluk tanımaz. Siz yönetemezseniz aha birisi gelir böyle yönetir” şeklinde veciz laflarla durumu normalleştirme çabası içine girecek. Tabii bu koroya memleketimizin güzide kalemleri de katılıp, durum tespiti yapacak, “selam olsun anavatan” şeklinde yazı başlıkları kullanacaklardır.

İlk 2 hafta içinde tepkilerin boyutu “E zaten daha önce de bağlı değil miydik yahu? E şimdi adını koydular, daha iyi oldu böyle” diye yolda sokakta yapılacak konuşmalar kıvamına kesin gelecektir.

Memleketimizin meclis içi muhalefetimiz ise önce her duruma inanamadıkları gibi buna da inanamayıp sessiz kalacak ancak bir müddet sonra yaşadıkları şoku üzerlerinden atıp, ülkeyi yönetemeyenlere yani UBP hükümetlerine sövüp sayacak, ilhakın olduğu ülke yöneticilerinin bu işteki rolleri hakkında tek ses etmeyeceklerdir. Sonrasında sisteme organik olarak bağlı oldukları için en azından ‘belediye meclisi’ kıvamına olsun gelmek için dua etmeye başlayacaktır.

Nihayetinde ilk ay sonunda konu unutulup gidecek, herkes tarafından normal bir olgu gibi kabul edilecektir. Zaten edilmese ne olacak? Kuzey Kıbrıs’ın “kahraman ahalisi” Tahsin Abi misali dağa çıkıp mücadele mi başlatacaktır? Tabii ki hayır.

O yüzden sosyal medya üzerinde bu konu hakkında “ilhak denemesi yaptılar” “tatbikatını yapıyorlar” diye hezeyan edenlere diyeceğim, mal zaten çoktan kararını buldu, herkes kaderine çoktan razı oldu, size ise birazcık uyanmak kalır demekten başka çarem yoktur.

Ha bir de “e zaten KKTC’nin yola koyacak tabelası ışığı bile yoktur, bu işin maliyetini karşılayacak parası bile yoktur, bu proje olmaz” diyenler var. Yahu arkadaşlar, KKTC devleti kendi yolunu mu yapabiliyor da gailesi sizi tuttu? İhalesi Ankara’da açılan, Türkiye’nin büyük şirketlerinin yaptığı yollar layığıyla soldan sağa şak diye monte edilir, hiç dert etmeyin!

Bu arada bir lafım da habercilere olacak. Arkadaşlar, belki unutmuş olabilirsiniz ama bu iddiayı ortaya atan kişi, yani Kudret Özersay son 5 yılın en az 3’ünü bakanlık koltuğunda geçirmiş bir siyasetçimizdir. Buna ek olarak uluslararası tanınmışlığı olan, önemli bir diplomattır ve kamuoyunda ‘yalan söylemeyen’ birisi olarak bilinmektedir. Şimdi bu adam güvenilir kaynak değilse bu ülkedeki hiçbir siyasetçi güvenilir değildir. Dolayısıyla onun ortaya koyduğu iddia ‘yalan’ olarak alınmaz. Ha Hoca bir maceraya girip ilgi çekmek için bunu yaptı diyenleriniz varsa bunun olası olmadığını peşinen söylemek isterim. Sonuçta iddiayı ortaya koyan kişi önemlidir ve ortaya attığı şey her türlü şekliyle haberdir.

Hazır Hoca demişken, onun bu duyuruyu yaptığı iletide kullandığı bir cümle için de birkaç kelime etmek isterim. Öyle ki hoca “eğer bu haber doğruysa siz eyiden şaşırttınız” demektedir. Pardon hocam ama neyi “eyiden şaşırttılar?”

Memlekette önü kesilip bıçak çekilen vekiller varken, meclis kürsüsünden yaptığı konuşması çarpıtılıp linç edilen, taciz edilen vekiller varken, kendi hükümetinin devrilmesine bizzat evet oyu veren başbakanlar varken daha şaşırtıcı olan nedir?

Başbakanların meclis kürsüsünden ‘Anayasayı deliyoruz’ diye konuştuğu bir yerde, 2 yıl öncesine göre yaklaşık 20 bin yeni seçmenin yani neredeyse yüzde 10’luk bir ek oyun kullanılacağı bir yerde neye şaşıralım?

Ülkedeki trafiğin soldan sağa alınmasına mı?

Hiç sanmıyorum.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları