Bölünüyoruz...

Yayın Tarihi: 13/11/20 09:00
okuma süresi: 6 dak.

Büyük resme bakamıyoruz...

Bölünüyoruz...

Bölündüğümüz için de yönetiliyoruz...

Asgari menfaatlerde buluşamıyor...

Buluşamadığımız için de...

Ya benimsin ya toprağın misalı...

Kutuplara ayrılıyor...

Bir tarafı seçmek zorunda bırakılıyoruz...

Neymiş efendim...

Ya, "Ankara’ya Askerini de, Paranı da istemiyorum" diyeceksin...

Diğer taraftan askerine de parasına da ihtiyacın olacak...

Sendika ağaları, “Türkiye verecek bu paraları"diye bağıracak...

Ya da, "Türkiye İşgalcidir" diyeceksin...

Yoksa "müdahaleyi" savunan taraf olurmuşuz...

Neymiş efendim...

Yıllardır bu ülkeye taş üstüne taş konsun diye gönderilen paraları, benim siyasilerim, oturdukları koltukları pekiştirsinler diye ona buna peşkeş çekecekler...

Sendika ağalarının talebleri yerine getirilecek...

Sonra da, "Türkiye bizim kendi ayakları üzerinde durmamızı istemez" jargonunu, ağzımıza sakız edeceğiz...

Ya da "Türkiye’ye Anavatan dersen", ama Türkiye’nin siyasi partilerimize, seçimlerimize, karışmasına karşı çıksan, yine de olmuyor...

İlla da taraf olup, "Ankara elini yakamızdan çek" dememiz gerekiyormuş"...

Kutuplara ayrılmak zorunda bırakılıyoruz...

Göremiyor buradaki bazı kesimler gerçekleri...

Çuvaldızı önce kendimize batırmamız gerektiğini kabul edemiyor, bazılarımız...

Hep başka yerlerde suçlu, hatalı arıyoruz...

Anlayamıyorlar Kıbrıs Türk halkının %90’a yakınının ayrıştırmaya, bölünmeye, ötekileştirmeye karşı olduğunu...

Kimse zannetmesin ki Akıncı’nın aldığı %48’lik oy...

Türkiye ile karşı karşıya olmak isteyen, ötekileştiren, kendini üstün ırk sayıp, KKTC’nin, Dikilitaş etrafından yönetildiğini düşünüyor...

O, %48’lik oyun çok ama çok büyük bölümü, sadece özgür, demokratik, kendi kendini yönetebilen bir ülkede yaşayıp, Türkiye ile kardeşce ilişkiler içinde olup, Türk toplumu ile de gönülden bağlı bir çoğunluktur...

Diğer taraftan Tatar’a oy veren %52 oy da, Türkiye’nin alt yönetimi olmak isteyen, Türkiye’ye bağlanmak isteyen bir oy değildir...

Bu kesim, Rum tarafına fazla güvenmeyen, ne Türkiye’nin, ne de Rum tarafının alt yönetimi olmak istemezken, Türkiye’nin etkin ve fiili garantisini isteyen bir çoğunluktur. Aynı zamanda da, Türkiye’nin de iç işlerimize, demografik yapımıza karışmasını da istemez...

Fakat iki tarafı da kutuplaştıranlar, bölenler, ötekileştirenler bu gerçekleri görmek yerine...

Kendilerine siyasi avantaj sağlamak için...

Toplumu korkutuyorlar...

Bu ülkede bir "Laiklik sorunu" kesinlikle yoktur...

Bu ülkede kesinlikle "İlhak konusu" yoktur...

Bu ülkede Rum’un bizi, öldürme, bitirme, ekonomik olarak yok etme durumu da yoktur...

Bu toplum...

Rumcu dedikleriniz...

"Nefesi Küflenmiş" kokanlar dedikleriniz...

Anavatancı dedikleriniz...

Dinsiz dedikleriniz ile birlkte...

Bu ülkeyi bu günlere getirdi...

Eksiklikler, hatalar, yönetici zaafiyetleri, suistimaller, yolsuzluklar, çok olmuştur...

Ama gerektiğinde de, birlik olmasını da bilir, Rumcu dediğiniz Kıbrıslı Türkler ile, Anavatancı, statükocu dediğiniz Kıbrıslı Türkler...

Korku imparatorluğu kurmaya çalışıyor iki taraf da...

İzin vermeyin...

Vermemeliyiz...

Asgari menfaatlerde buluşmalıyız...

Büyük resimden olaylara bakmalıyız...

Birlik olmalıyız...

Bölünmemeliyiz...

Tekrar etmek istiyorum...

Çünkü esas konu bu...

Eğer ben, ülkeye yapılan müdahalelere karşıysam...

Eğer ben, bu ülkede demokratik ve özgür bir şekilde, refah içinde yaşamak istiyorsam...

Eğer ben, ne Ruma, ne de Türkiye’ye, alt yönetim olmak istemiyorsam...

Kimse beni, Türkiye’ye Anavatan dediğim için ötekileştiremez...

Kimse seni, Türkiye’ye işgalci demedin diye dışlayamaz...

Kimse bizi,  bir anlaşma isterim diye Rumcu, Türkiye düşmani diye nitelendiremez...

Çoğunluk “Biziz”

%90 biziz...

Onlar azınlıktırlar...

Ve doğruyu bulacaklar...

Onlara anlatacağız...

Bıkmadan usanmadan...

Onların yaptığı hatayı yapmadan...

Onları da kucaklayarak...

Anlatacağız...

Anlatmaya belki de, Ankara'dan başlayacağız...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Serhan AKTUNÇ yazıları