Şeyh Nazım’dan önemli bir öğüt

Yayın Tarihi: 29/03/21 07:00
okuma süresi: 4 dak.

10 yıl kadar önce Sabah Gazetesi yazarlarından ve Destek Yayınevi COO’su sevgili dostum Yelda Cumalıoğlu beni arayarak Şeyh Nazım Kıbrısi ile görüşmek istediğini ve söyleşi yapmak istediğini söyledi. Bu görüşme için hemen harekete geçtim ve uygun randevuyu alır almaz görüşme gününü sabırsızlıkla beleyen Yelda’yı Ercan Havaalanından aldım. Yol boyunca ne sorulması gerektiğini konuşurken önemli bir uyarıda bulundum.

“Hiç bir şey sorma” dedim. Bir söyleşide soru sormadan nasıl ilerleneceği sizce de merak konusu olabilir. Ama asıl olan sadece sorduğunuz soruya cevap alarak sınırlar koymanızdır. Oysa soru sormazsanız cevaplar size akar hem de sormadığınız hatta sormayı düşünmediğiniz konularda bile. Çünkü ben öyle öğrenmiştim. Öyle de oldu. 

Yaklaşık bir saat süren sohbetten sonra nerdeyse istenilenden fazla bilgiye erişildi ve bu bilgiler Yelda’nın Sabah Gazetesi’ndeki sayfasında detaylıca yer aldı.

Dergahta Şeyh Efendi’nin torunu Mehmet Nazım’a sorduğu bir sorunun yanıtını alan Yelda ile birlikte ben de aslında ne kadar detay ve incelik olduğunu bir kez daha anladım. 

Soru “dergahta ne yaptıkları” idi.

Cevap ise “insan olmayı öğreniyoruz” olmuştu. İslam yaratılmış dinlerin en yücesi ve en hakikatidir. İslam Felsefesi insanın her anına yeter bir felsefedir. Bu detay ve incelik bir çok defa karşımıza çıkar. Elbette gören için. Çünkü cahiller kolaydır. Oysa İslam’da herkese göre bir ilim mevcuttur.

Şeyh Efendi sohbetinde ifade ettiği aşağıdaki cümlelerle aslında harika bir detaya ve huzurlu bir inceliğe işaret ediyor:

“Duada ve namazda çoğul ifade kullanmak her zaman daha makbuldur. ‘Hasbun Allah-Allah bize yetişir, kâfi gelir’ demek, ‘Hasbiy'Allah-Allah bana yetişir’ demekten daha âlâdır. ‘Rabbena-Rabbimiz’ demek ‘Rabbi-Rabbim’ demekten daha makbuldur. Fatiha Suresinde Allah (svt) ‘Yalnız Sana ibadet ederiz ve yalnız Senden yardım dileriz’ buyurmuş, ‘ibadet ederim ve yardım dilerim’ buyurmamıştır. Yine Kuran-ı Kerim'de bütün Sahabe için ‘Ve kâlû hasbun Allâhu ve ni’mel vekîl - Ve 'Allah bize kâfîdir ve O, ne güzel vekildir'”

Ne güzel söylemiş gönlümün sultanı, Allah nuru ile kendisini daima adınlatsın.

İslam’ı bu hassasiyet ve detayla kalbinde yaşayanlar, bu felsefeyi gönüllerine dolduranlar mutlu insanlardır. Aklı selim insanlardır. 

İslam Dini’ni bu felsefeden arınmış sadece ritüelleri ile ya da önceki olumsuz temsilcilerinin hataları ile anlamağa ısrar edenler ise ya bunu kasıtlı yaparlar, ya da bilmeden detaylarına inmeden eleştiriler. Bunu yapmak sadece hata değildir aynı zamanda haksızlıktır.

Bu vesile ile herkese, naçizane aynı şeyi öneririm. Yukarıdaki detaylara varacak kadar erdem kalbimize dolamasa da ve o mertebeye erişemesek de, İslam’ı değerlendirmek ve hakkında konuşmak için onu özümseyerek ve iyi niyetle önce öğrenin. Önce bilgi sahibi olarak, sonra fikir sahibi olun. 

İslam’ın sizi değiştirmesinden korkmayın. İslam hakikattir, bilgidir. Bilgiden korkmak cahillerin işidir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları