Tabi ki 'kıyamet tellallığı' yapmayacağız fakat...

Yayın Tarihi: 23/12/20 15:00
okuma süresi: 5 dak.

Bu konu ile ilgili birçok kez yazı yazdım...

Ekonominin ne kadar önemli olduğundan birçok kez bahsettim...

Devletin, sosyal devletin, devlet babanın, tüm çalışanlarına eşit ve adil davranması gerektiğinden çok bahsettim...

Son 1-2 gündür, Sağlık Bakanı Sayın Ali Pilli’nin açıklamaları konuşuluyor...

Tartışılıyor...

Yok kapanacağız...

Yok uçuşlar açılacak, yılbaşında herkes “eller havaya” yapacak...

"Oteller dolup taşacak" diye tartışmalar uzayıp gidiyor...

Taraflar kendilerine göre pozisyonlarını belirlemeye çalışıyor...

Haklı olmaya çalışıyorlar...

Kendilerine göre olayları yorumluyorlar...

Ben de bir tarafım esasında...

Ben de özel sektörün yanında olan birisiyim...

Ben de kapanmaya karşı olan birisiyim...

Haa...

Eğer devlet baba, kapalı olduğumuz sürece, Almanya’nın yaptığı gibi, 2019’un Aralık ayına bakıp, Aralık 2020'de beni kapayacaksa ve 2019 beyanıma göre bana destek olacaksa...

Hemen, yarın değil...

Bugünden kapanalım...

Ama bizim devletin bunu yapabilecek ne gücü var, ne de vizyonu...

Onun için önce Kamu...

Kamuya, 13. maaş konusuna girmeyeceğim bugün...

Bugünkü konumuz “Felaket Tellallığı” yapmamak...

Fakat olayın “artı” ve “eksilerini” ortaya koymak...

Bir grup, kapanmanın ekonomiye büyük zararlar vereceğinden ve bunun toparlanmasının çok zor olacağından bahsediyor...

Diğer grup ise kapanalım, sağlıklı bir ortamda, yerel vakalar “sıfırlanınca” tekrardan açılırız diyor...

Şimdi “kapanma” olayını ilk önce bir açalım...

Bir kısım “kapanmadan” şunu anlıyor...

Mart ayındaki gibi, tüm sektörlerin kapanması, sadece sağlık, belediye, marketler, eczaneler gibi işlerin açık kalması...

Diğer bir kısım da şunu anlıyor...

Ülkeye karantinasız, son alınan karar ile de 10 gün karantinasız, kimsenin ülkeye alınmaması...

Şimdi açalım konuları...

Eğer ülkede, sektörler içinde bir “kapanma” olmaz ve sadece karantinasız girişlere izin verilmezse, ne olur?

Böyle bir durumda, son alınan kararlar ile yavaş yavaş yerel vakalar düşer, esnaf hayatta kalır, ciroları normal cironun çok altındadır fakat evine ekmek götürebilir çoğu kesim...

Çark döner, az da olsa, yavaş da olsa döner...

İnsanlarda bir güven oluşur, yurt dışına da gidemeyen yerli halk, yurt içinde harcama yapar...

Ocak-Şubat aylarında, öğrencilerin "karantinalı" gelmelerine hazırlık yapılır...

Diğer taraftan olaya bakarsak...

Önümüz yılbaşı...

Türkiye’de sokağa çıkma yasağı var 4 gün...

“Charter Uçuşlar” ile ülkeye gelmek isteyen çok sayıda kişi var...

Türkiye’deki vakalarda son günlerde bir düşüş olsa da, hergün 19,000 vaka var...

Oteller diyor ki “Havaalanlarına PCR testi yapılabilecek laboratuvarlar kuralım”...

Nasıl olacak?

Test çıkana kadar nerede bekleyecek bu insanlar?

Havaalanından otele transfer nasıl olacak?

Otelde personel ile müşteri iletişimi...

Bu dönemde gelen kişilerin; statüsü, maddi güçleri, kişisel duruşları da, çok kontrol altına giremeyecek karakterde oldukları da düşünüldüğünde...

Risk var mı?

Var...

Değer mi bu riski almaya?

Konu bu...

3 Ocak’a kadar, 3 günlük gelenlerden karantinasız girişlere “Evet” de...

Sonra 2 ay tamamen kapan...

Bu olabilir m?

Olabilir...

Sorunsuz olarak bu insanlar yine de gelip, gidebilir mi?

Bu da olabilir...

Fakat alınacak risk...

Kazanılacak para...

Değer mi?

Daha sonra 1 ay, 2 ay kapanmak zorunda kalırsak...

Ekonomik olarak kayıplarımız çok daha büyük olur...

İşte o zaman bunun telafisi olmaz...

Peki ne yapacak devlet?

Devlet uçuşları açmayarak, bu işten olumsuz etkilenecek olan özellikle turizm emekçilerine destek olacak...

Bu insanlara Mart’tan sonra çok ihtiyacı olacak sektörün...

Bu insanların, insan gibi hayatlarını sürdürmeleri için nasıl 13. maaşlar adına para bulmak için Ankara’ya gidiyorsa...

Bu emekçiler için de, turizm emekçileri için de, para bulacak...

Bulmak zorundadır...

Görevidir...

Ve bunu bile bile, bu zamanda hükümet oldular...

Alınabilecek bir risk değil karantinasız giriş bu dönemde...

Maalesef değil...

“Eksileri, kayıpları”,” artılarından, kazanımlarından” çok daha büyük olur...

Üstelik olabilecek “artılar da” sadece belli kesimlere olur...

Toplumun geneline yayılmaz...

Fakat olan, tüm topluma ve esnafa olabilir...

Bilerek, “artıları”, “eksileri”, iyi düşünerek hareket etmeliyiz...

"Felaket tellallığı" yapmadan...

Ama gerçekçi olarak...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Serhan AKTUNÇ yazıları