Turizm ve yüzleşme...

Yayın Tarihi: 14/05/19 07:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Üşenmedim saydım...

39 hükümet kurulmuş bugüne kadar...

Bulabildiğim hükümet programlarının hemen hemen hepsinde ifade aynen şu:

TURİZM LOKOMOTİF SEKTÖR...

Realiteye bakalım..

Tüm paydaşlar şikayet ediyor….

Otelciler Birliği "Şimdiden önlem alınmazsa, 2020 de kaybedilmiş yıl olacak" diyor...

Seyahat Acenteleri, "2019 büyük hayal kırıklığı, 2020 için çok geç kalınıyor" diye yırtınıyor...

Bunlar hepimizin bildiği klasik sitemler, isyanlar, haykarışlar…

Ben olayın başka bir yüzüne dikkatinizi çekmek istiyorum...

Yaklaşık 15 yıldır, YDÜ Turizm Bölümü'nde öğretim görevlisiyim...

Birçok turizm öğrencisinin akademik gelişimine katkı koydum...

Hatta, okuldan sonra, hem sektörü görmek, hem hayatı tanıma amaçlı birçok öğrenciye iş olanağı yarattım, işletmemde görev verdim...

Hem İşi mutfağında öğrenmesi hem de para kazanması için yaz aylarında otellerde ve restaurantlarda çalışabilecek gençlere referans oldum...

Ama ne yazık ki...

O kadar öğrenci arasında, Kıbrıslı Türk oranı bir elin parmağını geçmiyordu.

Evet yanlış anlamadınız, nerdeyse 15 yılda, 300-400 çalışmak isteyen öğrenci arasında sadece 3-5 Kıbrıslı Türk gelip kapımı çaldı...

Daha önceki yazımda bahsetmiştim...

Siyasiler toplumun yansımasıdır, çocuklarımız da bizlerin yansımasıdır, bizden ne görürlerse, benzerini yaparlar, bizden gördükleri, onların hayata bakış açılarını etkiler.

Uzun lafın kısası, siyasilerimiz, toplumumuz, turizmi, bir lokomotif sektör olarak görmüyor...

Ekonominin ve ülkenin kurtuluşu olarak görmüyor.

Tüm popülist kavramlar doğal olarak hep sözde kalıyor...

Siyasetin "Turizm Günahları" ayrı bir yazı konusudur... Bir iki cümle ile anlatılmaz...

Bugün toplumun turizme olan bakış açısından bahsetmek isterim.

Maalesef toplumumuz turizm sektörünü, çalışmak, ekmek parasını kazanmak için çok tercih etmiyor.

Bu sektörün zorluğu herkes tarafından biliniyor...

Buna çalışma saatlerinin düzensizliği, bir de eskilerde bu sektörün maaş konusunda cimri tutumu eklendiğinde, toplumun bakış açısının sebepleri ortaya çıkar.

Fakat bence yukarıda yazdıklarımdan daha da önemlisi ve acısı, toplum olarak bu sektörü hor ve basit görmemizdir.

Bu sektörde çalışmanın ve üretmenin ne kadar değerli ve önemli olduğunu maalesef henüz anlayamıyoruz.

Uzun seneler, "ne de olsa turizm bölümüne girmesi kolay, mezuniyeti kolay, gireyim, askerlikten yırtayım" diyen birçok genç tanıdım.

Kendilerine sorduğumda, hocam, "bu iş yapılmaz, hem ailem de bu işi yapmamı istemez, askerlikten yırtayım yeter" cevabını çok almışımdır.

Ailelerin bu sektöre bakış acısı böyle olunca da, çocuklarımızın da maalesef bu sektöre bakış açıları çok olumlu olmuyor.

Yani sektör, toplum bakış acısı bakımından, 1-0 yenik başlıyor hayata.

Söylediklerimi bir kaç istatistiki rakamla destekleyim...

Özel sektörde çalışan nüfüsün %78'i hizmet sektöründe çalışıyor ve bu hizmet sektörünün çok büyük bir oranı da turizm sektörüne ait.

Ve esas çarpıcı istatistik, bu hizmet sektöründe çalışan nüfüsün %70'i Türkiye ve 3. Dünya vatandaşı…..

Yani bizim paralarımız nereye gidiyor biliyormusunuz?

Farkındamısınız?

Yurt dışına çıkıyor, ülkede kalmıyor...

Neden?

Çünkü bu ülkeye gelip bu sektörde çalışan kişiler, ailelerine para gönderiyor...

Neden?

Çünkü benim halkım bu sektörde çalışmıyor...

Ve diğer çok çarpıcı bir bilgi….

Bunu veriler ile ispat edemem fakat 25 senedir bu sektörde olan biri olarak çok yanıldığımı düşünmüyorum.

Bu sektörde çalışan Kıbrıslı Türk vatandaşlarını % 80'i de, ya sonradan vatandaş olmuş olanlar, ya da sonradan vatandaş olmuş kişilerin çocukları.

Sahiplenmiyoruz, hor görüyoruz, küçümsüyoruz….

Sonra da ekonomik olarak neden muhtacız diyoruz

Yüzeleşmeyi öğrenemzsek,

Özeleştiri yapmazsak

Teşhisi doğru koyup, ona göre tedavi uygulamzsak, daha başımıza çok şey gelecek

Bu konu çok çetrefilli bir konu, Cuma günkü yazımda bu konuya devam edeceğim…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Serhan AKTUNÇ yazıları