Gitgide umudumu kaybediyorum yurdumdan

Yayın Tarihi: 29/12/20 09:00
okuma süresi: 5 dak.

15 Kasım 1983’de kuruldu KKTC...

1983 öncesini saymazsak...

Yalnızca KKTC'de değil, tüm dünyada, 1983’den itibaren en büyük kriz yaşanmaktadır...

Birçok hataları oldu bizleri yönetenlerin geçen yıllarda...

Partizanlık...

Peşkeş...

Devletin parasının ve mallarının talan edilmesi...

Kötü yönetim...

Say say bitmez...

Fakat, daha iyi bir yönetim şekline ulaşana kadar, KKTC’nin değerinin bilinmesi gerektiğini düşünenlerden oldum hep...

Devletimizle, devleti yönetenleri ayırılması gerektiğine inandım...

Kötü yöneticilerin hatalarının bedelini, devletten çıkarılmaması gerektiğini düşündüm...

Çocuklarımı da bu yönde yetiştirmeye çalıştım...

Pandeminin başlamasından itibaren de, adalet, eşitlik, sosyal devlet kavramlarının önemini gösteren birçok yazı yazdım...

Bu büyük bir fırsattı esasında...

Bu ülkeye “banana republic” diyen de çok oldu...

Alt yönetim diyen de...

Devletcik diyen de...

Bu ülkenin gerçek bir devlet olduğunu, içinde yaşayan halkına, vatandaşına, vatandaş olmayanına, anlatmak, ispat etmek için tam zamanıydı...

Herkese gösterebilirdi bu gerçeği bizleri yönetenler...

Ama maalesef yine yapamadılar...

Yapamıyorlar en azından şimdilik...

Ve benim de, benim gibi bu ülkeye bağlı insanların da...

Gitgide umudu kalmıyor yurdundan...

Çok yazdım...

Bu sene ne dünyada, ne de KKTC'de, turizm olmaz diye, çok yazdım...

Bunu bilmek için, bu işin eğitimini almak gerekmez...

Biraz insan psikolojisinden anlayan, biraz toplum davranışlarını bilen, biraz aklı başında olan biri, bunu anlar...

Sağlığın ve güvenliğin olmadığı bir ortamda, turizmin olamayacağını anlaması gerekirdi herkesin...

Bunun örneklerini de, hem yanımızdaki Rum komuşumuz, hem de karşımızdaki Türkiye çok acı şekilde anladı...

Fakat ne yaptı bizi yönetenler?

Temiz bir toplum yaratacaklarına...

Temiz toplumun, vakasız toplumun, kendi dinamikleri ile, hem otelleri, hem de esnafı 2021 ortalarına kadar idare edebileceğini anlayacaklarına...

Hem güneye, hem de Türkiye’ye karantinasız girişleri serbest bıraktılar...

Sonra ne yaptı bizi yönetenler?

Sonra da vakalar patlayınca...

Yasaklara başladılar...

Yaptıkları hataları, beceriksizlikleri, esnafa yıkmaya çalıştılar...

Üstelik halkı, toplumu, sektörleri, birbirine düşürerek yaptılar bunları...

Güçlünün yanında olmaya çalıştı hep hükümetler...

Daha sonra, Otellere karantinasız girişleri yasakladılar ya...

Eee ne yapacak kendini affettirmek için hükümet?

Tabi ki servis sektörünü kapattı 21.00’den sonra...

Böyle olunca da halk, casinolara, otellere ve otellerin restoranlarına yönlendirildi...

Sonuçta “gebeler” bu büyük patronlara...

Biraz da olsa, onları da memnun etmek zorundalar...

Fakat unutuyorlar toplumun herkesten daha güçlü olduğunu...

Ve günü geldiğinde bu yaptıklarının bedelini onlara ödeteceklerini...

Ama bu nokta da, sektör ve birlik yöneticileri de sınıfta kaldı...

Bölündüler...

Bölündükleri için de yönetildiler...

Yönetildikleri için de istediklerini alamadılar...

Oysa birlik olabilseydi birlikler, sektörler...

Nasıl” kamuya karşı boynu kıldan inceyse” hükümetlerin...

Ve “o para bulunuyorsa” aranan para...

Sektörler de alabilmeliydiler istediklerini...

Esasında istenen de, bu devlete aidiyet duygusunu yaşatmak için gerekli olan...

“eşitlik ve adaletti” sadece...

Bu herkes için gereklidir ve hereksin ihtiyacı vardır...

Kamusu...

Özel sektörü...

Otelcisi...

Turizmcisi...

Esnafı...

Restorancısı...

Ve herkes...

Bir gün herkesin adalete ve eşitliğe ihtiyacı olacak...

Bunları, halkına veremeyen devlet de...

Aradığı, ihtiyacı olan aidiyet duygusunu halkından bulamayacak...

Maalesef gitgide umudum azalıyor vatanımdan...

 

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Serhan AKTUNÇ yazıları