Hükümetin bozulmasını isteyen ve istemeyenler

Yayın Tarihi: 23/07/20 07:00
okuma süresi: 8 dak.

Yine bozulmadı...

Bozulamadı...

Belki bu satırları yazdığım sıralarda, başka gelişmeler olabilir...

"Ve oldu da...

Yazımın sonunda, bu konuya da değineceğim"...

Fakat bugün itibarı ile hükümet görevinin başındadır...

Böyle zor ve olağnüstü günlerde de...

Görevinin başında olmak zorundadır da zaten...

Peki nedir bu hükümetin sorunu?

Gelin beraberce bunu bir irdelemeye çalışalım...

Bu işin bozulmasını kim istiyor?

Kim istemiyor?

Kim neden istiyor? diye biraz beyin cimnastiği yapalım...

İlk önce şu soruya cevap verelim ama...

Kim bu hükümetin bozulmasını istemiyor?

Ki bence bu en önemli sorudur...

Ve yine bence halkın çok büyük bir bölümü, bu hükümetin bozulmasını istemiyor...

Evet çok büyük bir bölümü...

Neden mi?

Beğenirsiniz, beğenmezsiniz, kabul edersiniz, etmezsiniz...

Bu hükümet zamanında...

Gerek Türkiye ile ilişkiler konusu...

Gerek protokol konusu...

Gerek vatandaşın işinin dönmesi konusu...

UBP ile HP farklı vizyonlara sahip olduğundan, HP'nin denetleyiciliği ve kontrolü sıkı tutmasından, işleyişin daha şeffaf olma konusu...

Gerekse de, Akıncı-Hükümet arasındaki siyasi ve Kıbrıs konusundan dolayı var olan görüş ayrılıklarından dolayı, birbirlerini denetleme kontrol mekanizması...

Ülke açısından olumlu hareketlerdir...

Bunlar bile hükümetin devam etmesi için yeterlidir...

Bu konuyu biraz açacak olursak...

4’lü hükümet zamanında, ha bugün, ha yarın diye imzalanamayan bir protokol vardı...

Bunun da ülkeye büyük bir sıkıntı getirdiği ortadaydı...

Akıncı’nın zaten Türkiye ile, daha doğrusu Türkiye’deki hükümet ile olan sorunlarından dolayı, burdaki halk bir bakıma cezalandırılıyordu...

En azından şimdi UBP-HP hükümeti ile, bu durum dengelenmiş durumdadır...

Diğer ve bence çok önemli konu ise...

Halkın Parisinin, bu hükümetteki dengeleyici ve denetleyici rolüdür...

Bunu basit görmemek gerek...

Tüm günahları ve sevapları ile...

Halkın Partisinin bu ülkeye getirdiği bir enerji...

Bir farklılık vardır...

Genç ve yeni siyasilerin önünü açması...

Ülkeye bir kontrol mekanizması getirmesi...

Kamudan başlayan bir Liyakat düzenin oluşmasına...

Ön ayak olmuştur Halkın Partisi...

Yaptığı tüm siyasi tecrübesizlikler yanında...

Yukarıda saydıklarım bile Halkın Partisini bu hükümette olmasının ne kadar önemli olduğunu göstermektedir...

Evet hükümetin devam etmesi ile ilgili bazı noktalara değindik...

Devam edecek olursak...

Bu hükümetin bozulmasını kimin, neden istediğine bakalım biraz da...

Bence hükümetin bozulmasını isteyen 1 numaralı kişi Sayın Arıklı ve partisi YDP’dir...

Kendine göre de haklıdır Sayın Arıklı...

Kendince, yükselen bir ivmesi olduğunu düşünüyor YDP'nin...

Sayın Arıklı’nın ısrarla Cumhurbaşkanlığında bir çatı aday bulalım isteği çok dikkat çekicidir...

Çünkü Arıklı da biliyor ki...

Genel seçimlerden veya erken bir seçimden önce Cumhurbaşkanlığı seçimi olursa...

Ve kendisi beklenenden, YDP’nin normal bir seçimde alacağından çok daha düşük bir oy alırsa...

Bu, önümzdeki seçimlerde YDP’nin oyunu da direk olarak etkileyecektir...

YDP’nin vermeye çalıştığı...

Biz en güçlü partilerdeniz algısı...

Darmadağın olacak...

Ve şişirilmiş olan YDP oylarının, gerçek oranı ortaya çıkabilecektir...

Sayın Arıklı’nın da bu gerçeği bilerek ve görerek...

Hükümetin bozulmasını istemesi ve bu sayede de bir çatı aday bulunması, kendi açısından çok doğru bir düşüncedir...

Bu çatı aday sayesinde de, Cumhurbaşkanlığı seçiminden alabileceği kötü bir oyu, bertaraf etmiş olacaktır...

Demokrat Parti de hükümetin bozulmasını isteyen bir diğer partidir...

Her zaman kilit parti olan DP...

Sayın Ataoğlu ve ekibi ile bir çaba içinde olsa da...

Onlar da, DP’nin doğasından dolayı...

Hükümette olmadan...

Bazı menfaatler dağıtmadan...

Daha ileri gidemeyeceğinin bilincindedir...

Yeni bir hükümet senaryosunda, DP’nin de içinde olacağı bir seneryo ile seçime girmek istemektedir...

Yani sonuç olarak...

Tüm siyasi partilerin kendine göre haklı sebeleri...

Bu hükümetin devam etmesi veya etmemesi ile ilgili düşünceleri vardır...

Sahsi görüşüm...

Cumhurbaşkanılığı seçimini düşünmeden...

UBP-HP Hükümetinin yoluna devam etmesidir...

Birbirlerinden farklı olan...

Fakat belki de birbirlerinin eksiğini tamamlayan...

HP’nin dizginlemesi ve kotrol mekanizması ile, ülke için doğru ve gerekli adımların atılabileceği gerçeği göz ardı edilmeden...

Çok da iyi işler çıkarabilecek bir hükümet oluşabilir...

Tek gereken şey...

En azından bu kriz ortamında...

Sadece vatandaşı...

Özellikle de ihmal ettiği...

Özel sektör vatandaşını düşünerek hareket etmesidir...

Halk bunu bir şeklide Cumhurbaşkanlığı seçiminde takdir edecektir...

Cumhurbaşkanlığı seçimine...

Bu hükümeti feda etmemek gerekmektedir...

Tam da yazımı bitiriyordum...

UBP Genel Sekreteri Ersan Saner'in, İcişleri Bakanı Sayın Ayşegül Baybars için kullandığı bir cümle, ortalığı toza, dumana buladı...

Baybars'ı hazmedemediği, bu imar planının ilk günlerinden belliydi...

Artık bu çekememezlik, hat safaya çıktı...

UBP kendi kazdığı kuyuya hızla düşmeye başladı...

Dikkat etmezse, Cumhurbaşkanlığı seçiminde, tarihi bir hezimete uğrayabilir...

Ayşegül hanım gerek duruşu, gerekse de çalışmaları ile, hükümetin en başarılı bakanıdır...

Bu tür saldırılar onu, "küçülteceği" yere, daha da "büyütüyor"...

Toplum karşısındaki saygınlığını ve haklı duruşunu perçinliyor...

Bunu da buraya not etmek gerek...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Serhan AKTUNÇ yazıları