Medyanın timsah gözyaşları

Türkiye’de, sadece son bir haftada, medyada yer alan haberlere bakarsanız, karşınıza feci bir tablonun çıktığını görürsünüz. 10-17 Ocak 2020 haftasında, mültecilere yönelik hak ihlali yapılan 347 haber tespit edilmiş.*

Siz buna basın özgürlüğü, özgür medya, demokrasi falan mı diyorsunuz?

Asla denemez.

Hak ihlal eden bir özgürlük yoktur.

Sınırsız özgürlük de yoktur. Hele hele mağdur üzerinden yapılan sözde özgürlük diye daha da mağdur edici haberler asla kabul edilemez.

Mülteci hakkı, insan haklarının elbette doğal bir parçasıdır.

İnsan haklarının detaylarını benimseyemeyenlere de bir cümlem var.

“Mülteci” sıfatı almak zorunda kalmış kitlelerin içinde yaşayan çocuklar da, bu insan haklarının ve en önemlisi çocuk haklarının parçasıdırlar. En azından buna saygı gösterin.

Hal böyleyken ve dünya bu denli hızlı bir kötüleşme yaşarken herkes, özellikle medyada kalem tutanlar elbette çok daha hassas olmalıdır. Bugün “ötekinin” diye gördüğünüz sorun yarın eşiğinizden içeri girer apansız.

Eskiden, medya yazarlarına “kanaat önderleri” derlerdi. Şimdilerde köşe yazıları (herkesi aynı kefeye koymadan söylüyorum) sokak dedikodularından ve cahillikten ileriye gidemeyince, ne kanaat kaldı ne de kanaat önderi.

Ne yazık ki herkes yazmaya başladı. Ucuza veya bedavaya sahip olunmuş iş gücü heyecanı ile herkese bir köşe, bir mikrofon, bir ekran bağışlandı.

Sonucunda olan da böyle işte.

Sadece ve sadece bir haftada, yine sadece ve sadece mülteci konusunda, 347 tane etik ve kimi yasal ihlal olan içerik…

Dehşet verici.

Çünkü daha; doğrudan çocuk haklarının, insan haklarının, kadın haklarının, hayvan haklarının, ekolojinin hak ihlaline uğradığı haberlerin rakamlarını hiç konuşmadık bile.

Bir de bunları listelesek, medyanın timsah gözyaşları içinde boğuluruz sanırım.

Yazıktır. 

Bir topluma bu kadarı yapılmaz.

* Kaynak: Medya Radar, Mülteci odaklı haber izleme servisi