Ülkeyi bankalar mı, Meclis mi yönetiyor?

Yayın Tarihi: 06/12/19 07:00
okuma süresi: 7 dak.
A- A A+

2002-2006 yılları arasında…

Annan Planı’nın etkisi ve tepkisi sayesinde, ülke ekonomisinde, şişirilmiş, gerçekçi olmaktan uzak, en önemlisi de sürdürülebilirliği olmayan ekonomik bir büyüme olmuştu…

İnşaat sektörü uçmuş…

Önüne gelen müteahhit, emlakçı, inşaat malzemesi satıcısı olmuştu…

Bununla birlikte ülkeye özellikle İngiltere’den çok sayıda insan gelmiş…

Kuzey Kıbrıs’tan gayrimenkul almaya başlamıştı…

Suni ve söylediğim gibi sürdürülebilir bir büyüme değildi bu…

Ve 2006’dan sonra batmalar, iflaslar, inanılmaz bir hızla yükselmeye başladı ülkede…

Çek yasakları, şirket iflasları, ekonomi yerlerdeydi…

Ülke uzunca bir süre durgunluk dönemine girdi, ekonomik olarak…

2012 yılına kadar bu durgunluk dönemi devam etti…

Özel sektör, tefecilerin ellerinde her şeyini kaybederken…

Tefeciden de beter bazı banklar, insanların geleceğini karartmaya devam ediyordu…

2012’den sonra, ülke ekonomisinde yine bir canlanma olmaya başladı…

Turizm ile birlikte, inşaat sektörü tekrardan bir ivme kazanmaya başladı…

2014-2017 yılları, özellikle inşaat sektöründe inanılmaz bir patlama oldu…

Özellikle Girne bölgesi bu patlamadan en büyük payı alan bölgemiz oldu…

Hiç görmediğimiz, alışık olmadığımız, devasa “rezidanslar” doldu ortalık…

Bazı kişiler bu işten öyle büyük paralar vurdular ki, o konu, başlı başına başka bir yazı konusu olur…

Türkiye’deki siyasi ve ekonomik sebeplerden korkan, rahatsız olan birçok kişi de, bu dönemde Girne’de çok sayıda bu “rezidanslardan” almıştır…

Bu da ülkeye yüklü miktarda para girmesini sağladı…

Fakat yine sürdürülebilir bir durum yoktu ortada…

Ekonomiyi ne şişiriliyor…

Hükümet edenlerse, bunun suni ve sürdürülemez bir durum olduğunun farkına bile varamıyordu…

Ve beklenen büyük kriz, 2017’den sonra, hem dünyada, hem de Türkiye’de etkisini göstermeye başladı…

Ülke, ekonomik olarak büyük bir krizin ortasındaydı…

Böyle ekonomik krizler esnasında ne olur?

Gerçek devlet ne yapar?

Tabii ki, özel sektörünü, halkını korumaya çalışır…

Çünkü halk ve çalışanlar zor durumdadır…

Ve özel sektörün batması, devletin batması anlamına gelir normal ülkelerde…

Fakat bizim hükümetimiz, bizim meclisimiz için önemli olan başka kişiler var, al-ver ilişkisinde olduğu, gebe kaldığı kişiler ve kurumlar…

Bundan dolayı da tahmin edin kazanan kim çıktı bu krizden?

Tabii ki bankalar ve tefeciler…

Tefeciler ile ilgili elimde bilgi yok, fakat banka karlarına bakarsanız, bankaların tahsisi gecikmiş alacaklarına bakarsanız, ülkenin durumunu anlarsınız…

2016-2017 yılları arasında banka karları inanılmaz derecede büyümüştür…

Aynı şekilde tahsisi gecikmiş alacaklar da tavan yapmıştır…

Bunun en büyük sebebi de, devletin büyük bir kriz içinde olan halkını savunacağına, sermayeyi ve bankaları savunmasıdır…

Faizlere bir kısıtlama getirmemesidir…

Ticari mahkemeleri kuracağına, 2019 yılında 37/2019 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Usulü (Değişiklik) Yasası ile ekonomik çıkmazda boğulan insanları daha da zor duruma sokacak adımlar atmıştır…

Küçülen, daralan bir ekonomide, özel sektörün her geçen gün daha da batağa girdiği, sadece şanslı bir azınlık olan kamu çalışanları olan bir ülkede, Meclisimiz, özel sektörü destekleyerek, kamuya cazibeyi azaltacak olan meclisimiz…

Yeni umutlar ile meclise giren yeni vekillerimiz…

Adaleti, sosyal devleti savunan partilerimiz…

Topluma, banka karlarını daha da yükseltmelerine yol açacak değişikliği onayladı…

Sen hükümet olarak, meclis olarak, kendi vekillerinin, kendi partilerinin gelirlerini yükselt…

Sen ne sağlıkta, ne eğitimde, sosyal devletin yapması gereken hiçbir şeyi yerine getirme…

Sürdürülebilir bir ekonomi için turizmin önünü açma, işi bilmeyen insanları turizmin başına oturt…

Kamuya sadece kendi yandaşlarını ata…

Özel sektörü sürdürülebilir bir yapıya oturmasını sağlama, bunun için önlemler ve denetimler yapma…

Sonra da, meclisteki iş bilmez…

Sadece güçlünün yanında olan vekiller ile ülkeye dinamit koy…

Ne özel sektörden, ne de kamudan anlamayan vekiller sayesinde ülke batsın…

Diğer taraftan da, bankalar kar etsin diye onların önlerini aç…

Ne faizlere kısıtlama koy…

Ne ticari mahkemeleri kur…

Sadece sermayeyi, bankları düşün…

Yazıklar olsun hepinize…

Sokağa çıkın, halkı dinleyin biraz, ne halde olduklarını görün, nasıl yaşadıklarını anlayın…

“Ulusal Birlik” bu şekilde sağlanmaz, “Halkın Partisi” halk için var olmak demektir, “Cumhuriyet” toplum için vardır ve halksız bir yere varamazsınız…

Ve bu arada sadece YDP, meclisteki Hukuk Mahkemeleri Usulü Değişiklik Yasası’na karşı çıkmış…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Serhan AKTUNÇ yazıları