İç barışın sağlanması için güçlü ekonomi şart

Yayın Tarihi: 22/10/20 07:00
okuma süresi: 5 dak.

Bir seçimin daha sonuna geldi güzel ülkem...

Bir çok gerginlik...

Bir çok sorun ile, bir seçimi daha geride bıraktık...

Normal zamanı, Ocak 2023 yılında olması gereken Genel seçimlerimiz var...

Fakat hem Ersin Tatar’ın Cumhurbaşkanı seçilmesinden dolayı ortaya çıkan Başbakanlık sorunu...

Hem de seçimlerden önce Halkın Partisini hükümetten çekilmesi ile ortaya çıkan Hükümet sorunundan dolayı...

Ortalık allak bullak...

Hükümette sorun olmasa, Ersin Tatar’ın yerine Lefkoşa’da bir milletvekilliği için seçim yapılıp, bu sorun çözülebilirdi...

Fakat söylediğim gibi sorun sadece bu değil...

Şu anda olmayan Hükümetten dolayı, UBP-HP veya UBP-CTP anlaşıp bir seçim hükümeti mi kuracaklar?

Yoksa 2023 yılına kadar devam edecek bir hükümet mi ortaya çıkacak?

Bunlar henüz cevaplanmayan sorular...

Gerçek olan ise...

Kim önümüzdeki dönemde Hükümette olursa olsun...

Önünde, KKTC tarihinin, belki de en büyük sosyal ve ekonomik sorunlarını bulacak...

En büyük sorunlarımızdan biri olan, iç barışı sağlayamamamız durumunda...

Yapılacak tüm reformalar, tüm hükümet denemleri havada ve boşta kalacaktır...

İlk önce iç barış...

 İç barışı sağlamanın 2 yolu var...

Birincisi, yeni seçilecek hükümetin, ötekileştirmeden uzak durup, kucaklayıcı bir tavır izlemesi...

İkincisi de, ülkedeki ekonmik pastanın daha geniş kesimlere, göz ardı edilmiş bölgerlere ve insanlara dağıtılmasının sağlanmasıdır...

Liberal ekonominin çarklarının daha hızlı, daha eşit ve adil dönmesinin sağlanması gerek...

Bazı arkadaşların, "liberalizm ile eşitlik ve adaletin ne alakası var?" dediğini duyar gibiyim...

Evet doğrudur, "liberal ekonomilerde, bireyin özgür olmasını ve ekonomik güçler arasında, özgür yarışmayı, devletin bireyler, sınıflar ve uluslar arasındaki ekonomik ilişkilere karışmamasını isteyen siyasal ve ekonomik bir yapıdır"...

Fakat bizim ülkemizde, etnik köken üzerinden yapılan yanlış siyaseti, ötekileştirmeyi ve ayrımcılığı ortadan kaldırmanın en kolay ve doğru yolu, ekonomiyi devletin güdümünden çıkarırken, iç barışı sağlamak amacı ile ekonomik pastanın belli bölgeler uzerinde yoğunlaşmasını sağlamak, daha da önemlisi bu pastayı her kesime ulaşmasını sağlamak olmalıdır...

Yani hem devlet sadece denetleyici, ama gerçekten denetleyici görevini üstlenecek, hem de özel sektörün önünü açarken de, ülkedeki iç barışı sağlayıcı güç olarak ekonomik aktiviteleri, ortak payda olarak ön plana çıkaracaktır...

Cumhurbaşkanlığı seçimi artık geride kaldı...

Söylenenler, söylendi...

Kalpler de kırılmış olabilir fakat devlet yönetmek, küsülecek, kırılacak yer değildir...

Devlet ise konu, gerisi teferruat olmalıdır...

Hem UBP'nin, hem de HP'nin, bunu düşünerek hareket etmesi gerek...

Önce iç barışın sağlanması gerek, daha sonra da ekonomik faliyetler ile bu barış desteklenmelidir...

Başka da bir çaremiz yok...

"Madem başka yerde yaşayamayız" diyoruz...

O zaman asgari menfaatlerde buluşmayı, iç barışı sağlayarak yapacağız...

Ekonomik kazancımızı da, bu barışın sürdürülebilir bir yapıya ulaşması için kullanmalıyız...

Amerika'da, Avrupa' da, ekonomisi çok büyük olan ülkelerde birçok değişik etnik kökenden insan, gittikleri ülkenin refahı ve mutluluğu için çalışmaktadır....

Ekonomik ortak payda ve çıkarlar, bu değişik kökendeki ınsanaları ortak payda etrafinda buluşmasını sağlamaktadır...

Nedir bu ortak payda?

Zenginlik ve refah...

Zor mu?

Inanın çok zor değil...

Birazcık siyasi irade...

Akilli siyaset...

Ve çözümün, iç barışın sağlanmasından geçtiğini anlamak...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Serhan AKTUNÇ yazıları