Animist bir toplumun zorunlu parçası olmak!

Yayın Tarihi: 08/08/22 07:30
okuma süresi: 2 dak.

Basit ama iz bırakan bir duygusal alt yapı: Yani “Animizm”. 

İlkel topluluklarda oldukça yaygın bir düşünce olarak biliyoruz. İlkeller, dünyanın onlara karşı iyi ya da kötü niyetleri olan bir sürü insan, toplam ya da bir dolu sorun olduğunu düşünür.

Doğa olaylarından tutun da başka bir toplumla iş birliğine girememenin dahi sebeplerini asla kendi temellerinde aramazlar. 

Freud'a göre, tarih boyunca insanlık temel olarak üç dünya görüşü tanımıştır: Animistik, dinsel ve bilimsel.

Bunlardan ilki olan animizm, psikolojik bir kuramdan ibarettir. Sihir gibi de düşünülebilir. Gerçekte doğa olaylarından dahi etkilenen insanlık ailesinin ilkel toplumları, her şeyi insan iradesine tabi kılmaya ve bireyi düşmanlara ve tehlikelere karşı korumaya hizmet eder. Bu aynı zamanda ona, düşmanlarına zarar verme gücü de verir. Bu dünya görüşünde düşünceye biçilen asıl deger, gerçeklik algısını gölgede bırakır. 

En temel bilinmesi gereken ise, inananlar da dahil olmak üzere, iyileştirici veya kötüleştirici birincil gücün telkin olduğudur. 

Güçlü insan bunu kendi kendine olumlayarak yaşar. Zayıf insan ise olumlayamadan yaşar ya da dışarıdan gelen telkine esir olur. 

En büyük tehlike de toplumların bu modellerle yönetilebilmesidir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları