Yerelleşme süreci...

Afrikalı Doktor yada orijinal ismiyle Bienvenue a Marly Gomont filmini 1.5-2 yıl önce izlemiştim...

Film, Kongolu bir doktorun Fransa’nın küçük bir  köyünde görev almasını ve ailece yaşadığı zorlukları anlatıyor... 

Yerelciliğin ve popülizmin yarattığı kriz ortamı filimde tüm yalınlığıyla anlatılıyor...

Gerçek hayattan esinlenerek yapılmış bir film...

İzlemenizi tavsiye ederim...

1.5-2 yıl sonra film niye aklına geldi? diye sorabilirsiniz.

Açıkçası yerelciliğin zirve yapma noktasında olduğu bir dönemde olduğumuzdan film aklıma geldi...

Birçok sosyal bilimcinin de belirttiği üzere  Avrupa’da popülizm ve yerelcilik birbirine dayanarak yürüyorlar...

Buradaki yerelciliği lütfen yerinden yönetim kavramıyla ve yerel yönetimlerin güçlendirilmesi kavramıyla karıştırmayalım!

Burada bahse konu olan yerelcilik- popülizm Avrupa sağ hareketlerinin dayandığı bir tutunum ideolojisidir.Bu tutunum ideolojisi sol hareketlerin karşısında duran ve göçmenlere karşı bir retorik yaratan yaklaşımdır.

Yerelci-populist akımlar Avrupa fikrine şüpheci (Eurosceptic) yaklaşan, aynı zamanda İslamofobi ve anti-Semitizm özelliklerine sahip hareketlerdir...

Yerelci-populist hareketlerde söylem güçlü kılınırken, kelimeler ve sembollere olduğundan fazla anlam ve önem yüklenir...

Farklılık ön plana çıkarılırken yerel düzeydeki yaşam tarzına ve  kullanılan kelimelerin önemine olabildiğince dikkat çekilir...

Böylece popülist muhafazakar bir çizgide yerelci bir hareketin de temelleri atılır ve daha sonra bu daha radikal sağ bir popülist harekete bürünür...

Gerek günümüz Avrupası, gerekse tarih yerelciliğin ve populizmin çeşitli örnekleriyle doludur...

Kimi zaman romantizmin duvarları örülür yerelcilikte-popülizmde, pastoral diyaloglar da kullanılabilir...

"Kimlik Merkezli" bir siyaset inşa süreci olabildiğince ön plana çıkarılır...

Üretim ilişkileri,  küresel dünyanın özellikleri  ve negatif etkileri ekonomik determinizmin perspektifinden değerlendirilmez...  Örneğin, neo-Gramscian okulun analizleri ve önermeleri göz ardı edilir veya bilinmez... Popülizmin akıntısında yol alınır...

Sembollerle ve kelimelerle süreçlere direnileceği sanılır...

Panayırlar kurtuluş savaşı gibi algılanır!

Ülkemizde de bu yerelleşme sürecini yüceltmek isteyenler olabildiğince popülizme sarılıyorlar... Farklılığı hem dilsel hem de kültürel düzeyde yerelci bir yaklaşımla ön plana çıkarmaya çalışırlarken, evrenselliği ve de ekonomi politiği ıskalıyorlar...

Bir bakıma yeni sağ popülist politikaların değirmenine su taşınıyor!

Günümüzde sol ideoloji, ekonomi-politiği iyi değerlendiren, sosyal sorunlarla birlikte çevre sorunlarını ön plana çıkaran ve sosyal devletin vazgeçilmezliğini vurgulayan bir düzlemde hareket etmek durumundadır....  Bu bakımdan farklı kültürlerin bir arada yer alabileceği ve sosyal politikaların ön plana çıkarılacağı özgürlükçü sol bir ideolojiye bugün daha fazla ihtiyacımız olduğu düşüncesindeyim...

Afrikalı Doktor filmini izlemeyi lütfen unutmayın !