3 şehirden geçtim, durum berbat…

Yayın Tarihi: 04/01/23 08:00
okuma süresi: 4 dak.

Geçen gün bir vesileyle Lefkoşa, Mağusa ve Girne’ye gittim.

En basitinden söylemem gerekirse, üç şehirde de tam bir keşmekeş yaşandığını gözlemledim. Özellikle de trafik ve yollar konusunda.

Cidden, daha yolunu düzeltemeyen, aydınlatmasını koyamayan, trafiğini düzenleyemeyen bir sistemin hangi konuda iddiası olabilir ki?

Bizim hamaset takımı sabah akşam KKTC güzellemesi yapıp, iki devletli çözüm yönünde masallar anlatıyor ama esas hikaye olan şey adanın kuzeyinde kurulan düzendir.

Dolayısıyla kendi kendine bakamayan bir devletin, kendi ayakları üzerinde duramayan bir devletin itibarı ne düzeyde olabilir ki?

Dediğim gibi 3 büyük şehrimizi aynı gün ziyaret ettim ve gördüğüm şey çarpık kentleşme, keşmekeş trafik ve plansızlık oldu.

Bu kadar arabanın trafikte olduğu bir ülkenin nüfusu nedir bilemiyoruz gerçi ama güneyden kuzeye akan ticaretin de etkileriyle birlikte gündüz nüfusumuzun rahat 1 milyon kişi olduğunu iddia edebilirim.

Ülkede yaşayan nüfusun ne kadar olduğunu resmen bilmemize imkan yok. Sorma gir hanına dönen sınırlarımız ve kıyılarımızı düşünürsek bunu belki de gerçek anlamda hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz. Bu bağlamda herhangi bir olgu ya da şey üzerinde planlı bir siyaset yapmamız olanaksızdır. Bu üç kentin halini aynı gün içinde görünce düşündüğüm şeyler bunlar oldu, yani en başta plansızlık.

Ama iş plansızlıkla da bitmiyor. Zira bütün bunlara ek bir de aymazlık meselesi var. Yani sorunları çözememe ve ülkeyi bir çözülmeyen sorunlar bataklığına döndürme hali…

Çok açık şekilde iddia ediyorum, standart Afrika ülkeleri de dahil, Girne Dağyolu bu haliyle trafiğe kapatılır. Olamaz yani, cidden olamaz.

Oralarda kaybettiğimiz her can sonrası televizyonlara çıkıp konuşan, “halledeceğiz” diyen yetkililerin hiç mi yüzü kızarmıyor? Niye gereken adımlar atılmıyor? Bunun adı aymazlık değil mi?

Dizi dizi kamyonlar, tehlikeli geçişler, arada sıkışmalarla ve kafa kafaya çarpışma potansiyeliyle birlikte tam bir kelle koltukta seyahat durumu. Vallahi tabiri caizse başınıza tabanca dayanmadığı sürece hiçbirinize o yolu kullanmasını salık veremem.

Gel gelelim benzetme yapmama rağmen o yolu kullanmak zorunda kalan yüzlerce belki de binlerce insan var. Özellikle de Ercan-Girne turizm bağlantısının önemini düşünürsek bu yolun en konforlu ve güzel yol olması gerekmez mi?

Ülkeye gelen turistlere ne sunuyoruz?

Kelle koltukta bir yolculuk mu yoksa yine aynı güzergâh üzerindeki oyulmuş dağları mı?

Yahu cidden hadi yolu bir kenara bıraktım, siz o dağların son halini gördünüz mü kuzum?

Buna dur diyecek kimse yok mu yoksa dağları komple yok etme kararı alındı da biz mi duymadık?

Yani sırf inşaat yapmak için bu dağları yok etmekle nereye varacağız?

Tamam anladık, dışarıda taş getirmek meşakkatli iş ama bu durum sürdürülemez.

Umarım bu konuda gerekli adımlar acilen atılır ya da dünyadaki en son inşaat teknik ve malzemeleri iyi irdelenir.

Anlayacağınız üç kente yaptığım yolculukta etrafı gözledim, duruma baktım ve insan eliyle yaratılmış iyi çok az şey gördüm.

Ama Kıbrıs adamızın ne kadar güzel olduğunu ve bizim de bu güzelliğin farkında olmayan zavallılar olduğumuzu bir kez daha anladım.

Yolların kenarı çöp dolu, her taraf leş gibi, pislik içinde. Trafikte bir sürü saygısız tip.

Bu kadar güzel bir ülke ancak bu kadar berbat bir hale getirilir.

Üzücü…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.