Turizmde fırsatlar ve bunu göremeyenler

Geçen gün turizmci bir arkadaşımla muhabbet ediyorduk…

Ülkenin turizmini konuşurken, konu döndü dolaştı Atlas Global’ın iflas kararına geldi…

Ada ülkesi olmamızdan dolayı…

Direkt uçuş ambargoları ile karşı karşıya olmamızdan dolayı…

Bir havayolu şirketinin iflası, turizmimizi çok derinden ve olumsuz olarak etkiler…

Zaten turizmcilerimiz önlerini görememekten yakınırken…

Teşvik sorunlarının çözümlenemediği bir ortamda…

Şûra’ların, Çalışatay’ların havalarda uçmasına karşın, hiçbir elde tutulur sonucun çıkmadığı bir ortamda…

Arkadaşımla, turizmin, büyük sıkıntılar içinde olduğundan bahsediyorduk…

Geçen hafta da, Turizm Bakanı Sayın Ünal Üstel ile buluştum…

Bakanlıkta ziyaretine gittim, konuştuk biraz, düşüncelerimi aktardım kendisine…

Hep şikâyet ettiği finansal sorunlardan bahsetti, ben de kendisine parasız da yapılacak şeylerden bahsettim…

Yerli personelin öneminden bahsettim, turizm ile gelen dövizin, tekrardan yabancı işçi çalıştırarak yurt dışına çıktığını anlattım...

Ayrıca, yerli personel çalıştırarak toplumun turizmin içine dahil edileceğinden, toplumun desteğini almış bir turizmin daha başarılı olabileceğinden bahsettim…

Bunların yanında, alternatif turizmin öneminden konuştuk…

İskele bölgesinin alternatif turizm için güzel bir örnek olabileceğinden ve partisinin, UBP’nin, imar planına destek olmayarak büyük hata yaptığını anlatmaya çalıştım kendisine…

1 saate yakın konuştuk, o da bana kendi düşüncelerini aktardı ve uçak olayı ile ilgili çalışmaları olduğundan bahsetti…

Turizmin önündeki en büyük sorunu, havayolu olarak gördüğünü, havayolu olayını çözerse çoğu şeyi çözebileceğini düşünüyor…

Üstel ile yaptığımız bu konuşmaları arkadaşım ile paylaşırken…

Bana, çok basit bir öneride bulundu...

Sayın Üstel’in yeni bir havayolu şirketi kurmak, yeni bağlantılar yapmak için uğraşırken, esas önündeki fırsatı göremediği kanısına vardık…

Neydi bu fırsat?

Batmış, iflas etmiş Atlas Global’ın elindeki uçaklardan bazılarını, batmış fiyatına, iflas etmiş fiyatına alabiliriz…

Evet, bu belki fırsatçılık olarak değerlendirilebilir, belki ilk bakışta kulağa hoş gelmeyebilir…

Fakat dünya fırsatlarını görebilme, fırsatları değerlendirenlerin başarılı olduğu bir hal aldı…

Sonuçta Atlas, bir kayyuma devredilecek…

Kayyumun görevi de, Atlas’ın piyasaya olan borçlarını ödemek, yüzdürebilirse, yüzdürmeye çalışmak, eğer ümit yoksa da, Atlas’ın elinde olan gayrimenkul veya uçakları satıp, borçlarını ödeyip, şirketi kapamak olacaktır…

Mademki Sayın Bakan, turizmin kurtuluşunu yeni bir havayolunda görüyor…

İşte kendisine maliyet açısından da, Atlas’ın elinde olan uçuş bağlantıları açısından dolayı da, daha uygun olabilecek bir fırsat…

Atlas’ın sahibi de, şu andaki TC Turizm Bakanının kardeşi…

Ünal Bey, kronikleşmiş turizm sorunları ile o kadar boğulmuş, belli başlı bazı büyük turizmcilerden o kadar çok etkilenmiş durumda ki…

Önünü göremiyor…

Başını kaldırıp alternatif arayışlar içerisine giremiyor…

Anladığım kadarıyla, etrafında da kendisine alternatiflerden bahsedebilecek, vizyonunu geliştirebilecek, farklı bakış açıları verebilecek bir ekibi de yok…

Bundan dolayı da fırsatları göremiyor…

Üretemiyor…

Odaya kısılmış, kalmış bir durumda...

İyi niyetinden şüphe etmiyorum artık…

Eskisi kadar acımasız olmayacağım, çünkü bir çaba sarf ettiğini görüyorum…

Fakat kendisine de söylediğim için yazmaktan çekinmiyorum…

Böyle giderse, başını soktuğu delikten çıkarmazsa…

İsmi, normal, hiçbir şey değiştirmeyen, bir bakan olarak anılmaktan öteye gidemeyecek…

Turizme çağ atlatmış, yaptıklarının yıllar sonra bile takdir ile anılacağı, bir bakan olmaktan çok uzak olarak kalacak…

Kaldırın başınızı Sayın Üstel…

Alternatifleri, fırsatları kaçırmayın…

Sadece belli turizm çevrelerine, sistemlerine hapis kalmayın…

Bunları yapabilecek iyi niyetiniz var...

Tek gereken, fırsatları görebilmek...