Turizmci ne İsa'ya ne de Musa'ya yaranabildi

Yayın Tarihi: 10/07/20 07:00
okuma süresi: 6 dak.

Turizm çok kırılgan...

Kırılgan olduğu kadar da meşakatli bir sektördür...

Bir çok sektör barındırır içerisinde...

Bacasız sanayi de denir, ihracatı kendi ülkesinde yaptırdığı için...

Gidilecek ülkenin, doğal, kültürel ve daha birçok özelliği kadar...

En önemli özelliği “insan odaklı” bir sektör olmasıdır...

Size hizmet eden kişilerin özellikleri çok önemlidir...

Türkiye’nin, özellikle 90’lı yıllardan sonra patlayan turizminde...

Ülkenin birçok özelliği yanında...

Misafirperverlik konusunda, üst düzey bir doğal yeteneğe sahip olması da, çok önemli bir rol almıştır...

“İnsan odaklı” olan bu sektör...

Bu sebebinden dolayı da, yüksek sabit maliyetler içermektedir...

Kalifiye personel bulmak ve çalıştırtmak çok zordur bu sektörde...

Dünyayı sarsan Covid-19 pandemisi de...

Ülkemizde de turizmi çok ama çok zor durumlara sokmuştur...

Eninde sonunda, bu pandemi bitecek...

Bir aşı bulunacak ve turizm sektörü tekrardan canlanacaktır...

Fakat bu aşı bulunana kadar geçecek süre nasıl yönetilecektir?

Esas soru budur...

20 Mayıs itibarı ile sektörlerin çoğu işlerine başlamıştı...

1 Haziran itibarı ile de oteller açıldı...

1 Haziran – 1 Temmuz arasında, aldığım duyumlara göre...

Yerli halktan oluşan bir harektlilik vardı otellerimizde...

Az da olsa vardı...

Büyük otellerimizin, sabit maliyetlerini karşılamaya yetmeyen...

Fakat en azından, belli sayıda personelin isthdamını devam ettirmek için yeterli bir döngü vardı...

Ne zaman ki, 1 Temmuz ile yurt dışından uçuşlar başaldı...

Ve ülkede Covid-19 virüsü görülmeye başlandı...

Herşey bir anda tekrardan başa döndü...

İç piyasadaki konfeksiyondan, restoran-cafe sektörüne...

Otellerden, beyaz-eşya sektörüne kadar tüm sektörlerde satışlar düşmeye başladı...

Bu açılım kaçınılmazdı...

Fakat ülkeyi idare edenlerin bilmesi gereken ve maalesef, bilmedikleri şeyler var...

Turizmin doğasını bilmiyorlar maalesef...

Ülke insanını da tanımıyorlar anladığım kadarıyla...

Ve en önemlisi de, Sağlık-Turizm dengesinin ne demek olduğunu bilmiyorlar...

Eğer bir ülkede Sağlık sistemine güven yoksa, o ülkede Turizm de olmaz...

Turizm ve Sağlık beraber yürütülmesi gereken bir yoldur...

Hükümetimiz, 1 Temmuz’da gerekli alt yapıyı yapmadan, daha doğrusu gerekli güveni halkına vermeden uçuşları açtı...

Eee ne oldu açınca?

Açınca hem yurt dışından yeterli turist gelmedi...

Çünkü, risk ortadan kalkmış değil...

Ucağa binecen, birçok insanla yan yana duracan...

Havaalanında bekleyecen...

Bu iş, zor bu sene, bunu kabul etmek gerek...

Bu riski almak kolay değildir...

Bundan dolayı da otellerde yeterli doluluk olmadı...

Diğer taraftan...

Haziran ayında az da olsa otellere giden yerli halk da geri çekilmeye başladı...

Çünkü yurt dışından gelen kişiler ile aynı ortamda olmak istemedi yerli halk...

Ve sonuçta, Turimci, ne İsa’ya ne de Musa’ya yaranabildi...

Diğer taraftan, Karpaz, İskele, Esentep taraflarında, daha küçük, daha butik yapılmış otel ve moteller...

Doluluk olarak geçen senelerden çok daha iyi seviyerlerde...

Olaylardan tecrübe edinmek...

Bazı gerçekleri görebilmek gerek...

Hem yerli Turizm girişimcileri, hem de yabancılar...

Artık dünyada da değişen ve gelişen turizm hareketlerine göre kendilerini yenilemeleri gerekmektedir...

Dünya zaten “Herşey Dahil” turizmini yavaş yavaş bırakmaya başlamıştı...

KKTC Turizmi de artık, bu zor günlerden bir ders çıkararak...

Yavaş yavaş, adım adım, deneye deneye, Alternatif Turizm seçeneklerini çoğaltmalıdır...

Bu sayede hem otel maliyetleri düşecek...

Hem de toplum ile turist daha çok bir araya gelecektir...

Yeni bir Turizm Bakanımız ve ekibi var...

Umarım bu konuda girişimcilere doğru yolu gösterebilirler ve teşvik ederler...

Ve bir önceki Turizm Bakanına yazdığım gibi...

Sıradan değil...

Ülke turizmine çağ atlatmış bir Turizm Bakanı ve ekibi olarak anılırlar...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Serhan AKTUNÇ yazıları