İtham etmenin güzelliği 

Yayın Tarihi: 13/10/22 07:00
okuma süresi: 3 dak.

Dünyada yaşanmış birçok zaman, içerisinde toplumların yaşamlarını, varlıklarını ve yokluklarını da beraberinde taşır. Toplumların zor zamanlarında bir duruş sergilemeyi önceleyen insanlar olur. Kimileri liderlerdir, kimileri aydınlar. Duruşu ile cesareti simgeleyen insanlardan bahsediyorum.

Örneğin liderler... Atatürk gibi, Mandela gibi…

Toplumların var oluş mücadelelerinde aydınların yeri çok önemlidir. Nazım Hikmet’in tüm yaşadıklarına rağmen pes etmeyen duruşunun kazanımları sadece kendi dönemine ait değil, kendinden sonra gelen tüm dönemlere de aittir örneğin.

Her ulusun var oluş mücadelesi vardır. Başarılı ya da başarısız olsun, böyle bir yaşanmışlık hep vardır. Bir toplumu şekillendirmenin önemli olduğu kadar, küçük gibi görünen arayışlar da, bütünlüklü bir şekillenmenin temellerini oluşturur.

Bir aydının cesur duruşu ve mücadelesi bir ülkeyi tümden kurtarmaz belki ama çıkış kapısını bir adım aralar. Ama aydın, bilincini, toplumu manipüle etmekte kullanmadığı sürece...

*

Emile Zola’nın en bilinen mücadelesi gibi. Zola Fransa’da natüralizm akımının öncüsü bir yazar. Edebiyat dışındaki şöhreti ise “Dreyfus Davası”nda takındığı cesur ve aydın tavır. 1897 yılında Fransız ordusunda Yahudi olması nedeniyle askeri yargının duyarsızlığına kurban giden Yüzbaşı Dreyfus’u hükümetin bütün baskılarına rağmen savunan ve Fransa Devlet Başkanı’na hitaben “İtham Ediyorum” makalesini yayımlayan Zola, baskılardan dolayı Fransa’yı terk edip bir süre Londra’da yaşamak zorunda kaldı ama çabaları sonucunda Dreyfus Davası’nın yeniden görülüp adaletin yerini bulması sonucu yurduna döndü.

Her dönemin en temel sorunlarına ışık tutan aydınlar, sadece eleştirmez yol da gösterir. Eleştirileri yapıcı olur. Çünkü yolculuğun yapıldığı tek bir gemi ve bu gemide herkesin bulunmakta olduğunu bilir. 

Ülkede kötü gitmeye başlayan her şeye karşı hareketlenen, doğru ve güzel olanı bulmak için yola çıkan ve bir taraftar gibi değil, sağduyu ile doğru ve yanlışı değerlendiren dünya çapında isimler sayabiliriz. 

Ancak kendi tarihimde toplumsalın böyle birini yarattığına henüz tanıklık etmediğimi üzülerek vurgulamak isterim.

*

Zola’nın kahramanı ‘Therese Raquin’ gibi biz de bu topraklarda sıkıntı yaşayan insanlar olduk yıllarca. Ama ne yazık ki, uzun ve çelik gibi burunlarımız da yok, Therese’nin olduğu gibi!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları