Boşlukları siz doldurun 

“Geçmiş günün hasretini çekmem -yalnız bir yaz gecesi bir yana- ve gözümün son mavi pırıltısı bile gelecek günün müjdesini verecek sana...”

Nazım Hikmet’in bu sözler.

Hatıra koleksiyonlarımız çok değerlidir. Elle tutamayız, gözle göremeyiz, gösteremeyiz. Ama o kadar yakınımızdadırlar ki, o kadar bize ait ve samimidirler ki... Her biri bizi kendi zamanına götürür, kimi mutlu eder kimi hüzünlendirir. İnsanın kendi kişisel tarihi, kendi hafızasında ve kendi anı koleksiyonunda saklanır. Bu koleksiyon çok değerli bir hazinedir. 

Ömür akar gider. Her şey değişir. Ancak yaşadıklarımız, hatırlarımıza kayıt düşdüklerimiz, anılarımızda sakladıklarımız değişmez. Sadece unutulur.

*

Haydi gelin, bu güzel Cumartesi gününde ve bu satırlarla, sizinle güzel bir şey paylaşalım. Bu yazıyı okumaya ara verin ve aşağıdaki boşluğu düşüncelerinizle doldurduktan sonra devamını okuyun. Bu boşluklara şimdi, hemen şimdi durarak, geçmişinizde sizi çok mutlu eden bir an’ı hatırlayıp, o anın düşüncelerini doldurun. Çok mutlu olduğunuz, içinizin huzurla dolu olduğu geçmişte yaşanmış bir an! Yüzünüzde gülümseme yaratacak bir an. Hatıra koleksiyonunuzdan çıkarıp o an’ı güncelleyin ve aşağıdaki boşlukları siz doldurun.

Haydi, bu satırlar sizin. Boğlukları düşüncenizle siz doldurun.

...............................

...............................

...............................

Her biriniz kim bilir neler düşündünüz. Kim bilir ne kadar çok hatıra var koleksiyonunuzda. Kimileri acı, kimileri tatlı. Yukarıdaki boşlukları düşüncenizle doldurmayı gerçekleştirdiyseniz, şunu da göz ardı etmemeniz gerekir: Hayat yatağını bulmuş bir suyun, hızla akışıdır. Gözlerimizi kapatana, Hakka kavuşana kadar yaşayacağımız anılarımız var. Ancak yaşadıklarımız da birikiyor. Anılar zamana paralel önem kazanıyor.

Yukarıdaki boşlukları, güzel bir anı ile doldurduysanız, bunun devamını da getirebilirsiniz. 

Çünkü koleksiyon tamamen size ait. Sizinle yaşar, sizin aracılığınızla paylaşır, siz isterseniz sizi mutlu eder ya da hüzünlendirir. Özellikle, mutlu anlarınızın, zamanın köhne köşelerinde terkedilmiş kalmalarına ve unutulmalarına müsade etmeyin.