Seçim propagandaları üzerine birkaç satır..

Sosyal medya ortamları geleneksel ana-akım medyanın yetersiz kaldığı, işlevsizleştiği anlarda alternatif medya olarak kendisini görünür kılmıştır. Sosyal medyanın avantajlarından bir diğeri, mobilizasyonun yeni bir aracı olarak toplumsal hareketler açısından gücünü ve önemini bir kez daha somutlaştırmıştır.

Sosyal medyanın avantajlarından birisi de geleneksel propaganda araçlarına (miting, broşür vb.) göre ücretsiz ya da düşük maliyetli olmasıdır. Bu sebeple yeni sosyal medya alanları, yöntemleri klasik propaganda araçlarını elitistler ve seçkinlerin tekelinden çıkararak, bu mecralarda kafa yormak isteyen herkesin uğraşabileceği bir alan haline gelmiştir.

Geleneksel propaganda yöntemlerinden farklı olarak sosyal medya daha geniş kitlelere ulaşabilmektedir. Geleneksel propaganda araçlarından miting, broşür vb. yüz yüze yapılan eylemlerde fiziki imkânsızlıklar nedeniyle sınırlı sayıdaki hedef kitleye hitap edilirken, sosyal medya da aynı anda tüm hedef kitlelere ulaşılabilmekte ve hedef kitleleri anında harekete geçirebilmektedir.

Bir diğer avantajı ise, gerek propaganda yapıcılar ve gerekse hedef kitleler açısından kullanım kolaylığı sağlamaktadır. Propaganda konusunun oluşturulması ve hedef kitlelere ulaştırılmasının ucuz olması, verilecek mesajın hazırlanmasında zaman ve mekân kısırının olmaması sosyal medyayı etkin bir propaganda aracı haline getirmektedir.

*

Yukarıdaki yazı, Türkiye Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı’nın web sitesinde birebir yayınlanmış bir yazıdır. Ne maksatla bir bakanlığın web sitesinde yer alır anlayamamıştım ama okudukça anladım. Çünkü yazı, “Arap Baharı” ve “Gezi Parki Olayları”na bağlanarak tamamlanıyor. Ama hakkını yemek istemem. Bu konulardaki yazılar da son dercece tarafsız ve demokratik bir şekilde kaleme alınmış. 

*

Bunları yazma nedenim KKTC Cumhurbaşkanlığı Seçimi’ne ait propaganda sürecine girmiş olmamız. Adaylar, sokak tabelalarında, radyo TV’lerde ve yoğunlukla sosyal medyada, sloganları ile, mesajları ile, ikna cümleleri ile karşımıza çıkmaktalar. 

Elbette her birinin bunu yapmak en doğal hakkı. Her bir adayın iletişim dili üzerine onlarca sayfa değerlendirme yazabilirim. Ya da kimi adayların yakın geçmişteki medya veya sosyal medya paylaşım psikolojileri ile propaganda dillerini sayfalarca irdeleyebilirim. 

Ancak bunların hiç biri yazarken beni mutlu edecek şeyler değil. Bu nedenle sadece bu yazı ile sınırlı genel ve bir iki cümlelik bir değerlendirme yapacağım. 

Her aday propaganda dilini kullanırken; lütfen bugüne kadarki politik yolculuklarını derinlemesine düşünerek kullansın. Çünkü kimi ifadeler var ki, seçmenin zekasını aşağılar cinste. Dikkat edilmesi gereken bir tek madde olarak sadece bunu paylaşmayı gerekli gördüm. 

Çünkü hakikaten zekamızı sıfır sanan adaylar var!