Ortaya karışık

Gerçek hayata döndük heralde artık...

Çok zor bir döneme doğru ilerliyoruz...

Sonbaharın gelmesiyle, Covid-19 sorununun nereye tırmanacağı...

Alt yapımızın yeterli olup olmadığı...

Eylül ayının gelmesiyle...

Okulların açılıp açılamayacağından çok...

Üniversitelerin açılıp açılamaycağı...

Yurt dışından gelecek öğrencilerin durumu...

Çok büyük sorunlar olarak önümüzde duruyor...

Öğrencilerin gelmesi durumunda ve sonbahar ile vakaların nasıl seyredeceği konusu yanında...

Ekonomik olarak...

Hayatlarını...

Geçimlerini...

Eğitim turizmi diyebileceğimiz bu sektöre bağlayan...

Buna güvenerek yatırım yapan...

İş açan kişilerin durumu ne olacak?

Kimse bilemiyor...

Bence henüz daha ekonomik olarak en kötüyü görmediğimiz bu günlerde...

İlerleyen zamanda neler ile karşılaşacağız...

Tam bir bilinmezlik...

Sadece ötelendi bazı sorunlar...

Bazı ödemeler...

Bazı çekler...

Bazı taksitler...

Yapılan sadece öteleme...

Fakat faizler heryerde işliyor...

Bankalarda işliyor faizler...

Borçlu olanların mazbatalarında da işliyor faizler...

Şimdi mazbata çıkmıyor belki ama çıkacak...

Sonunda çıkacak...

Ve bu süre zarfında ödenmeyen...

Ödenemeyen bu borçlar...

Taksitler...

Ne olacak?

Bunu düşünen var mı acaba?

Yoksa tek derdimiz Cumhurbaşkanlığı seçimi mi?

İktidarda olmamanın rahatlığı ile...

Muhalefet yükleniyor hükümete...

Hükümet de, kendince çoğunluk ve güçlü gördüğü kamuyu olsun mutlu edeyim düşüncesinde...

Tabi bir de bazı büyük “abiler” var...

Onları da mutlu ve tatmin etti mi...

Her şey yolunda zannediyor hükümet...

Bu şekilde zor...

Çetrefilli...

Çok bilinmeyenli...

Belki de tamamen dibe vuracağımız bir döneme giriyoruz...

Her şeyin başı sağlık deyip, bunun arkasına saklanarak...

Sadece kendimizi düşünüp...

Hiç empati yapamadan...

11 Ekim’e doğru ilerliyoruz...

Bu arada büyük bir de süpriz ortaya çıktı...

Herkesin de dediği gibi...

Serdar Denktaş’ın aday olması ile...

Birçok taş yerinden oynadı...

Daha da oynayacak...

Kök Kıbrıslıların tek umudu olduğu algısını verip...

Türkiye’ye karşı sadece ben dik durabilirim, son kale benim düşüncesini yayanlar için...

Serdar Denktaş büyük bir sorun olacaktır...

Bence Serdar Denktaş’ın aday olmasından en büyük mutsuzluğu Mustafa Akıncı duymuştur...

Akıncı’nın hedef kitlesinin büyük bir kısmı ile...

Denktaş’ın hedef kitlesi kesişiyor...

Bu kesişmeden neler çıkacak?

Kim ne kadar oy koparacak?

Önümüzdeki süreçte görceğiz...

Kudret Özersay’ın Maraş açılımı...

Ve yurt dışı siyasette oynayacağı aktif rol...

Ve haklı olarak da, bu işi, dış siyaseti en iyi ben bilirim algısı...

Onu nerelere taşıyacak hep beraber göreceğiz...

Tufan Erhürman’ın da...

Partisinden çok...

Merkez oyların en büyük adayı olması ve bu oylar ile, yolu yürüyeceği gerçeği karşımızda dimdik duruken...

Çok heyecanlı bir seçime doğru gidiyoruz...

Ersin Tatar’ın kendi partisini toparlama yolunda büyük bir çaba sarf ettiğini görebiliyorum...

Adayı yalnız başına, bir baştan diğer tarafa dolaşıyor...

Sonuç olarak...

Halkı düşünen...

Hem sağlık olarak...

Hem de ekonomik olarak...

Çözüm önerileri üreten liderlerin partileri...

1 adım öne çıkacak...

Liderler demiyorum...

Bu lidelerin partileri diyorum...

Çünkü tüm bu liderlerin alacakları oylar...

Direk olarak partilerini etkileyecek...

Ve çok muhtemel...

2021 yılının ilk yarısında olacak olan bir erken seçimde...

Bu patilerin oylarına yansıyacaktır...

Şu anda görünen CTP’nin az da olsa...

Hem alttan ve arkadan gelen kalifiye partili portföyünün...

Tufan Erhürman için bir avantaj olduğudur...

Bu arada bunu da söylemeden geçemeyeceğim...

Çok uzun yıllardır UBP’de...

Alttan, arkadan gelen bu kadar az, bu kadar yetersiz, bir yönetici kadrosu olmadı...

Bir elin parmağını ancak bulan genç ve bilgili yönetici var UBP'de...

Bence UBP’nin bu sorunu görüp...

Geleceğe de biraz yatırım yapması gerek...

Ben en büyük partiyim...

En örgütlü partiyim demek ile olmaz bu iş...

Sayın Tatar’ın bu konuya önem vermesi gerek...

Yoksa ileride yürüyecek...

Ülkenin en büyük partisini yönetecek kadrolar bulamayacak...

Biraz ordan...

Biraz burdan...

Cem Yılmaz’ın dediği gibi...

"Little, little, in the middle" Az az, ortaya karışık...

Bir şeyler yazdım...

Önümüzdeki günlerde Cumhurbaşkanlığı seçimi...

Ve adaylar ile ilgili daha derinlemesine konuşacağız...