Ağır ama öğretici

Yayın Tarihi: 14/11/22 07:00
okuma süresi: 3 dak.

Geçen bir sonbaharın yükü mü tüm bu yorgunluk, yoksa duyguların yeşerme sancısı mı her ruha yerleşen, bilinmez. Bunu tanımlayan onlarca yorgun şair, yazar satırlarca yazmışlar... Ben sadece birini konuk alabiliyorum bu hafta. Sonbaharın yorgunluğunu, yenilenme sürecinin sancılarını, kalp açılışlarını en iyi anlatanlardan biriyle buluşturacağım sizi... Kısa ve öz... Kısa ve dolu... Kısa ve anlamlı...

*

Bugünlerde herkes gitmek istiyor. Küçük bir sahil kasabasına, bir başka ülkeye, dağlara, uzaklara… Hayatından memnun olan yok. Kiminle konuşsam aynı şey… Her şeyi, herkesi bırakıp gitme isteği. Öyle “yanına almak istediği üç şey” falan yok. Bir kendisi. Bu yeter zaten. Her şeyi, herkesi götürdün demektir. Esas olan kendisini bırakıp gitmesi insanın. Ama olmuyor. Hadi kendimize razıyız diyelim, öteki de olmuyor. Yani her şeyi yüzüstü bırakmak göze alınmıyor. Böyle gidiyoruz işte.

Bir yanımız “kalk gidelim”, öbür yanımız “otur” diyor. “Otur” diyen kazanıyor. O yan kalabalık çünkü… İş, güç, sorumluluk, çoluk çocuk, aile, güvende olma duygusu…

En kötüsü alışkanlık. Alışkanlığın verdiği rahatlık, monotonluğun doğurduğu bıkkınlığı yeniyor. Kalıyoruz… Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz. Evlenmeler…

Bir çocuk daha doğurmalar… Borçlara girmeler… İşi büyütmeler… Bir köpek bile bizi uçmaktan alıkoyabiliyor. “Sırtında yumurta küfesi olmak” diye bir deyim vardır; evet, sırtımızda yumurta küfesi var hepimizin, kendi imalatımız küfeler. Ama eğreti de yaşanmaz ki bu dünyada. Ölüm var. Ölüme inat tutunmak lazım, inadına kök salmak lazım. Bari ufak kaçışlar yapabilsek. Var tabii yapanlar, ama az. Sadece kaymak tabakası. Hepimiz kaçabilsek… Bütçe, zaman, keyif… Denk olsa. Gün içinde mesela… Küçücük gitmeler yapabilsek. Ne mümkün. Sabah 9, akşam 18. Sonra başka mecburiyetler sıkışıp kaldık. Sırf yeme, içme, barınmanın bedeli. Bu kadar ağır olmamalı. Hayatta kalabilmek için bir ömür veriyoruz. Bir ömür karşılığı, bir ömür yani. Ne saçma…

*

Usta Can Yücel’in bu satırlar.

Kaçmak ve kalmak arasına sıkışmış kalplere birkaç damla su ferahlığı katmak için…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Dr. Ferhat ATİK yazıları