Öğrendikçe anlıyorsun ne kadar az bildiğini

“Hiçbir şey politikadan uzakta değildir, bir babanın çocuğuna verdiği her buyrukta binlerce ölüm hükmünün saklı olduğu gibi” der aynı ülkede doğmaktan gurur duyduğum Ulus Baker.

Dünya işlerinde “politika” artık, “temiz kalamamış bir arena” olarak tanımlıyor. Her konuda “politika”, aslında modern anlayışla, devletle dahi ilişkilendirilemez. Politika “davranış biçimi, düşünce yapısı” olarak tanımlanır. Ancak, toplumların moderniteden aldığı nota göre bu kavram, başarı ile doğru orantılı. Yani, modernite uğramamış ülkelerde, bilgi toplumu olamamış toplumlarda politika “başarısızlık” demek. 

Anlayan, anlamaya gayret eden için dünya artık çok değişti.

Özellikle politikayı doğrudan feodal anlayışla kabullenen halklar ve yönetimler, kendi kendilerini cahilliğe ve cahillere mahkum etmiş oluyorlar. Değişimleri de oldukça zor oluyor. 

Oysa halkın, pozitif itici güç olması, sosyal örgütlerin yani sendikaların, birlik ve odaların halkla birlikte pozitif itici güç olması gerekir. Bu, arızalı olan bir aracın arkadan ileriye doğru itme yardımı ile ilerlemesi ve yolculuğuna devam edebilmesi gibidir. Bu organizasyonlar pozitif olmadıklarında, bırakın arızalı aracın arkasındaki yardım gücü olmalarını, giden aracı karşısından iterek durduran ve hatta geri gitmesini sağlayan bir olumsuz unsura dönüşürler. 

Aydın ve entelektüelin işi bu olamaz. 

Bu ancak ve ancak cahillerin işidir. 

İşi insanlara saldırmak ya da sözde cahilce eleştirmek olan, sistemi aslına hiç umursamayan, tüm konularda “kendisi hariç” herkesin yanlış olduğunu düşünen, hangi ideolojiden olursa olsun bu nedenle özünde faşist olan cahilden bahsediyorum. 

Onun derdi gelecek, huzur, mutluluk, refah gibi kavramların toplumsallığı için mücadele etmek değildir. Kendi egosunu tatmin etmek, içinde biriken travmaları nedeniyle nefret dolu kalbi ile herkesi kırmaktır. Çünkü her şeyi bildiğini sanan ancak ve ancak bir cahildir. 

Oysa insan okudukça, öğrendikçe daha çok anlar, ne kadar az bildiğini.

Yazık ki Ortadoğu, Aziz Hocam’ın (Aziz Nesin) oranlarını dahi çoktan aştı bu cahillikle.