MOBESE ucubeliğinden toplum rahatsız!

Dün, sosyal medyada MOBESE (ya da yeni adı ile KGYS) projesi kapsamında kentlerin başına gelenleri yazdım.

Ucube direkler dikildiğinden ve çocuklarımızın kaldırımda yürüyemediklerinden, engellilerin haklarının yendiğinden bahsettim. Yetkilileri göreve davet ettim.

MOBESE ucubelerinin derhal sökülüp, estetik ve kurallı biçimde denetlenerek yeniden takılmasını açıkça İçişleri Bakanı’ndan istedim.

Sonra bu paylaşımım başta Kıbrıs Postası Gazetesi, Haberci Gazetesi, Girne Postası olmak üzere çeşitli gazete ve diğer medya organlarında haber oldu. Mesajlar yağdı, yorumlar geldi, telefonum susmadı. İyi ki de yazmışım.

Sevgili Ayşegül Baybars mesaj attı. Bakanlar Kurulu gündemine alacağını iletti. Konu Başbakanlık nezdinde ve Bakanlar Kurulu’nda görüşülecek.

Bir şekilde sonuç ümit etmeye devam ediyorum.

Gelen yorumlar ve özel mesajlardan da şunu anlamak mümkün: İnsanlar otoriteye, idareye, yetkiliye; adına ne derseniz deyin, ona inanmıyor. Makamlara güvenmiyor.

Mesele aslında bu aşamada suçlu aramak değil. Kim yaptı ya da yapmadı gibi bir girdaba girmektendir tüm sorunların birikmesi.

Mesele kesinlikle sonuç odaklı bir çalışma talebi.

Net bir şekilde görülüyor ki, MOBESE direkleri olmamış. Eğer bu konuda yapılacak bir şey varsa toplumun talebi ortada, bunun derhal yapılması. Hiç kimse memnun değil. Yok eğer yapılacak bir şey yoksa biri bize neden yok açıklamalı.

Gözle görülür bir rezillik yaşanıyor. Herkesin gözü önünde ve bence cüretkarca. Benim kentime bu derece ucube şeyler diker ve çocuk, yaşlı, engelli, kent halkı dinlemeden bunu yaparsan, buna cüret denir ve çirkin bir şeydir.

Gerekirse MOBESE’siz kalalım ama bu çirkinliklerin hepsi sökülsün. Yapılacaksa içimize sinecek şekilde, estetik ve güzelce yapılsın. Sadece son bir yılda en az 6-7 ülkeye gittim. Bir şekilde bir şey görmedim. Dev gibi meydanlar MOBESE ile gözetleniyor ama ya tek bir kibar direk üzerinden ya da görmüyorsunuz bile.

Burada bize MOBESE sistemi mi sattılar yoksa tenekenin kilosu üzerinden bu ucubeleri mi sattılar belli değil. Her biri prematüre bir üst geçit gibi.

Ben yazımı yazdım.

Ardından da anladım ki, toplumsal olarak bundan şikâyet var. Tek ben değilim. Hatta tonla fotoğraf da geldi. Bu rezalete son verip vermemek ilgili ve yetkililerin elinde.

Toplumun, ülkemize dikilen bu ucubelerin sorumlularına yanıtı ise eminim olacaktır.

En azından ben unutulmaması için çaba göstereceğim.

Zaten o kadar berbatları ki, unutmak mümkün değil.

Ancak bir yandan da toplumsal bir talebi yerine getirecek yetkililerin olabileceğine yönelik umudumu hâlâ sıcak tutuyorum.

Bekleyelim ve görelim.