Ya benimsin, ya toprağın

Yayın Tarihi: 25/02/20 07:00
okuma süresi: 6 dak.

Bu da nereden çıktı dediğinizi duyar gibiyim...

Ne kadar arabesk bir söylem...

“Ya benimsin, ya toprağın...”

Yani türkçe meali, ben ne dersem odur, benim düşündüklerimi düşünecen, ben ne dersem onu yapacan, benim düşündüklerime ters insanlar ile görüşmeyeceksin, konuşmayacaksın, eğer bunları yapmazsan, benimle beraber değilsin...

Daha birçok kısıtlayıcı söz eklenebilir başlıktaki düşünceye...

Ve çok üzülerek görüyorum ki, ülkedeki siyasi konjektür, siyasi profil, hatta arkadaş arasındaki ilişkiler bile, bu yöne evirilmeye başladı...

Yani mesela bu ülkede bir federasyon olmasını istiyorsunuz...

İki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe dayalı bir anlaşma istiyorsunuz...

Bunu her fırsatta dile getiriyor, destekliyor ve savunuyorsunuz...

Fakat Maraş açılımı ile ilgili, bu açılımı Rum tarafını masaya çekmek için kullanılmasını savunuyorsanız...

Mevcut Cumhurbaşkanı’nın bu toplantıya çağrılmamasını eleştirseniz bile...

Kötü çocuk oluyor, dışlanıyor, ötekileştiriliyorsunuz...

Güya “Allah kelamıdır”, sadece bu kişilerin dediği belli kurallar çerçevesinde bir anlaşmaya gidilecek yolu destekleyeceksin...

İlla belli kişilerin dediği doğrudur...

Amaç ne? Hedef ne?

Amaç ve hedef bu ülkenin sürdürülebilir bir anlaşma ile AB çatısı altında bir anlaşma yapılması değil mi?

Amaç iki bölgeli, iki toplumlu, siyasi eşitliğe sahip bir anlaşma değil mi?

40 küsur yıldır denen yol olmamış, olmuyor...

Amaç aynı ise, oyunun kuralını biraz değiştirmek, hedef ve amaç bir ise, farklı yollardan bu amaç ve hedefe gitmeye çalışmak neden yanlış oluyor?

Ama olmaz değil mi?

Ya benimsin ya toprağın...

Ya senin yolunu uygulayacağım tam olarak, senin çizdiğin yol kesinlikle değişemez, en iyisini, en doğrusunu sen bilirsin diye kabul edeceğim...

Ya da ben pis olurum, kötü olurum...

Bumudur yani?

Bir de diğer taraftan bakalım olaya...

Türkiye ile gönülden bağlı olduğunu söylersin...

Türkiye’nin mutluluğunu ve acısını paylaştığını her fırsatta dile getirir...

Gerektiğinde Türk halkı için canını vermekten geri kalmayacağını söylersin...

Ama sonra dersen ki...

“Türkiye ile sağlıklı ilişkiler kurmalıyız”...

“KKTC ayrı, bağımsız bir devlettir”...

“Bu devletin kurallarına, demografik yapısına, nüfus düzenlemelerine, kültürüne, herkes ama herkes saygı duymak zorundadır”...

“Dışarıdan bizim siyasetimizi, kurallarımızı, etnik yapımızı değiştirmeye yönelik her şeye, herkese karşıyız”...

“Bu ülkenin, hiçbir şekilde, hiçbir ülke ile ilhak veya vilayet gibi oluşumlara girmesi söz konusu bile değildir"...

Aman Allah’ım...

Hemen Rumcu olursun...

Hemen bazı büyük abiler, büyük bilmiş abiler, bunlar çoğunlukla UBP'de var, seni “aforoz" ederler...

Sen kimsin ki onların milliyetçilik ile dolu siyasi çıkarlarına, söylemlerine etki edecek, onları rahatsız edecek sözler söylersin...

Git, sen “kötüsün, pissin” olun...

Yani, yine, ya benim olacaksın, ben ne dersem onu düşüneceksin, alternatif sunmayacaksın, susacaksın ve kalacaksın, ya da toprağınsın, bizden değilsin yani...

Ötekileştirmenin dik alası yani...

Bir kısım milli duygularımız üzerinden bizler ile dalga geçer, kullanır bizleri, diğerleri refah, para, özgürlük gibi insanın sahip olmak isteiği duygularmız üzerinden bizimle dalga geçer...

Ama aynıdır bunların hepsi...

Bunlar sadece kendi çıkarlarını düşünen...

Farklı düşüncelere saygı göstermeyen, kendini beğenmiş insan topluluklarıdır...

Her partide var bunlardan...

Ve olacaktır da...

Ama ben ve benim gibiler...

Bunlara karşı susmayacağız...

Bu ülkede özgürce, kendi kendimizi yönetebilen bir düzen kurana kadar yılmadan yazmaya, konuşmaya devam edeceğiz…

Ne Ruma azınlık olacağız, ne de Türk’e ilhak olacağız...

Türk halkının bizim diğer bir yarımız olduğunu bilerek, birbirimizi anlamaya ve anlatmaya devam edeceğiz...

Siyasilerin, bizim, Türk halkı ile aramızı bozmalarına izin vermeyeceğiz...

Rum toplumu ile de, iki toplumlu, iki bölgeli, siyasi eşitliğimizi kabul eden bir anlaşma için çalışacağız...

Buna ulaşmak için sadece belli kesimlerin izlediği ve 40 yıldır bir sonuca ulaşmayan yol dışında yollar da deneyeceğiz...

Ne halleri varsa görsünler...

Beğenmeyenin de “Digomaya" kadar yolu var...

Bizler haklı çıkacağız...

Ötekileştirenler değil...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Serhan AKTUNÇ yazıları