Lefkoşa'da aidiyet duygusu yaratılmadan çalıştay olmaz

Yayın Tarihi: 04/02/20 07:00
okuma süresi: 7 dak.

Çalıştaylar ülkesi K.K.T.C.’ye yeni bir çalıştayımız eklendi...

Hayırlı uğurlu olsun...

Nice çalıştaylara diyelim...

Şaka bir yana geçen hafta ülkemizde yeni bir çalıştay yapıldı...

Herhangi bir bilgim olmadığından veya davetli olmadığımdan dolayı katılamadım...

Çalıştayın adı...

Lefkoşa Şehri Stratejik Plan Çalıştayı...

Avrupa Birliği’nin desteklediği, Dünya Bankası’nın uzmanlarının katkıda bulunduğu, LTB ile Şehir Planlama Dairesi tarafından organize edilen bir çalıştay...

Lefkoşa Surlariçi bölgesi ve çevresindeki iş ve ticaret alanlarını kapsayan bölgenin stratejik olarak ele alındığı belirtildi, gazetelerde çıkan haberlerde...

Belediyenin yayınladığı haberde, şehir plancılarının, imarların, banka temsilcilerinin, yatırımcıların, müteahhitlerin ve diğer katılımcıların görüşleri alınmış...

İçişleri Bakanı Sayın Ayşegül Baybars ile LTB Başkanı Sayın Mehmet Harmancı da çalıştayda konuşma yapmışlar...

Çalıştayda ortaya çıkan uygulanacak planda, Surlariçi, Köşklüçiftlik, Kumsal, Çağlayan, Yenişehir, Kaymaklı ve Ecvet Yusuf Caddesi olarak belirlenmiş...

İçişleri Bakanlığı ile LTB’nin böyle bir çalıştaya ortak ev sahipliği yapması ve beraber hareket etmesi bence çok önemli bir hareket...

Bunu ilk önce belirtmek isterim...

Genelde siyasiler birbirlerinin yaptığı işleri ya kötülemeye, ya da ben yaptım, ben daha çok emek ve destek verdim şeklinde öne çıkmaya çalışırlar...

Fakat anladığım kadarıyla hem Baybars hem de Harmancı bu işe yürekten destek veriyorlar ve herhangi bir öne çıkma dertleri yok...

Buraya kadar her şey yolunda esasında...

Benim sadece aklıma takılan konu...

Lefkoşa’nın stratejik planlaması yapılırken...

Önümüzdeki 10-15 yılı planlanırken, yıllardır Lefkoşa’nın cefasını çeken esnafın, restorancının, cafe işletmeleri sahiplerinin, düşünceleri alındı mı?

Veya alınacak mı?

Yoksa biz biliriz, yanımızda AB’den de, Dünya Bankası’ndan da uzmanlar var...

Onlar bu işin doğrusunu bilir deyip, sadece onları mı dinleyecekler?

Her ülkenin kendi kültürü var, kendi yaşam biçimi, yaşam standardı var...

Mutlaka uluslararası tecrübeler dikkate alınacak, mutlaka şehir plancılar, belediyelerin sorumlu birimleri bu işleri planlayacak, bankacılar, yatırımcılar, mutlaka işin içinde olacak...

Fakat esas, o bölgelerde yaşayan esnafın, işletmecinin, oralarda yaşayan insanların da görüşü alınmalı...

Paydaşların içerisine mutlaka yukarıda belirttiğim kişiler de katılmalı...

Yoksa sürdürülebilir bir yapı oluşturmanız imkansız olacaktır...

Toplum planı bilmez, bilmeyi de boş verin, benimsemez, içselleştirmez ise boşu boşuna uğraşmış olursunuz...

Zaten çalıştaylar çöplüğü olan ülkeye, yeni bir çöpe gidecek çalıştay eklemiş olursunuz...

Bu yazıyı yazmadan önce, hem surlar içinden, hem de diğer bahsedilen bölgelerden birkaç esnaf ve işletmeci arkadaşımı aradım...

Böyle bir çalıştay yapıldı, haberiniz oldu mu diye?

Dürüst olmam gerek, bazılarının haberi varmış ama katılmamış, bazılarının da hiç haberi olmamış...

Ve çok büyük kısmının bana dediği şu oldu...

“Kendileri yazıp, kendileri oynuyorlar, bizlerin, esnafın o kadar çok sorunu var ki, bu çalıştaylara ayıracak zamanımız yok”

Aynen bu, bir kelimesi yalan değil, eksik değil, fazla değil...

Toplumun bakış acısı bu...

Maalesef, çok üzülerek bunu görüyorum...

Kimsenin, kimseye, ne güveni kaldı, ne de inancı...

Gemisini kurtaran kaptan misali herkes bir yerlere savruluyor...

Her yerde çalıştaylar, şuralar havalarda uçuşuyor...

Toplum mu?

Toplum ekonomik sorunlar, düzensizlik, adaletsizlik, partizanlık karşısında eziliyor...

Herkes şov yapıyor...

Fakat toplum yapılanların karşılığını göremediği için...

Aidiyet duygusu yaşamadığı için...

Kimseye inanmadığı ve güvenmediği için...

Kimsenin arkasından gitmiyor...

Açık açık artık kimseyi desteklemiyor...

Rengini belli etmiyor...

Yüzde 10 gibi şakşakçı, yalaka dışında artık kimin kimi desteklediği belli değil...

Neden mi? Çünkü toplumu arkasına alabilecek işler yapılmıyor...

Toplumun desteği alınmadan, o bölgede yaşayan insanların fikirleri sorulmadan, bölgenin cefasını çeken esnafa dokunulmadan işler yapılıyor...

Sırf bir şey yapar görünmek için ya da birilerine bir şeyler nemalanmak için...

Umarım bu çalıştay farklı olur...

Lefkoşa benim için çok değerli, burada yaşıyor, burada hayatımı idame ettiriyor, çocuklarımı bu bölgede büyütüyorum...

En önemlisi de Lefkoşa’yı ve Lefkoşa’da yaşamayı çok seviyorum...

Hem Baybars, hem de Harmancı, gerek cesur duruşları, gerek yaptıkları işler ile şova ihtiyacı olmayan siyasiler...

Temmuz 2020’de sonuçlanacağı açıklanan bu planı, Lefkoşa’yı hak ettiği marka değerine ulaştırmak için tüm paydaşların içinde olacağı, toplumun içine sineceği, kabul edeceği, aidiyet duyacağı bir bölge, K.K.T.C.’nin hak ettiği bir dünya başkentine ulaşmak için doğru kullanacaklarını umuyorum…

Tüm Lefkoşalılar olarak da takipçisi olacağız...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Serhan AKTUNÇ yazıları