Karahindiba

Yayın Tarihi: 13/07/20 07:00
okuma süresi: 2 dak.
A- A A+

O kadar yalnızdım ki… 

Derin kuyular gibi ucu bucağı bilinmeyen bir yalnızlıktı. 

Korktular benden.

Bedenimden gözyaşı damlattılar. Tutup koynuma ihanet koydular. Hayallerimi bugüne tutsak, yarına hasret bıraktılar.

Acımdan, aydınlık yanını düşündüm her şeyin. Bunu da anlamadılar.

Derken, yüzün geldi aklıma, sen bilmeden. 

Yüzün, her zaman ki gibiydi. Sıradan. 

Yani umut dolu ve gülümseyen. Pırıl pırıl bir çocuk gülüşü gibi. 

Gözlerimin önündeki hayalin Karahindiba çiçeği gibi zor tutunuyordu dalına.

Ha uçtu ha uçacak. Nereye konacağını bilemeden sanki bir yolculuğa çıkacak!

Nereden başlayacağı bilinmeyen bir diyara ulaşma gayreti gibi…

*

Bu büyük yalnızlığımın tam ortasında, sığındığım yurdumdun, bir bakıma; tüm kıyıları Akdeniz’e uzanan.

Denizleri çırılçıplak ve riyasız, dağları görkemli ve mağrur.

Zaman geçti sonra…

Şimdi eski bir roman sayfası gibi ben ve yalnızlığım. Hayallerimin kapısına kalabalık gelmiştim oysa. Şimdi tek başımayım.

Oysa hoş cümleler kurulur ‘paylaşılsın’ diye yalnızlıklar. Olmaz ki!

Sökülen bir yamayı diker gibi, bir çiçeği kökünden söker gibi; yalnızlık.

Tamamlanmadan dönülemeyen bir yolculuktur. 

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları