Bölüşmenin inanılmaz mutluluğunu tatmalıyız

Yine kapandık...

Yerel vakalarda ortaya çıkan hızlı yükseliş...

Ülkedeki bazı işletmelerin kapanmasına...

Organizasyonların iptaline...

Ve Rum tarafı ile kapıların kapanmasına sebep oldu...

1500’e yakın Rum tarafında çalışan KKTC vatandaşı, ansızın bir haber aldılar, ve ertesi gün Rum tarafına, işe gidemeyeceklerini öğrendiler...

Bu haberi Rum tarafında alanlar da, seçim yapmak zorunda kalmışlardır...

Ya Güney’de kalacaklar ve 10 gün ailelerini göremeyecekler ve döndüklerinde de karantinaya girecekler, ya da işlerine gitmeyecekler...

Diğer taraftan, haftalık mutfak hazırlığını yapmış olan meyhaneciler de, bir anda 15 Aralık’ta kapalı olduklarını duydular...

2020 yılının, biraz olsun zararını giderecek olan Meyhaneler, restoranlar, bir anda tüm Yılbaşı organizasyonlarının iptal olduğunu öğrendi...

Oteller de şikâyetçi bu arada...

Karantinasız girişler tamamen durduruldu ve ülkeye gelişler 10 günlük karantina zorunluluğu getirildi...

Onların da Yılbaşı baloları iptal...

Vakalar yükseldiğinden itibaren zaten açık olan esnaf da sinek avlıyor...

Restoran ve Caferlerin ciroları da en az %60-70 düştü...

Halk, panik içinde evlerine kapandı...

Buraya kadar gerçekler...

Yapılması gerekenler belki de...

Şimdi gelelim Sosyal Devlet dediğimiz, Devlet Babaya...

Ersan Saner hükümeti daha kurulalı 1 hafta oldu...

Ersan Beyin iyi niyetine inanıyorum...

UBP’de bazı olaylar ile Başbakan olsa da, UBP’nin değişen yüzü ve UBP’nin bir şansı olduğunu düşünüyorum...

UBP'deki değişimi yapabilecek bir Başkan olabilir Ersan bey...

Bu kapanmanın bütün sorumluluğu onda olamasa da...

Top onun kucağında kaldı...

Devlete aidiyet duygusunu sağlaması gerek...

Mağdur olan kişilere, işletmelere, destek olmanın yolunu bulması gerek...

Rum tarafına geçemeyecek, ekmek parasını kazanmayacak kişiler ne olacak?

Taksiciler nasıl para kazanacak?

Meyhaneler, tüm beklentilerini bu aya bağlamışlardı...

Ne olacak onların durumları?

Çözüm bulması gereken çok sorun var Ersan beyin...

Esasında çok da zor olmayan yöntemler vardı...

Biraz adil ve adaletli bölüşümü kabul edebilseydik...

İçimizde kalarak bu sorunu çözebilirdik...

Ne yapabilirdik mesela?

Mesela karantinasız kimseyi adaya almazdık...

Buna Rum tarafı da dahil...

Bu durumdan kim en büyük zararı görecekti...

Oteller...

Acenteler...

Rum tarafında çalışanlar...

Oteller arasında, Karantina Oteli olabilecekler seçilir, bunların en azından hayatta kalması sağlanırdı...

Geriye kalan, Casinolu otellere de, İmtiyaz ücretleri ertelenir veya alınsa da, gelecek yıllarda indirim yapılır veya gelecek yıllardaki ödemelerinde kolaylık yapılırdı...

Normale dönene kadar da, Kamudan tasarruf yapılıp, hem Acente çalışanlarına, hem de otellere destekte bulunulurdu...

Geriye Rum tarafında çalışanlar kalırdı...

Onların da sayısı 1500 civarı...

Onlardaki sorun, destek alsalar da, aşı bulunduktan sonra çalışacak işleri olmayabilir...

Onlar için de, yurt dışına kaçmış birçok zanaatkâr, işci oldu bu dönemde...

Onların yerini alabilecek, işçisini, elemanını kaybetmiş şirketler ile görüşerek, hem maddi destek, hem de iş bularak destek olunabilirdi...

Böyle bir durumda da içimizde temiz kalırdık...

Öğrenciler Karantinalı olarak gelip, daha sonra piyasaya dağılırlardı...

Vaka olmayacağından, yerli halk otelleri, Caferleri, restoranları hem yılbaşında hem de diğer günlerde doldururdu...

Rum tarafına gidemeyecek olan yerli halk da harcamasını ülkede yapar...

Ekonominin çarkları öyle ya da böyle dönerdi...

Olanlar oldu, yapılanlar ve yapılamayanlar ortada...

Bu noktada, tüm toplumun, bu dönem için, adil davranmasını anlaması çok önemlidir...

Bu dönemde az kazanacak bazı kişiler...

Hatta belki kazanmayacak...

Bu dönemde, kamuda çalışanlar fedakârlıkta bulunacak...

Hiç kazanmayan olduğunu düşünecek, anlayacak ve hissedecek...

Bölüşecek...

Bölüşerek de, hem birlik olmayı öğrenmiş olacak, hem de insan olmayı...

Bölüşmenin dayanılmaz mutluluğunu tatmış olacağız...

Bölüşmenin, empati yapmanın, değerini anlarsak...

Bunun ne kadar güzel bir duygu olduğunu anlayacağız...

Başka çaremiz de yok zaten...