İnsan, sözcüklerle düşünür

Yayın Tarihi: 06/07/20 07:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Ara sıra dil ile ilgili yazılar yazmayı önemsiyorum. 

Çünkü, dili gelişmeyen bireylerden oluşan toplumda bir çok şey gelişmez, gelişemez. 

İnsan, sözcüklerle ve en iyi bildiği dil ile düşünür. Türkler Türkçe ile İngilizler İngilizce ile Fransızlar Fransızca ile...  

Düşüncenin gelişebilmesinde ise dilin önemi her kriterden önce gelir. Dili gelişmemiş bir toplumun, düşüncesini geliştirmesi bu nedenle imkansız gibidir, gelişse de sınırlar içinde kalır. Bu nedenle, dilimizi geliştirmenin önemi oldukça büyüktür. Bu önem, dili yani bize ait olan Türkçe dilini korumayı gerektirir. Korumamız gereken tehlike ise egemen kültürlerin kullandığı dillerdir. 

Bu korumacılık aklınıza yeni egemen kültürler yaratacak nitelikte bir kavmi tezi getirmesin. 

Buradaki korumacılık tam tersine, küresel kültür etkileşimine kapalı olmadan, evrensel kültür mozaiğine katkı koymaktır. Gelişmiş bir Türkçe, çok kullanılan ve yaygın bir kültürün, o da bu mozaiğin zenginliğinin parçası olacaktır.

Unutmamalıyız ki, temel özelliklerini yitirmemiş yerel kültürel diller, evrensel çok renkli kültür mozaiğini oluşturan yapılardır.

*

Bu sorumluluk, en çok yazarlara, şairlere, düşünürlere ve onlar kadar gündelik olarak karşımıza çıkan medya aygıtlarındaki sunuculara düşer. Ne yazık ki yerel medya aygıtlarında görev alan köşe yazarlarında ya da sunucularda, dilimize katkı koymayı hedef alan bilinci göremiyoruz. Gündelik detaylarda da bunu destekleyen temel hatalar sürekli karşımıza çıkıyor. Örnek verecek olursam bir çok haberde “yılan sokması” ifadesinin kullanıldığını, önceden defalarca okuduğumuz gibi, yakın gelecekte de okuyacaksınız. Oysa yılan sokmaz, ısırır. Ya da “geçtiğimiz gün” gibi ifadelerin kullanıldığı ortak hatalara rastlamak mümkündür. Zamanı biz geçmeyiz ve zamanın bizi geçmesinden dolayı bunun, “geçen gün” diye yazılması doğru olacaktır. Veya cinayet haberlerinde çokça rastlanan “infaz edildi” ifadesi gibi. Oysa infaz, cinayeti ifade etmez. Kelime, yargı kararının uygulanması anlamına gelmektedir. Diğer bir akla gelen “mali portre” ifadesi gibi. Bu ifade de sık sık mali konular içeren haberlerde karşımıza çıkmaktadır. Oysa doğrusu “mali porte”dir. Portre, yağlı boya, sulu boya, karakalem ve benzeri bir yolla yapılmış resmi anlatır.

Aslında hatalar o kadar çok ki, yazmakla bitmez. 

Burada asıl olan vurgu, dilin, düşüncemizin de dili olduğunun bilincinde olmaktır. Toplumun gelişmesindeki en temel unsur düşüncenin gelişmesi ise, düşüncenin gelişimindeki temel de dildir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları