Umutsuzluk tacirlerine kulak asmayın

Her yerde bir umutsuzluk pazarlanıyor.

Nereye göz atsanız -ki atmayın- birileri bizlere gelecek için umutsuzluk aşılamaya çalışıyor. İnanmayın, kanmayın. 

*

İnsanlığın ilk gününden bu yana iki temel ve değişmeyen özelliği var.

Bu iki temel ve değişmeyen özellik, ne buzul çağında değişti, ne dinozorlarla yaşarken değişti, ne orta çağda ne de dünya savaşlarında… 

Şimdi de değişmeyecek. 

Bu iki temel özelliğimiz “ortamı kendimize ve kendimizi ortama adapte etme” özelliğimiz. 

İnsan dönüşür ve değişir.

*

İki ay gibi bir kapalılık hali, bizleri elbette sarstı. Ancak farkındasınız ki, “eve nasıl kapanırız” derken, ortamı kendimize ve kendimizi ortama bu iki ayda adapte ettik.

Başta psikolojik, ardından sosyolojik ve nihayet ekonomik problemlerle boğuşuyor ve boğuşacağız. 

Ancak emin olabilirsiniz ki, biraz “ortamı kendimize göre ve biraz kendimizi ortama göre” dönüştürmeyi başaracağız ve bu günler gülümseyeceğimiz anılar olacak. 

Hollywood’da “eskimiş trajedi komedidir” derler. Senaryolar bu ana temele göre yazılır. 

*

Ülkemizde de dünyada da ortak yanımız insanlık olarak budur ve yine aynı şekilde süreç yaşanacaktır. Üç kişi umutsuzluk tellallığı yaptı diye, yüz binlerce yıllık insanlığın küresel olarak kazandığı bu muhteşem özellik değişmez.

Bu nedene; yavaş yavaş etraf açılacak, dışarıya çıkma eğilimimiz yavaşça normalleşecek, zaman ilerledikçe adaptasyonumuz gelişecek, bugünlerden edindiğimiz tecrübeleri de yanımıza alarak yeniden, eskisi gibi olacağız. 

Kim ne derse desin göreceksiniz ki, süreç böyle gelişecek.

Ekonomik olarak da, hep birlikte yaşadığımız sıkıntılara biraz alışacağız, biraz daha iyiye gideceğiz, ilerleme ile bu sürecin de adaptasyonu sağlanacak. 

Ben umutluyum.

Bu süreci, düşünsel anlamda fırsata çevirme şansımız dahi vardır. 

Siz gelin, umutsuzluğu toplumlara pompalamaya çalışanlardan uzak durun. 

İtibar etmeyin.