“Tarih beni haklı çıkaracaktır”

1953 başlarında Batista diktatörlüğünü yıkmak amacıyla küçük bir grup oluşturan Fidel Castro, 26 Temmuz'da Santiago'daki Moncada Kışlasına arkadaşıyla birlikte bir baskın düzenledi ama başarısızlığa uğrayarak tutuklandı. 16 Ekim 1953'te Küba Yüksek Mahkemesi'nde yapılan yargılamada “Sayın yargıç siz beni mahkum edin! Tarih beni haklı çıkaracaktır!” (La Historia Me Absolvera) cümlesiyle biten ünlü savunmasını yaptı. Mahkeme sonunda 16 yıla mahkum oldu. 21 ay hapis yattıktan sonra, Batista'nın emriyle cezasının geriye kalan bölümü bağışlandı.

1955'te Küba'dan ayrılarak Amerika'ya geçti ve ‘26 Temmuz Hareketi’ adlı bir örgüt kurdu. Alberto Bayo'nun yönetiminde gerilla savaşı eğitimi gören örgüt üyeleri 2 Aralık 1956'da Küba'ya döndü. Burada hükümet kuvvetleriyle girişilen çatışmalarda arkadaşlarının çoğunu yitiren Castro, aralarında kardeşi Raul Castro ve Ernesto Che Guevara'nın da bulunduğu 12 arkadaşıyla birlikte Maestra Dağlarına çekildi ve iki yıl boyunca Batista'nın kuvvetlerine karşı gerilla savaşı yürüttü. Giderek siyasi desteğini yitiren ve bir dizi askeri yenilgiye uğrayan Batista, 31 Aralık 1958'de Dominik Cumhuriyeti'ne kaçtı. Castro 1959'un ilk günlerinde Havana'ya girdi. Hukukçu Doktor Manuel Urrutia Leo devlet başkanlığına, Castro da başbakanlığa getirildi. 

“Eğer büyük kitleleri ikna edebilmişse, fikirler silahlara ihtiyaç duymaz.” 

Kendi devrimi bu sözündeki kadar kolay olmamıştır. Çünkü bir yanı ile romantik ve duygusal, diğer yanı ile silah ve kanla bir devrime imza atmıştır. Yıllarca hayatını bu mücadeleye adayan ‘efsane lider’ sıfatını haketmiş bir devrimci Castro görevini devretti. 

26 Temmuz Hareketi’nin öncüsü, Ernesto Che Guevara’nın silah arkadaşı, Marksist, Leninist lider Fidel Alejandro Castro Ruz ‘çağı’ sona erdi. 

Bir çoğumuzun, 2006 Temmuz’unda hastalığından dolayı görevden ayrılması nedeniyle ile sonlandığını düşündüğü dönem, aslında şimdi sonlandı. 

“Devrim hareketine 82 kişiyle başladım. Eğer bunu tekrar yapmak zorunda kalsaydım yanıma 10 ya da 15 sadık insan alırdım. Eğer sadıksanız ve hareket planınız varsa ne kadar küçük olduğunuzun hiç bir önemi yoktur” diyen Castro’nun emaneti Küba’da dönüşüm başladı!

*

İşte böyle!

Ülkeleri yönetenler, bazen içinde bulundukları çıkmazları aşmak için doğru olanı yapmak yerine, politikacıların sadece kendi çıkarlarını korumak içime yaptıkları hesaplar yüzünde tüm bir halkı hiçe sayarlar. Bu tür ülkelerden aklınıza gelen bir örnek var mı acaba?!